Göreve geldiği günden bu yana yapılan çalışmaları ve yapacağı projeleri yazılı açıklamayla paylaşan Başkan Gül, devlet hastanesi projesinin tamamlandığını, ancak ihale sürecinin korona salgınından dolayı durduğunu ifade ederek, salgından sonra bu adımın takipçisi olacağını söyledi. Başkan Gül, “Hastane ile ilgili bugüne kadar herhangi bir çalışma yapılmamış. Sadece yer tahsisi var bunun dışında bir şey yapılmamış. Bölge milletvekillerimizle, sağlık bakanımıza gittik görüştük olumlu sonuç aldık. Kısa süre içerisinde Arsuz ve İskenderun devlet hastanelerinin ihalesi yapılacaktı. Projesi hazır sadece İhale sürecine gelinmişti. Fakat corona süreci baltaladı. Virüsten sonra hastane ile ilgili attığımız adımların takipçisi olacağız.”
Belen kurallara uyuyor
Koronavirüs mücadelesinde Hatay´ı şanslı gördüğünü ifade eden Başkan Gül, Hatay genelinde vali, ilçede kaymakam, ilçe jandarma, emniyet, milli eğitim, diğer kurum kuruluşlar ve büyükşehir belediyesi olmak üzere Belen´de eşgüdümle çalışma yürütüldüğünü ifade etti. Gül, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ayrıca kendimiz de imkanlar dahilinde ekstra bir şeyler yapmaya çalıştık. Günün her saati vefa grubumuz çalışmakta. Vatandaşın ihtiyacına birebir cevap vermekteyiz. Maske dağıtımından dezenfektana kadar ekibimiz şehrin tamamında çalışmalar yapıyor. Hatay´ın birçok ilçesinde ceza yiyen vatandaşlarımız var ama Belen de ceza yiyen vatandaşımız yok çünkü Belen halkı kurallara uyuyor. Bu çok önemli. Belen halkına hassasiyetinden dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum.”
3 yıllık bütçeye yakın borç
İlk göreve geldiğinde Belen´in bulunduğu borç duruma karşı şaşkınlık içerisinde kaldığını ifade eden Başkan Gül, “Önceki belediye başkanları Belen´de mutlaka güzel hizmetler yapmışlardır. İyi niyetle, gayretle çalışmalar gösterdiler. Belen de ilk göreve başladıktan sonra borcun çok yüksek rakamlarda olması beni şaşırtan olaydı. Geçen yıl itibariyle Belen Belediyesinin bütçesi 27 milyondu. Bu yıl 30 milyon civarında ama borcumuz 100 milyonun üzerinde. Yani Belen Belediyesinin 3 yıllık bütçesine yakın miktarda borcu var. Bizi ilk hayal kırıklığına uğratan tablo buydu. Onun dışında Belen Belediyesine kurumsal bir kimlik kazandırmak gerekiyordu. Bu manada da eksikleri gördük, gözlemledik. Ekibimizle birlikte oturduk önce bu kurumsal kimliği nasıl kazandırabilirizin mücadelesine girdik ve bu noktada adımlar atmaya başladık. Borçlarımızla ilgili de çalışmalarımız devam ediyor. Gereken gayreti göstererek borcun bir miktarını ödemeye başladık. Umarım zamanla hayırlı sonuçlar alacağız ve Belen´in borç yükünü azaltmış olacağız” ifadesini belirtti.
Borca rağmen geleceğe yatırım
Atıl araziler ile geleceğe yatırım yaptıklarını da sözlerine ekleyen Gül, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “Ekonomik tablo olarak baktığımızda ekibimizle birlikte bu süreci kısa sürede atlattık. Silkendik kedimize geldik. Bu süreci sıkıntısız ve güçlenerek götürüyoruz. Ekibimizin emeğiyle bütçemizi genişletip büyüterek Belen´e daha iyi hizmet vereceğiz. Düşünün ki böyle bir borç var. Büyükşehir taziye için yetersiz kaldığı durumlarda Taziye çadırı istendiğinde götüremeyecek durumdaydık. Hizmet götürmeye gittiğimizde benzin, mazot almayacak durumdaydık. Böyle bir durumda bu 1 yıl süre içeresinde 2 tane çöp kamyonu, 2 tane çift kabin pikap, 1 tane 18 kişilik minibüs belediyemizin kasasından 1 lira çıkmadan Belen´imize kazandırdık. 2 tane kullanılmayan aracımızın da bakımını yapıp sıfır hale getirdik. Bunları bir yıl içerisinde yaptık. Vatandaş hizmet ederse, kesinlikle bu mazeretleri sunmadan hizmet yapmak zorundayız. Biz bunları yaparken borcu hafifleterek yapıyoruz. Atıl arazilerimizden verim alarak geleceğe yatırım yapıyoruz.”
