İSTE Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Konferans Salonu´nda yapılan ve Sütçü İmam Üniversitesi Yapı Topluluğu, Dicle Üniversitesi Mühendisliğe Hazırlık Kulübü, Kilis Yedi Aralık Üniversitesi öğrencilerinin konuk olduğu etkinliğe konuşmacı olarak, inşaat Mühendisleri Odası (İMO) Hatay Şube Başkanı Selim Harbiyeli, İMO İskenderun Temsilciliği Başkanı Selahattin Gündüz, Prof. Dr. Uğur Ersoy, mühendisler Yoshinori Morıwaki ve Cem Kafadar, Türkiye Çimento Müstahsiller CEO´su İsmail Bulut ve yazar Orhan Gürbüz katıldı.
Prof. Dr. Ersoy, “İnşaat mühendisliği endüstri devriminden sonra ortaya çıkmış ve değer kazanmış bir alan. Önceleri şehirleşme çok olmadığı için böyle bir mühendisliğe ihtiyaç duyulmamıştı. Peki mühendislik bilgisine sahip olmadan hala ayakta duran mimari eserler nasıl ortaya çıktı? Mimar Sinan gibi bir dâhinin eserlerinin inşaat bilgisine sahip olunmadan yapılması ile ilgili tek ortak kanaat, mühendislik sezgilerine sahip olduğudur. Dünyada bu güne kadar üç devrim gerçekleşmiştir. Bunlar; Rönesans, Sanayi Devrimi ve Bilişim Devrimidir. Bu üç devrim mühendisliklerin de devrimi olmuştur. İlk mühendislik okulu Fransa´da yol ve köprü inşaatı için açılmıştır. Ancak bundan önce Mühendishane-i Berri Hümayun, Osmanlı da kurulmuştu. Ve amacı yol köprü yapımı değil denizcilik eğitimi vermekti. Ancak zamanla isim değiştirerek varlığını korumaya çalışan mühendishane kalıcı olmayı başaramamış. Ülkemizde mühendisliğin ve bilginin yeterince gelişememesinin nedeni, kendimize uyarlamadan kaynağından olduğu gibi alıp kullanmaya çalışmaktır' dedi. Japon mühendis Morıwaki de, Japonya ve Türkiye´yi depremler konusunda karşılaştırdığı konuşmasında şunları söyledi: 'Türkiye´nin depremlerde en çok can kaybı yaşayan üçüncü ülke. Bu sıralamada daha çok deprem olmasına rağmen Japonya yedinci sırada. Ülkeler arasında yapısal ve depreme karşı alınan önlemler konusunda büyük farlılıklar var. Depreme yönelik birinci sırada sismik izolatör sistemine dayalı binalar yapılması önemlidir. Basitçe ifade edilirse, binalar yıkılırken, objelerin üzerine düşen tavan ağırlığı veya içerideki mobilyalar bu nesnelere çarparken yanlarında bir yer, boşluk bırakırlar. Bu boşluk ´hayat üçgeni´ dediğimiz alandır. Nesne ne kadar büyük ve ne kadar dayanıklı olursa daha az ezilecektir. Nesneler ne kadar az ezilirse boşluk ve bu boşluğu kullanan kişinin yaralanmama olasılığı o kadar artar. Evlerimizde her zaman kolayca ulaşabileceğimiz içerisinde su, düdük, kısa saplı kazma bulunan bir deprem çantası hazır bekletilmeli.'
Mühendis Kafadar ise 'Kendinize güvenmek çok önemlidir. Ancak bu güvenin içi boş olmamalı yapabileceğiniz işlerde sorumluluk alınmalı. Kendinizi iyi tanımalısınız ki hangi işi yapıp yapamayacağınızı bilerek hareket edebilin. Başarılı olabilmenin bir diğer sırrı zaman yönetimidir. Zamanı en iyi şekilde yönetmek, bir zaman çizelgesi hazırlayarak saati saatine planlamayla mümkün olabilir. Hayata tek bir hedef seçerek başlarsanız seçtiğiniz hedefte de başarılı olamazsınız. Her zaman birden fazla seçeneğiniz olmalı. Bu sizin bakış açınızı zenginleştirir. Her şey sizin elinizde. Bir şeyi gerçekten isterseniz olur. Geleceğe hazırlıklı olun, çünkü öyle günler göreceğiz ki yapay zekâ hayatın her alanına girecek. Bu günlere hazırlıklı olmalıyız” diye konuştu.
İSTE Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Aktaş ve İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Murat Örnek etkinliğin açılışında konuşurken, kapanış değerlendirmesi yapan rektör Dereli de, İSTE´nin kendi markalarını oluşturan bir üniversite olduğunu, Teknoversite, İnovasyon Fabrikası, Sanayi 4.0 vb. gibi pek çok markanın tesciline sahip bulunduğunu inovasyon ve teknolojiye adanan üniversitede her konuda özgünlüğü tavsiye ettiklerini belirtti. Dereli, 'Herkes gibi değil, kendi gibi olan CV´ler kazanır. Doğal olun. En büyük fikirler ve işbirlikleri arkadaşlarla muhabbet ederken ortaya çıkar” dedi. Etkinlikte bilgi yarışması da yapıldı.
9411,13%0,46
34,56% 0,25
36,04% -0,51
3000,45% 1,31
5010,37% 1,12