Nesrin Geyik/İskenderun
Vatan Partisi İskenderun İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen “Suriye´nin imarında Türkiye´nin rolü ve Türkiye-Suriye ilişkileri” adlı çalıştayda konuşan Prof. Dr. Yuva, Suriye ve bölgenin tarihsel geçmişini de anlattı. La Perla Premium Otelde düzenlenen çalıştaya Vatan Partisi Hatay İl Başkanı Yunusu Özgür Yıldırım, partinin ilçe başkanları, ADD Karaağaç Şube Başkanı Kemal Işıkar da katıldı.
Tarih boyunca bölgenin savaşların ve barışın sonlanmasında kritik rol oynadığını anlatan Yuva, 'İdlib sorunu Soçi zirvesi ruhuna uygun çözülecektir. Geriye dönüş olmaz. İdlib, sonrası Soçi zirvesindeki devletler Fırat´ın doğusuna yönelik terörün bitirilmesinde ortak anlayış benimseyeceklerdir. Türkiye, Suriye ile masaya oturarak, Suriye´nin imarında mutlaka yer almalı ve Türk iş adamlarım Suriye imarının dışında kalmamalıdır' değerlendirmesini yaptı.
İran´da, Erdoğan, Putin ve Ruhani arasında bir zirve toplantısı yapıldığını anımsatan Prof. Dr. Yuva, şunları söyledi: 'Bu zirvede bazı sıkıntıların yaşandığı konusunda iddialar vardı, ben bunun tersini söylüyordum. Zira orada üçlü bir antlaşma sağlanmıştı. İran´ın katılmayacağı ama Erdoğan ve Putin´in bir araya geleceği, İdlib meselesinin görüşüleceğini, Tahran zirvesinden sonra açıklamıştım. Bunun sebebi; İran´ın sosyolojik ve mezhepsel yapısına baktığınız zaman, İdlib´e bir askeri müdahaleye katılması, Türkiye´nın dışında tutulduğu bir askeri operasyonun, İran´ın, Rusya ve Suriye ile birlikte hareket etmesi orada özellikle kökten dinci mezhepsel, radikal grupların belki ılımlı grupları tırnak içinde söylüyorum, içine alarak, Şii düşmanlığı temelinde İran´a karşı, araya gelmeleri imkanı doğabilirdi. Bence bu konuda ikna edildi. Çok da iyi oldu. Zira, Erdoğan ve Putin arasında hemen zirvenin ardından, İdlib´teki gelişmelere baktığımız zaman çok önemli ortaklık, ve irada görmekteyiz. Soçi zirvesinden çıkan sonuçlara ilişkin yakın askeri gözlem noktaları tahkim edilecek, bununla birlikte Rus ve Türk askerleri birlikleri, devriye operasyonları yapacaklar. Buna mukabil, terör örgütlerine ilişkin silah bırakılması, ağır silahlardan arındırılması, 15 Ekim tarih olarak belirlenmiştir. Bu tarihe kadar gerçekleşecektir. Hemen ardından siyasi sürecin hayata geçmesi için ılımlı olarak kabul edilen, özellikle Türkiye´nin desteklediği grupların bu siyasi sürece aktif katılmaları hız kazanacaktır. Böyle bir sürecin İdlib sahasında sağlanmış olması veya sağlanabilir imkanın doğmuş olmasıdır.'
İdlib, sorunun bu çözüm sürecinin rahatlaması, Türkiye ve Suriye devletinin Fırat´ın doğusundaki terör örgütlerine odaklanmasını arkasından getireceğini ifade eden Yuva, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Zira dikkat edin Suriye, Soçi Zirvesinden çıkan kararları, memnuniyet verici olarak izah etmiştir. Bu da ilk kez İdlib sahasında Türkiye´nin Rus silahlı kuvvetleri ile değil, Türkiye ve Suriye Silahlı Kuvvetlerinin bir ortak askeri işbirliğinin de önünü açacaktır. Aynı zamanda her iki ülkenin esas sıkıntısını teşkil eden, hem Suriye´nin hem Türkiye´nin birliğini tehdit eden birçok askeri üslerle tahkim edilen hem Fransız ve Amerikalıların Fırat´ın Doğusunda bu bölücü yapılanmalara karşı iki ülkenin askeri kuvvetlerinin ortak operasyon yapması halinde bence, orada Amerika´nın orada beyaz bayrak çekeceği ve çekilebileceğinin önü açılabilinir. Suriye bu şekilde bir bütünsellik arz eder. Toprak bütünlüğü korunur ve siyasi süreç başlar. Ortaya çıkacak durumda bütün bölge için hayırlı olur. Türkiye´de hem bölücü hem de özellikle dinidar yapılara karşı, sorumluluklardan da kurtulmuş olur.'