ENVİTEC aldığı paranın hakkını vermek zorunda
Son zamanlarda sık sık gündemde yer alan Envitec firmasıyla ilgili yaşanan olumsuzluklara da açıklık getiren Başkan Gül, firmayla ilgili şunları söyledi: “Envitec ile ilgili sorunları bugün gündeme getirmiyorum. Ülkü ocakları başkanı olduğum dönemde de ben bu firma ile ilgili sıkıntıları sık sık dile getiriyordum. Benim firmayla hiçbir sıkıntım, husumetim yok. Ama ben görevin iyi yapılmadığını, yapılan yanlışları kamuoyuyla sık sık paylaşıyorum. Envitec şehri iyi temizlemediğini, çalışanlarına karşı iyi davranmadığını gözlemliyorum, duyuyorum. Bazı olayları oradaki çalışanlarla birlikte yaşıyorum. Benim tepkim buna. Envitec firması savunma şeklinde 48 sayfalık bir basın açıklaması yapmış ama burada vatandaşın sorduğu soruların hiç birine cevap vermemiş. Biz geçmişte usulsüz elektrik kullanılmış diyoruz. Usulsüz elektriğin nasıl kullanıldığını herkes çok iyi biliyor. Belediyenin sayacından bunun kullanıldığını, firmanın bu konuda ceza aldığını herkes biliyor. Şirket çıksın yaptı mı, yapmadı mı bunu açıklasın. 3 çalışan arkadaşımız şirketin sırlarını açıkladığı için işten atılmış. Bu arkadaşlarımız gördükleri yanlışları eksikleri açıklamışlar. Şimdi ben size soruyorum kamu menfaatimi önemli, şirket menfaati mi? Peki bu arkadaşımız yapılanları doğru bir şekilde açıkladığı halde şirkete ihanet etmiş mi oluyor, kamuya faydalı işler mi yapmış oluyor? Şirket yetkilileri bunların cevabını versin. Arkadaşlarımızın iddiası ise, molozlar, taşlar yükleniyor. Bu iftira değil, yalan değil. Yüzlerce fotoğraf ve video görüntüleri var. Bunların hepsini biz de biliyoruz kamuoyu da biliyor zaten. Yetkililer bunu çıkıp açıklasınlar. Bu işlerle ilgili cezayı kesecek olan kimse onlarda çıksın gerekeni yapsın. Ben ifade veremeyen, işten atılırım korkusuyla susan birçok işçi arkadaşımla görüştüm ve bunların teyidini onlardan aldım. Onlarda mobbing uygulandığı konusunda aynı fikirde. İşlerinden olurlar korkusuyla susmak zorunda kalıyorlar. Basına verdikleri beyanata bakıyorum. Şantaj var, komplo var, olayı saptırmak var. Gerçekleri saklayarak insanları başka yöne çevirmek için atılmış adımlar, hamleler görüyorum. Başka hiçbir şey görmüyorum. Bizim sizinle hiç derdimiz yok. Ama siz bizden milyonlarca lira para kazanırken bunun hakkını da almak zorundayız. Kimse kusura bakmasın memleket sahipsiz değil, memleketin insanı da sahipsiz değil. Biz hep memleketimizin, insanımızın yanındayız. Gerginlikten, kaostan hoşlanan insanlar değiliz ama hakkımızı da almalıyız. İnsanlardan kazandıkları paranın karşılığında da insana hizmet etmek zorundalar. Bizim tek derdimiz bu.”