Tarih: 19.02.2021 05:48

9´u Hatay´da 766 maden sahasıyla ilgili mahkeme kararı bozuldu

Facebook Twitter Linked-in

Danıştay´ın ‘kararı bozma´ ilişkin yaptığı açıklamada Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Platformu DAÇE´nin gönüllü avukatı Av. İsmail Hakkı Atal, “İklim krizi ve Corona virusler çağında , '766 madenin topluca ihalesinin ilanına ' karşı açtığımız iptal davasına Ankara 4. İdare Mahkemesinin verdiği red kararı Danıştay 13. Daire tarafından bozulmuştur” dedi.

Aralarında Antakya, İskenderun çevre koruma dernekleri, Erzin Ziraat Odası, Erzin Yeşilkent Sulama Kooperatifi, Erzin Turunçgil Üreticileri Birliği´nin de yeraldığı 34 kuruluş ve kişi adına, ‘Ankara 4. İdare Mahkemesi´nin 06/10/2020 tarih ve E:2020/1643, K:2020/1369 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması´ talebinde bulunmuştu.

Danıştay 13. Daire´sinin hukuki değerlendirme başlıklı bölümünde, ‘davanın incelenmeksizin reddi yolundaki Mahkeme kararında usûl kurallarına uygunluk´ bulunmadığı kaydedildi. Hatırlanacağı gibi tepkiyle karşılanan Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü´nün (MAPEG)Türkiye genelinde 766 adet maden sahasını aynı anda ihaleye çıkarılmasına yönelik ilk kitlesel basın açıklaması Türkiye Çevre Platformu tarafından Arsuz´da gerçekleştirilmişti.

Temyiz davasının vekili ve DAÇE görüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, Danıştay´ın kararının ardından yaptığı yazılı açıklamada, “Anayasanın 166 maddesiyle devlet görevlilerine yüklenen planlama görevi , corona virusler -iklim krizi küresel destabilizasyon -istikrarsızlık çağında yaşamsal öneme haiz olmuştur. İdareci bürokratlar topluca maden ihalelerini terkederek bilimsel esaslara dayalı olarak çalışmalarını bir an önce düzenlemeli, bizleri sürekli dava açmak zorunda bırakmamalıdırlar” ifadesini belirtti.

Atal, şu değerlendirmeyi yaptı: “Hiçbir hesap -kitap yapılmadan , herhangi bir strateji olmaksızın, toplumsal maliyet analizi yapılmadan, kümülatif etki çalışması yapılmadan, tüm maden projelerini kabala-toptan ihaleye çıkaran Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü´nün yaptığı bu işlemler halkımızın hayatını tehdit etmektedir. Biliminsanları, yaygın ormansızlaşma, tarımın kontrolsüz genişlemesi, yoğun çiftçilik, madencilik ve altyapı gelişiminin corona virus salgınlarına yol açtığını belirlemişlerdir. ( Bkz. https://ipbes.net/covid19stimulus) Madenciliğin yok ettiği orman alanları ve diğer doğal ekosistemlerde, Covid 19 virusunun 2.5 kat arttığı ve viruslerin insanlara bulaşma riskinin de %70 arttığı bilimsel olarak ispatlanmıştır. ( https://www.nature.com/articles/s41586-020-2562-8). Biliminsanları, doğal ekosistemlerdeki insan kaynaklı yıkım faaliyetleri devam ettiği takdirde, Covid -19´un yalnızca bir başlangıç olabileceğini, memelilerde ve su kuşlarında insanları hasta edebilecek henüz tanımlanmamış, 1.700.000 kadar virus olduğunu ve bunlardan herhangi birisinin gelecekteki X hastalığı olarak Covid 19´dan daha yıkıcı ve öldürücü olabileceğini ve gelecekteki salgın olasılıklarının çok daha fazla olduğunu da belirlemişlerdir.”

“Aynı ekosistem içinde bulunan tüm maden projelerinin kümülatif etkisi hesaplandıktan sonra , o havzanın kaldırabileceği yük kadar maden ruhsatı verilmesi İDDK kararları gereği zorunludur” diyen Av. Atal, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Oysa ki; MAPEG bunun tam tersini yapmakta ve dava konusu 766 maden ihalesinin ilanı örneğinde olduğu gibi her havzada 10-20-30 madeni birden kabala -toptan ihaleye çıkarmaktadır. Diğer yandan özel teşebbüs madenciliği için -maden alanlarının şirketlere devredilmesi de anayasaya aykırıdır. Anayasanın 168. maddesine göre -“doğal kaynaklar” tabii servetler ve kaynaklar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bu durumda madencilik faaliyetlerinin sebep olduğu covid -19 v.d. salgın hastalıklar çağında, devlet için zorunluluklar dışında madencilik yasaklanmalı, özel teşebbüs madenciliği tamamen sonlandırılmalı madencilik ve enerji sektörü gibi alanları planlaması gereken MAPEG VE EPDK gibi kurumların başına planlama ve analiz yapabilecek donanıma sahip bürokratlar getirilmelidir.”

/resimler/2021-2/19/0830126436515.jpg




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —