'Garanti edilen yolcu ek maliyet doğurmuştur'

Hatay Milletvekili Lütfi Kaşıkçı, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün 2011-2016 yıllarına ait raporların bazı bölümlerine yapılan itirazlar ve komisyonun görüşüyle ilgili değerlendirmede bulundu.

SİYASET 13.12.2019 10:56:07 0

İskenderun/SES

 TBMM Genel Kurulunda konuşan Hatay Milletvekili Kaşıkçı, DHM´nin 1933 yılından itibaren sektörün temel altyapısını oluşturan ve değişik isim ve statülerde faaliyet gösteren, en son 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname´ye tabi olarak faaliyetlerini KİK olarak yürüten bir kuruluş olduğunu ifade etti. Kaşıkçı, 'Sermayesi hazineye ait olan bu kuruluş aynı zamanda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının ilgili kuruluşu statüsündedir. Kuruluşun üstlenmiş olduğu iki ana görev vardır; bunlardan birincisi, Türkiye geneline yayılmış olan havalimanlarının işletilmesi, bir diğeri de Türk hava sahasının yönetilmesidir. Türkiye genelinde aktif olarak işletilen toplam 56 havalimanının 49´u bilfiil Devlet Hava Meydanları tarafından işletilmektedir. Geriye kalan havalimanlarından Sabiha Gökçen Havalimanı´nı Savunma Sanayii Başkanlığı, Eskişehir Hasan Polatkan Havalimanı´nı Eskişehir Teknik Üniversitesi, Aydın Çıldır Havalimanı ise Türk Hava Yolları tarafından yönetilmektedir. Yine, İstanbul Zafer, Zonguldak Çaycuma ve Gazipaşa-Alanya ise özel sektör tarafından işletilmektedir. Yaklaşık 1 milyon kilometrekare olan Türk hava sahasında uçuş yapan ve havalimanlarına iniş-kalkış yapan uçaklar ile ülkemiz üzerinden transit geçiş yapan tüm hava araçlarına hava seyrüsefer hizmetleri de yine bu kuruluş tarafından verilmektedir. Yıllık 317 milyon yolcunun kullandığı hava meydanlarında 49.755 kişinin direkt ve dolaylı yoldan istihdam edilmesini sağlayan Devlet Hava Meydanlarında kadrolu personel sayısı 10.686 kişidir. Milyon dolarlık projeleri ihaleye çıkartan ve bu projelerin nihayete ermesi için denetleme faaliyetlerinde bulunan bir kurumun sürekli göz önünde olması kaçınılmazdır. Yapılan işlerin hacmi göz önüne alındığında tartışma yaratması doğaldır ancak bizce burada önemli olan iki husus vardır; biri, yapılan ihalelerin şeffaflığı, ikincisi ise ülkemize sağlayacağı katkıdır. Çokça tartışılacağını düşündüğüm iki proje üzerinden görüşlerimizi paylaşmak istiyorum. Birincisi, İstanbul Havalimanı´yla ilgili yapılan tartışmalar, diğeri ise bölgesel havalimanı olarak planlanan ve yapımı tamamlanıp işletmeye alınan Zafer Havalimanı´dır. İstanbul Havalimanı´yla ilgili genel başkanımızın ´Türkiye gelişen, büyüyen, bir ayağı batıda bir ayağı doğuda olan bir ülkedir´ ifadeleriyle konuya bakış açımızı belirtmek istiyorum. Böyle bir ülkenin böylesine büyük bir havalimanına ihtiyacı vardır. Genel başkanımızın da belirttiği üzere Türkiye doğu ile batının kesişim noktasıdır. Bu coğrafi konumumuz her alanda olduğu gibi ulaştırma alanında da birtakım fırsatları beraberinde getirmektedir. Ülkemize düşense bu fırsatları iyi görüp ülke menfaatlerine projeler üretmektir. İşte tam bu noktada İstanbul Havalimanı Projesi de Türkiye´yi hava ulaşımında gerek yolcu ve gerekse yük taşımacılığında öncü ve belirleyici bir aktör konumuna taşıyacaktır. Komisyon toplantılarında projeyle ilgili yapılan eleştirilere baktığımızda, projeyi eleştirenlerin de bu projenin ülkeye sağlayacağı katkıyı önemsediğini görmekteyiz. Yapılan eleştirilerin daha çok ihale aşamasında ve yapım sırasında yaşanan gelişmelerle ilgili olduğu ortadadır. Yoksa herkes bu projenin gerekliliğine ve İstanbul Havalimanının ülkemizi dünyada yeni bir bağlantı noktası hâline getireceğine inanmaktadır' dedi.

Hatay Havaalanına ´Tayfur Sökmen´ ismi
Milletvekili Kaşıkçı, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: 'İstanbul Havalimanıyla ilgili getirilen temel eleştirinin, ihale aşamasını takiben sözleşme imzalandıktan sonra yapılan proje değişiklikleridir. Bu değişikliklerin ek maliyet artışına neden olduğu savunulmaktadır ve bu doğru bir eleştiridir. Zaten Devlet Hava Meydanları da bunu kabul etmektedir. ´Kesin projelerin uygulama projelerine dönüştürülmesi aşamasında yapılan değişiklikler zaman zaman iş artışlarına sebep olmakta, bu durum da maliyet artışlarını beraberinde getirmektedir´. Bu ifade Devlet Hava Meydanları İşletmesine aittir. Bunu neden önemsiyorum? Yapılan yanlışı örten bir yönetim yok, bilakis bunun sıkıntı olduğu kurum tarafından da ifade ediliyor. Bu problemin ortadan kalkması için de söz konusu kanun hükmünde kararnamenin ilgili maddesinde değişiklik yapılabilmesi durumunda kesin ve uygulama projelerinin yapılması, yaptırılması ve onaylanması gerçekleşmiş olacak ve böylece istenmeyen proje değişikliği ve maliyet artışlarının önüne geçilmiş olacaktır.Devlet Hava Meydanları İşletmesiyle ilgili bir diğer tartışma konusu da Zafer Havalimanıdır. Planlanması yapılırken bölgesel bir havalimanı olarak düşünülmüş ve Kütahya, Afyon ve Uşak illerine hizmet vermesi planlanmıştır. Bu 3 ilimizin gerek yurt dışında yaşayan nüfusu ve gerekse turizm potansiyeli dikkate alınarak planlanan proje hazırlık aşamasında yetkililer tarafından fizibil bulunmuştur. Ancak proje bitip havalimanı vatandaşların hizmetine açıldığında havalimanının istenilen kapasitede doluluk oranlarını yakalamadığı görülmüştür. Yap-işlet-devlet modeliyle ihalesi yapılan Kütahya Zafer Havalimanı´nda verilen yolcu ve gelir garantisinin gerçekleşmesi yüzde beş dolaylarında kalmıştır. İç hatlarda 570 bin garanti edilen yolcuya karşılık 28.439, dış hatlar için garanti edilen 398.843 yolcuya karşılık 13.437 yolcu olarak gerçekleşmiştir. Bu da Sayıştay raporlarına göre ek bir maliyet doğurmuştur. Zafer Havalimanı´nın içinde bulunduğu bu durumdan nasıl çıkacağıyla ilgili sizlerle fikirlerimizi paylaşmak istiyorum. Zafer Havalimanı´nda yaşanan bu sıkıntıların çözümü için uçak ve yolcu trafiğinin artırılmasına yönelik projeler geliştirilmeye başlanmış, işletmeci şirket ile Devlet Hava Meydanları Genel Müdürlüğü yetkililerinden oluşan bir komisyon kurulmuş, komisyon çalışmaları kapsamında bölge turizmiyle ilgili alakalı acentelerle görüşmeler başlamıştır. Tüm bu çalışmaları bizler de destekliyor ve havalimanının gerçek potansiyeline ulaşması için yurt dışı ve yurt içi yeni güzergâhlar eklenmesinin de faydalı olacağını düşünüyoruz. Bu kurumlar milletimizin birikimleriyle kurulmuş ve