Tarih: 19.12.2019 12:12

'Helal akreditasyonun harcamaları ´harama dönüştü´'

Facebook Twitter Linked-in

Akın Bodur/İskenderun

 TBMM´de süren 2020 yılı merkezi yönetim bütçe kanun teklifi ile 2018 yılı merkezi yönetim kesin hesap kanun teklifi çerçevesinde helal akreditasyon kurumuyla ilgili değerlendirmede bulunan milletvekili Tokdemir, 'Ülkemizi İsrail´in tohumuna, Latin Amerika´nın angusuna, Bulgaristan´ın samanına muhtaç eden iktidar, bugün önümüze bütçe kalemlerinden biri olarak helal akreditasyon kurumu bütçesini koyuyor. Nerde kaldı Türk malı, nerde kaldı yerli üretim. İktidarınız boyunca hepsini yok ettiniz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 2018´de helal uygunluk değerlendirme kuruluşlarını akredite etmek bu kuruluşların ulusal veya uluslararası standartlara göre faaliyette bulunmalarını ve bu suretle düzenledikleri belgelerin ulusal ve uluslararası alanda kabulünü temin etmek üzere kurulan bu kurum Türkiye´de helal akreditasyon hizmeti sunma yetkisine sahip tek kurum olarak görev yapmaktadır. 2018´de kurulan ancak 2019´un kasım ayına kadar herhangi bir başvuru olmadığı halde 2 yılda 8.8 milyon lira harcayan bu kurumun, harcamalarının artık harama dönüştüğünü söyleyebiliriz. Kurulduğu günden günümüze ne yurtdışında temsilcilik açmış ne de bir ruhsat vermiştir. Peki ne yapmış? 2018 yılında kurulduktan sonra 5 yönetim kurulu üyesi, 4 daire başkanı ile 50 kişilik personeli olan helal akreditasyon kurumuna 1.007 metre kare hizmet binası tahsis edilmiş. Hizmet binası için de 3 milyon 117 bin lira para harcanmıştır' değerlendirmesini yaptı.

'Ülkede hiç helal gıda sertifikası verilmemiş'
Milletvekili Tokdemir, TBMM´de yaptığı konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Kâğıt üzerinde var olan, samimi ve gerçekçi olmayan aynı zamanda hiç bir hizmet sunmayan kurumun 2020 yılı bütçesi de yüzde 8.1 olarak arttırılmıştır. Asıl olan hem dini inançlarımıza uygun hemde halk sağlığını tehdit etmeyen yerli üreticiyi korumak ve teşvik etmek olmalıdır. Helal sertifika vermeden önce GDO sorunu çözülmesi gereken bir konudur. Bir yandan GDO ile gereken mücadeleyi göstermeyeceksiniz diğer yandan da helal sertifikası diyeceksiniz, bu sakat bir anlayıştır. Türkiye´de helal gıda sertifikası verilme meselesi henüz arzu edilen hedefe ulaşamamıştır. Dünyada en çok helal gıda sertifikası veren ülkelerin başında Brezilya ve Yeni Zelanda gelmekte iken yüzde 99´u müslüman olan ülkemizde bugüne kadar maalesef hiç helal gıda sertifikası verilmemiştir. Helal gıda, dünya ticaret hacmi parametreleri dahilinde görüyoruz ki bu konuda devlet ve özel sektör olarak topyekûn bir seferberlik gerekmektedir. Bu seferberlik hem yurt sathında hem de ihracata yönelik bir seferberlik olarak düşünülmelidir. Türkiye´nin islam coğrafyasındaki ticari payı arttırılmalıdır. Helal sertifikası yalnızca gıda sektöründe değil, tekstil, medikal, kozmetik ve eczane ürünlerinde de dünyayla senkronize ve paralel olarak hayata geçirilmesinin önü açılmalıdır. Bu alanda özel sektör teşvik edilmelidir. Eski ekonomi şimdiki ticaret bakanlığına bağlı olarak kurulan helal akreditasyon kurumunun kanun maddelerine bakıldığında aslında oluşturulan kurumun müslümanların beklentilerini hiç de karşılamayacağı açık bir şekilde görülebilmektedir. Büyük rakamlarla apar topar kurulan bu kurum sadece birilerine makam-mevki vermek ve istismar için mi kuruldu.'




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —