Samandağ´da başlayıp, Antakya´da yerleşim bölgelerini tehdit eden, çıktıktan 5 gün sonra kontrol altına alınan orman yangınının kamuoyunda dilendirilen iddialarla ilişkisini soran HDP´li Eraslan, iddiaların maden arama sahaları, ormanlık arazinin imara açılması ile aynı alanların inşaat ve turizm yatırımcılarının ilgilendiği iddialarını hatırlattı.
Yeraltı ve yerüstü zenginlikleri sermayenin iştahını kabartan bütün dünyadaki örneklerinde olduğu beni Amanos dağlarına yönelik saldırıların her geçen gün arttığını belirten Eraslan, yaptığı yazılı açıklamada, “Bütün Türkiye´de 766.Hatay üzerinde 9 adet maden arama ihalesi 7 Eylül 2020 Pazartesi günü yapılırken ilginç bir tesadüf, Amanos´larda belli bir zaman ve yerleşim aralığında bir türlü söndürülmeyen yangınlar devam ediyordu. Dünya hem bitki örtüsü hem biyoçeşitlilik anlamında korunması öncelikli 20 bölgesinden biri olan bu dağların ve ormanlık arazilerin korunması ve gereken önlemlerin alınması noktasında ilgili bütün yetkililer sınıfta kalmıştır. Bilimsel donanım yetişmiş eleman ve teknik olanaklar bakımında algı mühendisliğinde doruğa çıkan anlayış 5 gündür devam eden ve yerleşim merkezlerine ulaşarak mahalleleri tehdit eden yangın söndürmekte dibe vurmuştur” iddialarını dile getirdi.
“Bu noktada bütün kamuoyunu rahatsız eden birçok şüpheli durum için yetkililere soruyoruz: Bu yangınların ve bir türlü söndürülememesinin tam da aynı günlere denk gelen maden arama ihaleleri ile ilişkisi var mıdır?” diye soran Eraslan, halk arasında her gün daha yüksek sesle dillendirilen bu bölgelerin ormanlık arazi vasfının kaybettirilmesi ve imara açılması yönündeki iddiaların aslı vaslı olup olmadığının da cevaplanmasını istedi.
Eraslan, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Birçok alt yapı eksiğine rağmen açılan Çevik – Arsuz otoyolunun devamı niteliğinde planlanan Arsuz Antakya otoyolu projesinin aslı ver mıdır? Son 10 yılda aynı zamanlarda çıkan ve müdahalesi geç yapılarak geniş arazilerin her türlü yaşama elverişsiz kılan yangın alanlarının inşaat ve turizm baronlarına peşkeş çekildiği iddialarının aslı var mıdır? Buradan bütün yetkililer sesleniyoruz: Yanan alanların ıslah edilmesi ve ekoloji dengenin bilimsel doğru uygun koşullarda yeniden dizayn edilmesinin takipçisi olacağız.”