İskenderun/SES
Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesindeki konferansa İSTE Rektörü Türkay Dereli, Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Orhan Büyükalaca, Mustafa Kemal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Kırman, öğretim üyeleri ve İskenderun Paşa Karaca İmam Hatip Lisesi ile üniversite öğrencileri de katıldı. Konferansın açılışında konuşan Mustafa Kemal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kırman, Mevlid Kandili´nin anlamını ifade ederken, Prof. Dr. Ayaz ise '´Peygamberimizi anlamaya, onun güzel ahlakını, bütün hayatını doğru yaşayarak geçirmesini öğrenmeye bu yüzyılda daha çok ihtiyacımız var. Hz. Peygamberi tanımak, düşünmek, anlamaya çalışmak yerine, ne yazık ki sadece bize anlatılanlarla yetinmek yeterli olmuyor. Kalıplaşmış anlatılar yeterli olmuyor. Peygamber efendimizin ömrü boyunca gülümsemediği konusunda yapılan değerlendirmelere katılmak mümkün değil. O peygamberdi, ama tıpkı bizler gibi Allah´ın bir kuluydu. Üzülüyordu, seviniyordu, tebessüm ediyordu, kimi zaman ağlıyordu. O´nun sıfatlarından birisi de Muhammedü´l emin olmasıdır. ´Emin´, güvenilir, yalan söylemeyen, söz verdiği zaman sözünde duran ve emanete hıyanet etmeyen demektir. Peygamberimiz, kendisi güvenilir olduğu kadar, yanındaki insanlar da güvenilir olurdu. Onların diline, dinine, ırkına bakmaksızın yanında olmalarına müsaade ederdi. Bizim yapmamız gereken de bu olmalıdır' dedi. Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Ayaz, katılanlara kandil simidinin ikram edildiği konferansta konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Peygamber imizi kendi zamanıyla anlamaya çalışmalı ve gençlere onu anlatırken şimdiki zamanın şartlarını göz önünde bulundurmamız gerektiğini unutmamalıyız. O´nu anlatırken en gelişmiş teknolojileri ve özellikle sanatı etkin bir şekilde kullanmalıyız. Peygamberimizin hayatını anlatan, hepimizin bildiği bir film vardır, adı Çağrı´dır. Bunun üzerine bir şey koyabilen olmadı. Bu boşlukların acilen doldurulması gerekiyor. Peygamberimizin az bilinen bir özelliği de, affedici olmasıdır. En azılı düşmanlarını dahi cezalandırmamıştır. Gençlere hadisleri, ezberleterek değil, hadislerin vermek istediği mesajı onların gönüllerine yazarak öğretmeliyiz. Ancak bu şekilde, Mevlid Kandilleri ve verdiğimiz derslerin bir anlamı olacaktır. O´nu anarken yapmamız gereken en önemli şey, onu tanımaya çalışmak, güzel ahlakını, yaşantısını ve vasıflarını öğrenerek, yaşamaya çalışmak olmalıdır.'