Antakya/SES
İçişleri Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yürütülen 'İç güvenlik sektörünün sivil gözetiminin güçlendirilmesi' toplantısı Antakya´da Gerçekleştirildi. Antakya The Museum Otel´de iki gün süren projenin üçüncü aşamasının Hatay´daki açılışını Hatay Valisi Rahmi Doğan yaptı. Toplantıya Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü Hasan Kaya, Hatay Vali Yardımcısı Yusuf İzci, Antakya Kaymakamı Orhan Mardinli, Defne Kaymakamı Nevzat Şengök, İl Jandarma Komutanı Albay Uğur Ertekin, İl Emniyet Müdürvekili Tuncay Pekin, Sahil Güvenlik Grup Komutanı binbaşı Oğuz Emre Çiçek, Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel, UNDP Proje yöneticisi İpek Sezgin, İçişleri Bakanlığı Şube Müdürü Habip Kubilay Demiray, sivil toplum kuruluşları ve kurumların temsilcileri de katıldı.
'Suçları önlemek üzere 3 yıllık stratejik plan hazırlanacak'
Toplantıda konuşan Birlemiş Milletler Kalkınma Programı Proje yöneticisi Sezgin, toplantının, İç Güvenlik Sektörünün Sivil Gözetiminin Güçlendirilmesi Projesi 3. Aşama bileşen C kapsamında yerel yönetişim yapıları 1. Hatay Çalıştayı olduğunu ifade etti ve projenin süreci hakkında bilgi verdi. Sezgin, 'Projesinin 3. Aşaması 20 Aralık 2018 tarihinde Avrupa birliği delegasyonu ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) arasında imzalanan bir hibe anlaşması kapsamında yürütülmekte ve Avrupa birliği tarafından finanse edilmektedir. İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü projenin ana faydalanıcısı olup TBMM ise eş faydalanıcısıdır. UNDP, İçişleri Bakanlığı´na hibe anlaşması bağlamında projenin verimli etkin bir şekilde uygulanabilmesi için teknik destek sağlamaktadır. Projenin ilk iki aşaması neticesinde sivil gözetimin temelleri ve kapsamı hakkında ortak bir anlayışın ve iç güvelik gözetiminde sivillerin haklarının teşvik edilmesi ile sonuçlanan bir güvenlik ortamı oluşturulmuştur. Projenin temel amacı; iyi yaratışım ilkelerine, insan odaklı güvenli toplumsal asayiş anlayışına dayalı sivil ve demokratik bir iç güvenlik gözetimi sistemi sağlamaktır. Projenin 3. aşaması 4 bileşenden oluşuyor. Yasal ve kurumsal çerçeve başlıklı A bileşeni altında; Avrupa birliği ve uluslararası standartları ile UNDP uygulamalarının sağladığı sivil demokratik gözetim hesap verilebilirlik ilkeleri doğrultusunda polis ve jandarma ile ilgili temel yasaların gözden geçirilmesi, jandarma ve sahil güvenlik akademisi müfredatının geliştirilmesi, İçişleri Bakanlığı performans değerlendirme sisteminin güçlendirilmesi ve ulusal suç önleme ofisinin kurulması için gerekli alt yapı çalışmalarının yapılması ön görülmektedir. Projenin Meclis Gözetimi başlıklı B bileşeni iş güvenlik kurumlarına özgü gözetim mekanizmalarının yeniden tanımlanması amacıyla TBMM´yi desteklemeyi hedeflemektedir. Pilot Güvenlik Yönetişim Yapılarının Yaygınlaştırılması başlıklı C bileşeni kapsamında ise projenin 1. ve 2. Aşamalarında 9 pilot ilçede kurulan yerel önleme ve güvenlik kurumlarının yaygınlaştırılması ve kurumsallaştırılması sağlanacak. Önceki aşamada kurulmuş olanlarla beraber toplamda 19 yerel kurul aktif hale getirilecek. Kurumlar suç önleme konusunda sivil toplumun beklentilerini ve katkılarını almak, kurumsal koordinasyonu güçlendirmek ve kaynak verilerini artırmak amacıyla Türkiye´ye özgü tasarlanmış yapılar olarak yerelde suç ve kabahatleri önlemek üzere 3 yıllık stratejik plan hazırlayacak ve uygulayacaktır. Bireysel ve Kurumsal Kapasite başlıklı D bileşeni ise vatandaş odaklı güvenlik hizmetleri kavramını ve Türkiye´de yerel önleme ve güvenlik kurumlarının sivil ve demokratik gözetimi uygulamaları hakkında sivil makamların ve vatandaşların farkındalığını artırmayı hedeflemektedir' dedi.
