İskenderun/SES
Hatimoğulları, 25-26 Haziran´da düzenlenen konferansla ilgili yazılı açıklamasında şunlara yer verdi: 'Refah için barış, başlığıyla toplanan bu konferansın katılımcıları ve içeriği bizlere birçok ipucu veriyor. ´Yüzyılın Anlaşması´ planının sorumlusu olarak atanan damat Kushner bu konferans için de Körfez ülkeleri ve İsrail´le yoğun bir diplomasi gerçekleştirdi. Bu konferansın temel amacı, Filistin sorununu tabiri caizse para politikasıyla çözmek. İsrail´in de yer alacağı bu konferansa iş dünyasından insanların da katılım sağlayacağı duyurulmuştu. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas bu konferansa katılmayacaklarını tekrarladı ve Arap ülkelerine bu organizasyona katılmamaları hususunda çağrıda bulundu. Yüzyılın Anlaşmasını Filistin´e vurulan bir tokat olarak niteledi. Bu konferansa başta Arap ülkeleri olmak üzere hiçbir ülke, hükümet itibar etmemelidir. Çünkü; bu konferansla Filistin´in özgürlüğü ideali parayla/ticarete dayalı yöntemlerle satın alınmaya çalışılıyor. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman´ın, ABD´nin Filistin için sunduğu Yüzyılın Anlaşması´nı kabul etmeleri durumunda Mahmud Abbas´a 10 milyon dolar teklif ettiği haberleri yayıldı. Filistin sorunu siyasi bir sorundur. Bölgenin işbirlikçileri İsrail siyonizmiyle el ele vererek Filistin halkının acılarını, topraklarına özlemlerini, bağımsız Filistin yaratma düşüncelerini satın almaya çalışıyorlar. Bu asla kabul edilemez. Çünkü; Yüzyılın Anlaşması diye ortaya attıkları şey Filistin´i yeniden işgal anlaşmasıdır. Bu anlaşmayla Filistin ayrı bir egemen devlet olmaktan çıkarılıyor. Anlaşma, Kudüs´ü tamamen İsrail toprağı addediyor. Kudüs´ün küçük bir köyünü (Ebu Dis Köyü) sözde Filistin´in başkenti olarak bırakacaklarmış. Batı Şeria´nın bir bölümü ilhak edilecek. Filistinli mültecilerin uluslararası yasalar gereği sahip oldukları geri dönüş hakları iptal edilecek. Yani İsrail vahşeti yüzünden göç etmek zorunda kalanların hem kendileri hem çocukları ilelebet sürgünde yaşamaya mahkûm edilecek. Filistin halkı ve dostları en Nekba´yı (Büyük Felaket 1948) unutmadı. On yıllardır işgal altındaki topraklarında hayatta kalmayı başaranların yaşadığı esirliği, yüzlerce Filistinli´nin büyük felakete karşı Büyük Geri Dönüş eylemlerinde nasıl katledildiğini, işkence gördüğünü, tutuklandığını unutmadı. Filistin halkı, Siyonistler ve emperyalistlerin yerli işbirlikçilerle birlikte kendilerini yok etmeye çalıştığını ve topraklarına nasıl el konulduğunu çok iyi biliyor. Bu halk 70 yıldır savaşı, esareti, sürgünü, sefaleti yaşıyor. İsrail Siyonizmi´nin tüm baskıları ve işgali devam ederken, Filistin´in özgürlük ruhunu satın almayı teklif eden bu konferansın yapılması tamamen yanlıştır. Filistin devletinin içinde olmadığı, protesto ettiği bir oluşum Filistin hakkında karar veremez. Filistin halkının, demokratik güçlerin ortak olmadığı ortamdan çözüm çıkmaz. Filistin sorunu işgalci yöntemlerle değil demokratik yöntemlerle ve onurlu bir barışla çözülür. Mazlum Filistin halkının haklı ve meşru mücadelesinin yanındayız.'