bugünlere gelmiştir. Yönetim farklılığından kaynaklanan değişimleri bizler KİT Komisyon toplantılarında çok rahat bir şekilde gözlemleyebiliyoruz. Kurumlar, başındaki yöneticilerle bambaşka yolculuklara çıkabileceği gibi, büyük sıkıntılar içine de sokulabiliyorlar. O yüzden sermayesi devletimizin yani milletimizin olan bu güzide kurumların başındaki yöneticilerin belirlenmesi aşamasında liyakatten hiç taviz verilmemesi gerekmektedir. Komisyon toplantısında Devlet Hava Meydanları İşletmesinin tartışıldığı bir toplantıda Hatay Havalimanı´nın isminin Hatay Tayfur Sökmen Havalimanı olmasını teklif etmiştim. Bu teklifim üzerine komisyon ´evet´ cevabı verdi. Bunun üzerine komisyon başkanımız teklifi bireysel bir tekliften çıkarıp, komisyon teklifi hâline getirmeyi önerdi ve o gün komisyonda olan milletvekillerinin imzasıyla bir tutanak hazırlandı. Bu tutanak benim için son derece önemli çünkü komisyonda herhâlde çok fazla uygulanmayan bir yöntemdi ama böyle bir şeyin de bana denk gelmesi ayrıca büyük bir onur. Biz o gün, Hatay ilimize hizmet vermekte olan havalimanının Tayfur Sökmen Havaalanı olarak değiştirilmesi hususunda komisyonumuzun tavsiye kararını Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğüne iletilmesini teklif etmiştik. Tabii, komisyonun Bakanlığın yerine geçip bu havalimanının ismini değiştirme yetkisi yok, sadece biz böyle bir teklif sunarız, ancak bu teklif önemli bir teklifti çünkü komisyondaki tüm milletvekillerinin ortaklaşa imza altına aldığı bir teklifti. Biz bu teklifi Ulaştırma Bakanlığına Komisyon olarak ilettik. Gönlümüz şunu arzu ediyordu tabii, devletin önemli KİT´lerini denetleyen bir komisyon fikir birliğiyle bir havalimanının isminin değişmesi noktasında karar vermiş, bu talebi özel bir talep olarak değerlendirip Hatay Cumhuriyeti´nin ilk ve son Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen´in isminin Hatay havalimanına eklenmesi teklifimize cevap verilmesini bekliyorum.'
Kaşıkçı, komisyonun teklifinin 12 Aralık 2018 tarihinde komisyonda alındığını da ifade etti.


İskenderun'da filtre operasyonu

Dr. Kanatlı'dan ürküten tablo

Aile hekimleri iş bıraktı

Meclis'te 'fotoğraf tartışması'

Rezerv alan kararına 'dava'

Binalara 8 kat sınırı

CHP’den Lütfü Savaş'a 'kesin ihraç' istemi

AFAD'da dönüşüm değerlendirme toplantısı

Belediye meclisinde kayyum eleştirisi

65 yaş üstüne çay-kahve ücretsiz

Feyezan Kanalının duvarı yükseliyor

Usta öğretici belgeli tek kadın klimacı

İskenderun DEM Parti'den kayyum eleştirisi

AKP'de tek listeli seçim

AKP: Uygulamalar devam edecek

  • BIST 100

    9367,77%3,72
  • DOLAR

    34,48% 0,07
  • EURO

    36,21% -0,34
  • GRAM ALTIN

    2960,09% 0,86
  • Ç. ALTIN

    4956,37% 0,55