İskenderun´da pilot ilçe arasında
Hatay Valisi Doğan ise toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi: 'İç Güvenlik Sektörünün Sivil Gözetiminin Güçlendirilmesi Projesi 2008 yılında başlayan bir proje. Proje başladığında ben şube müdürlüğünden daire başkanlığına geçmiştim ve ilk aşamayı 2008-2010 yılları arasında tamamlamıştık. Daha sonra 2. Aşamasına başladık 2. Aşaması da 2013 yılında başladı. O ara bakanlık yönetimi beni hukuk müşavirliğine aldı. Daha sonra 17-25 Aralık olayları oldu. Daha sonra tekrar bu proje döndüm ve bu projenin son kapanış toplantısı Sheraton Otel´de yapılmıştı, ben o gece İller Dairesi Genel Müdürü olmuştum ve kapanış toplantısını yapmak da bana nasip olmuştu. Genel Müdürlüğüm sırasında da 3. Aşamanın başvuru ve hazırlık çalışmalarını yapmıştık ve 3.Aşaması bu günlere nasip oldu. Tabi Avrupa birliği projeleri biraz uzun sürüyor, nerden baksanız 2-3 yıl sürüyor. 2008´li yıllar Türkiye açısından çok da istediğimiz, memnun kaldığımız yıllar değil. Darbe söylentilerinin, muhtıraların olduğu bir dönem. Bugün projede konuşulan bazı hususları o gün konuşmak bile pek uygun gözükmüyordu. Öyle bir ortamdan bugün Türkiye daha demokratik, daha şeffaf, hesap verebilir ülke haline geldi. O zaman konuştuğumuz konulara bakıyorum şuan Türkiye´nin uygulamalarına bakıyorum gerçekten çok ciddi anlamdaa mesafeler kat ettik. Bugünkü uygulamış olduğumuz cumhurbaşkanlığı sisteminden tutun da diğer kurumlar açısından baktığımızda çok ciddi mesafeler kat edildi. O gün parlamentonun denetimi bir yana istihbaratın denetimini dahi mülki idarenin başında olan vali ve kaymakamlar yapamıyordu. Böyle bir durum vardı. İstihbarat kendi içinde çalışan, hesap vermeyen, ne yaptığını kendi içerisinde saklayan, onun dışında hiç kimsenin bilmediği bir durumdayken, bugün istihbaratın denetimini vali ve kaymakamlar bizzat yapabildiği gibi bakanlık adına, sayın bakanımız adına mülkiye teftiş kurulu bu denetimi her yıl yapmaktadır. Tabi zor şartlar geçirdik ama yapmamız gereken, kat etmemiz gereken mesafeler de var. Proje, 4 ana başlık altında devam edecek. Bu toplantı yerelle ilgili yönetimde C bileşeni başlığı altında yapılması gerekenlerle ilgili. 19 pilot ilçe içerisinde hem Hatay ili ve İskenderun ilçesi ile bu projeye dâhil olduk. Biraz parlamento denetiminden de bahsetmek istiyorum. Çünkü bu milletin seçmiş olduğu vekillerin iç güvenlik birimleri üzerinde herhangi bir denetim yetkisinin olmaması gerçekten çok düşündürücüydü. Milletvekilleri bütün teşkilatı millet adına denetleme ve bakanlar kuruluna da soru önergeleriyle gözetleme yetkisine haiz kişiler. Biz bu proje kapsamında Haziran 2013´te Portekiz´e bir gezi düzenlemiştik ve farklı partilerden 17 milletvekili götürmüştük. Orada bize Portekizliler parlamentonun meclisin iç güvenlik birimleri üzerinde, istihbarat birimleri üzerinde ne tür bir denetimi olduğunu ne tür mekanizmalar kurduklarını anlattı ve gösterdi. Tabi bizim milletvekilleri bu tür bir uygulamanın ülkemizde olmadığını bildikleri için o dönemde lafta kalmıştı. Sonra 2014 yılı içerisinde bu konuda yasalar düzenlemeler yapılması hususu gündeme geldi. Toplantılar yapıldı. Bizimle Portekiz´e gelen bir milletvekilimiz söz alarak devletimiz Portekiz´dekine benzer denetim mekanizmalarını kursun, biz de muhalefet olarak destekleyelim ve bu tasarıyı harekete geçirelim dedi. Bunun üzerine Portekiz´dekine benzer bir denetim komisyonu kurulması uygun görüldü. TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu bu vesileyle oluşmuştur. Bugün burada Yerel Güvenlik Komisyonları´nın oluşturulması için toplanmış bulunuyoruz. İllerin güvenlik öncelikleri nelerdir? Buna göre hangi sorunların çözümü elzemdir? Bu sorunlar nasıl çözülecektir? Bu sorunlar çözerken hangi kurumlarla işbirliği içerisinde çalışacağız? Bu hususlarla ilgili oluşturacağımız komisyon çalışıp bir plan hazırlayacak. Üç yıl geçerliliği olacak plan kapsamında da uygulamalar yapılarak, ilimizdeki güvenlik sorunlarının çözümüne çalışacağız. İç güvenliğin sivil toplumla birlikte çalışıyor olması ve iç güvenlik birimlerinin yapmış oldukları hizmetleri sunarken şeffaf ve hesap verebilir bir hale gelmiş olması çok önemli bir husus. İngiltere de emniyet müdürü atayan bir komisyon var. Emniyet müdürü, ataması yapılırken heyetin karşısında oturuyor ve bir takım sorularla iç güvenlik hizmetini nasıl sunacağını komisyona anlatıyor, komisyonu ikna edebilirse ataması yapılıyor. Eğer bir asayiş olayını önlemek için 50 tane araç 100 tane polis göndermesi gerekirken 100 tane araç 200 tane polis gönderiyorsa, siz kamu kaynağını niye israf ediyorsunuz, bu kaynağı neden fazla harcıyorsunuz diye de komisyon tarafından hesabı soruluyor. Dolayısıyla hazırlanacak olan bir genel güvenlik kurulları komisyonları gerçekten önemlidir. Çünkü ili en iyi tanıyan onlar. Bu komisyon içerisinde kolluk birimleri var, emniyeti, jandarması, sahil güvenlik, sivil toplum kuruluşları var. Bu ilde yaşayan, ilin sorunlarını çok iyi bilen, sorunların çözülmesi için gayret gösteren dernekler, vakıflar var. Dolayısıyla kamu kurumları da bu işin içerisinde yer alacaktır; Belediyeden Gençlik Spor Müdürlüğü´ne, Sağlık Müdürlüğü´nden Milli Eğitim Müdürlüğü´ne kadar. Bunların tamamı bir araya gelerek ilin güvenlik sorunlarını ve çözümleri konusunda yapılması gerekenleri istişare edip, öncelikleri belirleyerek yapılması gerekenleri uygulamaya geçeceklerdir. Daha önceki pilot uygulamalarda da çok güzel neticeler alındı. Hatay´da da alınacağını düşünüyorum. İskenderun´u da Hatay ile birlikte pilot ilçe olarak belirledik. Çünkü orası da nüfusu, sosyo-ekonomik yapısı, sanayisi ile potansiyeli olan bir ilçedir. Buradan çıkan sonuçlarla birlikte diğer 15 ilçede de güvenlik komisyonları yaygınlaştırılıp uygulanacak.'
Hatay Valiliğinden yapılan açıklamaya göre, İçişleri Bakanlığı Şube Müdürü Demiray ise, 'Genel müdürlüğümüz özellikle sınır yönetimi ve bu projenin de dâhil olduğu güvenlik sektöründe önemli projeler yürütmektedir. Bakanlığımızın da üzerine hassasiyetle eğildiği çok kıymetli bir toplantıda bulunmaktayız. Burada yapacağımız çalışmaların faydalı olmasını diliyorum' diye konuştu.