Hatay'a 60 taş ocağı

24. Geleneksel Evvel Temmuz Kültür Festivali kapsamında Samandağ’da düzenlenen panelde "Hatay taş ocakları ve beton santrallerinin zararları" ele alındı

HATAY 16.07.2024 17:01:00 0
Hatay

Antakya/SES

24. Geleneksel Evvel Temmuz Kültür Festivali kapsamında Samandağ’da düzenlenen "Hatay taş ocakları ve beton santrallerinin zararları" adlı panelde konuşan Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri (DAÇE) sözcüsü Sabahat Aslan da, DAÇE olarak, deprem sonrası çoğalan taş ocaklarına ilişkin hazırladıkları raporu mart ayında açıkladıklarını ifade etti. Aslan, "O dönemde 54 taş ocağı varken, bugün bu sayı arttı ve mevcut ocakların kapasiteleri de genişletildi. Şu an Hatay’a 60 taş ocağı yapılmak isteniyor. Elbette, kentin yeniden inşası için bazı taş ocaklarına ihtiyaç var, ancak dünya genelinde bu tür yatırımların kent içinde değil, başka bölgelerden temin edilmesi gerektiği biliniyor.60 taş ocağının kurulumunu gördükten sonra, bu kentin gözden çıkarıldığını fark ettik. Taş ocakları yaşam alanlarına çok yakın kuruluyor, bazıları evlere sadece 60-100 metre mesafede. Bu ocaklar, doğal hayatı koruma alanlarına da zarar veriyor. Antakya’da planlanan taş ocakları Altınözü Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’na 800 metre, Belen’deki taş ocakları ise Belen Geçidi Tabiat Parkı’na iki kilometre mesafede. Hatay Dağ Ceylanları Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’na 800 metre uzaklıkta taş ocakları kuruluyor. Bu ocaklar, yılda yaklaşık 147 milyon ton malzeme üretecek ve bu miktarın büyük kısmı diğer şehirlere gönderilecek. Taş ocakları ciddi miktarda patlatma malzemesi kullanacak, bu da çevre kirliliğine neden olacak. Ayrıca, toz emisyonları ve yeraltı su kaynaklarının zarar görmesi gibi sorunlar da yaşanacak. Bu durum, Hatay’da su sorununun daha da derinleşmesine yol açacak" dedi.

“Yeni bir Hatay kuruluyor, bizim için kurulmuyor”

"Hatay’a 60 taş ocağı niye kuruluyor?" diye soran Tüm Köy Sen örgütlenme uzmanı Sedat Başkavak da şunları söyledi: "Buranın afeti yeni başlıyor. Bir bölgede taş ocakları çoğalıyorsa o bölgeye çimento fabrikaları gelecek demektir. Eğer bu kadar çok taş ocağı planı yapılıyorsa, hani 150 milyon tonluk bir taştan bahsediyorsak çıkarmayı, bu bölgeye çimento fabrikaları gelecek demektir. Hesap şu; Mersin'den buraya kadar bu bölge tamamen enerji ve sanayi bölgesi olarak planlanıyor. Termik santraller, demir çelik fabrikaları, limanlar.  Buradan Mersin'e kadar işletme içerisinde olan 19 liman var. Yeni bir Hatay kuruluyor, bizim için kurulmuyor. Arsuz, Erzin ve Samandağ ilçelerinde bu kadar uzun bir sahili olan bir kentte, niye turizm planı yok, hiç düşündünüz mü? Taş ocakları, beton santralleri, 150 bin konut bunların hepsi önümüzdeki dönem bu bölgenin enerji sanayi bölgesi olarak kurulması için hayata geçiriliyor. Burası sermaye için bir cennet, buradaki halk için de bir cehennem haline getirilecek. Adına 'istihdam, kalkınma' diyorlar ve bize 'bunlara karşı mısınız?' diye soruyorlar.  Onun için şimdiden tedbir almalıyız yaşam alanlarımıza halk olarak sahip çıkmalıyız."

“Hatay’ı bekleyen tek afet deprem değil”

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Tacettin İnandı ise hava kirliliğinin insan sağlığına ciddi sorunlara yol açtığını belirtti.  Prof. Dr. İnandı, "Hava kirliliği insan yaşamını tehdit ediyor. Hatay halkı kirli hava soluyor.  Hatay’da hava kalitesini ölçen istasyonlar var. Deprem sonrası Samandağ’da bir hava kalitesi istasyonu aktif olarak ölçüm yapıyor. Depremden önce Hatay, Antakya ve İskenderun’da hava kalitesi Dünya Sağlık Örgütü standartlarının çok üzerindeydi, bu durum Samandağ için de geçerli. Kirli hava, insan sağlığına büyük zararlar verebilir, kanser ve solunum yolu hastalıklarına yol açabilir. Deprem sonrası, yıkılan binaların taşınması ve ayrıştırılması sırasında hava kirliliği daha da arttı. Önceden ısınma ve evsel kaynaklardan gelen kirlilik, şimdi inşaat faaliyetlerinden kaynaklanıyor. Hatay, adeta bir şantiye alanına döndü. Beton santralleri ve taş ocakları, insan ve çevre sağlığına önemli zararlar verebilir. Bu tür işletmelerin yer seçimi dikkatle değerlendirilmelidir. Hava kalitesini düşüren bu işletmelerin çevresel etkileri iyi analiz edilmelidir. Gürültü kirliliği, su kaynaklarının kirlenmesi gibi etkiler de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tür sorunlarla mücadele etmek için bilimsel kanıtlara dayalı, barışçıl ve demokratik yöntemlerle harekete geçmeliyiz. Hatay’ı bekleyen tek afet deprem değil" değerlendirmesinde bulundu.

Harbiye'ye 'taş ocağı' planına tepki

Defne'nin Harbiye Mahallesi'nde yapımı planlanan taş ocağına tepkiler sürüyor. Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Harbiye Mahallesi'ndeki Darmaşta bölgesinde düzenlenen halk toplantısına katıldı. Gaziantep Milletvekili Karaca, Harbiye Mahallesi'nde muhtarın da katıldığı toplantıda, yöre halkının taş ocağı tepkisinin haklı olduğunu ve mücadelelerinde yanlarında yer alıp, sorunlarını parlamentoda dile getireceğini ifade etti.


Anahtar Kelimeler: Hatay' ocağı

Konteyner çarşı aydınlatmasının esnafa ödetilmesine tepki

Öntürk: Hatayspor, inşaatlar, yollar kadar önemli

Erzin AKP'de başkan Musa Kürtül

Hak sahipliği başvurusu bugün ve yarın

"Hatay mücbir bir yük altında"

Rezerv alana bir dava daha

İskenderun'da 'Çocuk Hakları Durağı'

KESK Sekreteri Pınar: 30 Kasım başlangıç

4 belediyeye ek bütçe

Bugün 20 Kasım: Dünya Çocuk Hakları Günü

Meme kanseri farkındalık semineri

Belen'den Letonya'ya, Erasmus+ ziyareti

Kadınlar 'şiddete karşı yürüyecek'

Dindar, kalp krizine yenik düştü

İskenderun Engelliler: 77-KKTC Vakıflar: 62

  • BIST 100

    9863,27%1,88
  • DOLAR

    34,75% 0,10
  • EURO

    36,60% 0,33
  • GRAM ALTIN

    2957,36% 0,48
  • Ç. ALTIN

    4831,50% 0,59