İskenderun/SES
Samandağ´da özel sağlık hizmeti veren 100. Yıl Samandağ Hastanesinin Üroloji Uzmanı Dr. Dönger, gereğinden az su tüketilen toplumlarda böbrek rahatsızlıklarının daha çok görüldüğünü ifade etti. Dönger, 'Susuz kalan vücutta kanın koyulaştığı ve pıhtıya eğilimin arttığı bilinmektedir. Derinin su ihtiyacı çok fazladır. Az su içildiğinde hücre iç suyu azalmakta derinin onarım hızı düşmektedir. Susuz kalındığında beyin fonksiyonları bozulmakta, sersemlik, algılama yetisinde düşme, karar verme mekanizmasında bozulma meydana gelmektedir. Az su içmek ayrıca baş ağrısına, unutkanlığa, kabızlığa, saç dökülmesine, emziren annelerde süt azlığına ve kas kramplarına yol açmaktadır. 24 saatlik idrarın 500 mililitrenin altı acil tedavi gerektiren bir durumdur. Fiziksel aktiviteye, mevsimlere, beslenme alışkanlığına göre değişmekle birlikte hayati fonksiyonların yerine getirilebilmesi için günde 2-2.5 litre su içilmesi gerekmektedir. İnsan vücudundaki su oranı yaş, günlük aktiviteler, cinsiyet ve fiziksel özelliklere göre değişiklik gösterir. Çocukların vücutlarının su oranı yüzde 75 iken erişkinlerde bu oran yüzde 50-60 aralığında değişmektedir' açıklamasını yaptı. Aynı hastanenenin diyetisyeni Semiha Özge Öksüz ise vücut suyunun yüzde 10´u yitirildiğinde insan yaşamının tehlikeye girdiğini belirterek, suyun insan yaşamı için oksijenden sonra gelen en önemli öge olduğunu ifade etti. Öksüz, 'Diyetle alınan enerjinin her 1 kalorisi için 1 mililitre su alınması gerekmekte. Ggünlük bin 500 kalori alan bireyin 1,5 litre su tüketmesi gerekir. Yetişkin bireylerin ise günlük ortalama olarak en az 2 litre su tüketmesi gerekmektedir' değerlendirmnesini yaptı.