Tarih: 06.02.2020 10:02

'Her kafiyeli dize şiir değildir'

Facebook Twitter Linked-in

Nesrin Geyik/İskenderun

 Yaklaşık otuz kişinin katılım sağladığı söyleşide gençlerin edebiyata bakışı ve teknolojinin edebiyata etkisi ele alındı. ´Şairin Sorumluluğu ve Çağımız´ konulu imza ve söyleşi etkinliğine katılan Akyürek yazılan her dizenin şiir olmadığını söyledi. Akyürek, 'Bir edebiyat dili olarak şiiri seçtim. Yazılan her kafiyeli dize şiir değildir.´El ele tutuştuk, sahile indik´ al sana bir dize ama oldumu bir şiir, ama edebiyata şiire hakim olan bir inan bunu böyle yazmaz, farklı biçimlerde yazar. Sözcük ekonomisi olarak düşünüyorum bu şiir serüvenimi. Aforizmalar var. Çok kısa ve etkileyici sözlerdir. Şimdi kısa şiir birazda bunun kısalığı uzunluğu anlatmak istediğiniz konuyula ilgilidir. Örneğin bir epik konuyu siz dile getirecekseniz bunun boyutları çok geniş, ve bunu destansı bir şiir orak ele alırsın ki ben bunu yapmadım pek. Bu yüzden ölçü uyak dediğimiz şey modern şiirde yok, eskilerde divan edebiyatı halk edebiyatı ve günümüzde devam eden türler var. Bunlar ölçüye kafiye uyarlar ve şiir yazarlar. Bu mu zor? Serbest şiir mi zor? diye bana sorarsanız ben ikisininde zor olduğunu söylerim. Uyaklı ölçülü şiirler halinde bu konuyu sınırladığını düşünüyorum. Anlatmak istediğiniz konuyu sınırlar diye düşünüyorum.
Mesela Goethe doğu edebiyatından çok faydalanmıştır. o yüzden şairliği ön planda. Benim en çok hoşuma giden savaş edebiyatı değimiz 2. Dünya savaşı yıllarında hitler yönetimi sırasında yaşayan yazar ve şairlerin bu konuya ürün vermeleri , günümüzde bu rövaştadır. Savaş edebiyatı olarak adlandırılır.

'Şiir ´kolay -zor´'
Kullanılan sözcüklerin, anlatılmak istenilen konunun bir bütün olarak şiire dönüşmesinin zor olduğunu anlatan Akyürek , 'Günümüzde çağımızın gereği olarak savrulmalardan kaynaklı şiirde bunun nasibini alıyor edebiyatta. Ama şiirin bir özelliğide şu; ´kolay zor´ olarak algılanıyor. Bu söz rahmetli Hasan Hüseyin Gündüzalp´a aittir. Az önce bahsettiğim gibi ´el ele tutuşup sahile inenim´ kolay, zor olan ise kullandığınız sözcükleri anlatmak istediğiniz konunun bir bütüncül şiir resimde yansıtılmasıdır. Ha bu sözlük karıştırarak yapılacak bir şey değildir. Yani sizde varsa yani toplumdan almışsanız biriktirmişseniz dağarcığınızda varsa işte o zaman yetenek dediğimiz şeyde ortaya çıkar. yetenek beslendiği zaman ortaya dökülür. Bununla ilgili Enis Batur´un bir sözü var şöyle diyor, ´Aslında şiir son zamanlarda pek bakılmaz bir tür olarak ortaya çıkıyor fakat bu iyiye işaret derken kötü şiirler dergilerde kitaplarda ayıklanır geriye temiz saf şiirler kalır´ dolayısıyla bu iyiye işaret diyor. küçük gurup tarafından benimsenmesi ve değerlendirmesi ilerde bu yerine oturur diye düşünüyor' şeklinde konuştu.

'Kolay okunan kitaplar okumanın başlangıcı olarak değerlendirilmeli'
Kitap fuarlarında içi boş kitapların çok sattığı ve söz konusu içi boş kitapların gençler tarafından rağbet gördüğünü idda eden şair Akyürek, 'bunu biz özellikle kitap fuarlarında görüyoruz. Mesela kızımın elinde bir kitap vardı evde alıyor okuyor tabi bunu. Bu ne dedim. 'Soğuk kahve´ diye bir kitap o baba dedi bu çok sattı. Bir baktım. Okuyorum bir şey anlatmıyor. Gençlere orda burda kafede parkta dolaşırken konuştukları aralarındaki diyalog buna benzer bir şey... Yok bir şey yani bomboş. Şimdi böyle olunca eğitimle ilgili gençlerimiz sığ yetişiyor o yüzden derinlikli eserler onların ilgilerini çekmiyor. Daha basit daha kolay okunabilir. Kolay okuma okumaya hazırlık devresidir. İlk okumaların ilk okul ,orta okul Bizim zamanımızda 1970´li yıllarda masal kitaplar, birde amerikan ürünü Teksas tomriks kitapları birde fotoromanlar vardı. Benim sevdiğim fotoromanlardı. Bana okumayı sevdirdi' diye konuştu.

'Edebiyat kitaplarında ki metinler değiştirilmeli'
Okullarda kullanılan Türkçe ve Edebiyat kitaplarının içeriğinde ki metinlerin değişmesi ve öğrencinin ilgisini çekebilecek metinlerin okutulması gerektiğini savunan Akyürek sözlerine şöyle devam etti: Savrulamalar ve teknolojinin değişmesi okumayla ilgili ilgiyi etkiledi. Okullarda edebiyat kitaplarında Türkçe kitaplarında var olan metinlerin seçimi çok önemli Öğretmenin çocuğa yaklaşımı, edebiyatı ve şiiri sevdirmesi çok önemli bir şey ben bunu pratikte farkını gördüm ilk okullarda eğer siz gerçekten kanıksanmış bir şeyi değilde özel bir şey sunduğunuz zaman o çocuğa ki hoşuna gitmeyen bir şiir var orda onun dışına çıkıp iki dize bir şey söylediğinizde pür dikkat sizi dinliyor. yani kanıksanmış olan ve dön dolaş aynı metinlerin kitaplara girmesi aslında utanç verici. eskiyle yeni kıyaslarken bir yanlışın içine düşüyoruz. Seçeneğimiz azdı teknoloji öncesi. Fakat şu anki çocukların seçenekleri çok çeşitli, zihinlerini beyinlerini dağıtan o kadar şey var ki toparlamak çok güç. Evdeki gözlem çok önemli ailenin yönlendirmesi çok önemli. Okullarda öğretmenin görevi çok büyük. Ha, ´müfredat bu, ben bunun dışına çıkamam arkadaş´ çıkarsın, hemde öyle bir çıkarsın ki onu delmeden çıkabilinsin. bunu yapabilecek olan yetenekli öğretmenlerimizin okullarımızda isdihdam edilmesi gerektiğini düşünüyorum.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —