İskenderun/SES
Borçla hayatını sürdüren vatandaşların sayısının 2020´de 690 bin iken, Ekim 2021´de 1 milyon 212 bin kişiye yükseldiğini söyledyen Güzelmansur, icra dairelerindeki dosya sayısının 22.846.324´e yükseldiğini kaydetti.
TBMM´de düzenlediği basın toplantısında, ülkenin ağır ekonomik krizden geçtiğini, halkın perişan, çaresiz ve borç içinde olduğunu ifade eden milletvekili Güzelmansur, kullanılan nakdi kredi miktarının Ekim ayında 4.5 trilyona yaklaştığını kaydetti. Hatay Milletvekili Güzelmansur, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Ekim ayında 160 bin kişi ilk defa kredi kartı, 108 bin kişi ilk defa tüketici kredisi, 20 bin kişi ilk kez konut kredisi, 114 bin kişi ise ilk defa kredili mevduat hesabı kullandı. Yani Ekim 2021´de borçla hayatını idame ettirme sarmalına 402 bin kişi daha katıldı. Borçla hayatını idame ettiren vatandaş, kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemez durumda. Kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemeyen kişi sayısı 2020´de 690 bin iken, Ekim 2021´de 1 milyon 212 bin kişi oldu. Artış yüzde 75,65. Kredi kartı borcunu ödeyemeyen kişi sayısı bu yıl Eylül ayında 47 bin idi, yüzde 196 artışla Ekim´de 139 bine çıktı. Kredi borcunu ödeyemeyen kişi sayısı bu yıl Eylül´de 115 bindi, yüzde 70 artışla, Ekim´de 195 bine çıktı. İcra dairelerindeki dosya sayısında korkunç artışlar oldu. 21 Aralık 2021 tarihi itibarıyla, icra dairelerindeki dosya sayısı 22.846.324 oldu. 9 Haziran´da icra dosyası sayısı 22.118.000 idi. 9 Haziran-21 Aralık arasındaki 195 günde icra dosyalarındaki artış sayısı 728.324! Bu da günde ortalama 3.735 kişi icralık oluyor demek. Vatandaş yağmur çamur demeden, sabahın köründe halk ekmek kuyruklarına poz vermek için girmiyor. Vatandaş, pazarda atılmış, ezik sebze-meyveyi, pazarı temizlemek için toplamıyor. Bu durumlara karnını doyurabilmek için giriyor. Aç kalmamak için yapıyor. Durum bu kadar vahim, bu kadar kahredicidir. Ülkede ağır bir ekonomik kriz yaşıyoruz. Bu krizin başlama sebebi iktidardır, artarak devam etme sebebi de iktidara karşı güvensizliktir. Bundan kurtulmanın tek yolu da halkın önüne sandığı koymaktır. Güveni yeniden tesis etmektir. Bugün geldiğimiz noktada palyatif önlemlerle kangrenleşen sorunlar çözülemez. Sorunun kesin-net çözümü erken seçimdir.'