İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şubesi, 4 Ocak´ta yeniden uzatılan Olağanüstü Hal (OHAL) uygulanmasının kaldırılmasını istedi.
Derneğin İskenderun Şube Başkanı Coşkun Selçuk, önceki gün yaptığı yazılı açıklamada, 15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra 21 Temmuz´dan başlamak üzere, 3 ay süreyle, bütün Türkiye´de olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini ve bunun Ekim 2016 ve Ocak 2017 tarihlerinde üçer ay uzatıldığını anımsattı. Darbecilerin173´ü sivil 246 kişiyi öldürdüğünü ve 2 binden fazla insanı yaraladığını belirten Selçuk, 'Darbe teşebbüsünde bulunanların, işledikleri suçlar nedeniyle, insan hakları hukuku ilkeleri dâhilinde, soruşturulmaları, kovuşturulmaları ve yargılanmalarını doğal karşılamaktayız. Darbe teşebbüsü bastırılmış ve tüm toplum kesimleri darbeye karşı çıkmıştır. Darbeciler ve arkasındaki örgütle mücadele etmek için OHAL çıkarılmasına gerek yoktu. Çünkü, TBMM´de grubu bulanan tüm partiler bu konuda Hükümete yardım edeceklerini açıklamışlardı. Ancak, buna rağmen OHAL ilan edilmesi bir karşı darbe pratiğine dönüşmüş ve toplumsal muhalefet bir bütün olarak baskı altına alınmıştır. Nitekim, OHAL ilanı sonrası çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile OHAL ilanını gerekli kılan konuları tamamen aşan uygulamalar yaşanmış ve yaşanmaktadır. Anayasa´nın 15. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi´nin 15. ve Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi´nin 4. maddesindeki yükümlülüklerin azaltılması ile ilgili hükümleri aşan bu uygulamalar, pek çok insan hak ve özgürlüklerinin ihlali sonucunu doğurmuştur' görüşünü belirtti.
667 sayılı KHK´den 678. KHK´ye kadar çıkarılan 12 KHK´nin, konu bakımından darbe ile ve süre bakımından OHAL süresi ile sınırlı olmayan, kalıcı hukuksal düzenlemeler içerdiğini ifade eden İHD şube başkanı Selçuk, 'Bu KHK´larla kamu görevinden savunma ve etkili yargı hakkı tanınmadan haksızca çıkarılan binlerce insan adeta ´medeni ölü´ haline getirilerek sosyal infaza tabi tutulmuştur... İHD olarak OHAL´e karşıyız. Çünkü OHAL hukuksuzluk, keyfilik demektir. OHAL insan hakları ve özgürlüklerinin kullanılamaması, korunamaması demektir. OHAL pratikte yasama organının devre dışı bırakılması, ihlaller söz konusu olduğunda yargısal korumanın ve hukukun üstünlüğü ilkesinin rafa kaldırılması demektir. OHAL yasaklar rejimine dönüş demektir. Oysa Türkiye´nin ihtiyacı, özgürlükler rejimidir, demokrasidir, insan hakları ve özgürlüklerinin tanınması, kullanılması, korunması ve geliştirilmesidir. OHAL demokrasinin reddidir. Oysa Türkiye´nin ihtiyacı barıştır. Barış ve demokrasi politikaları ve uygulamasıdır. OHAL kaldırılmalıdır. Türkiye´nin, Türkiye toplumun ihtiyacı, barış ve demokrasi talebinin vücut bulacağı bir demokratik rejimdir' değerlendirmesini yaptı.
9411,13%0,46
34,56% 0,25
36,04% -0,51
3000,45% 1,31
5010,37% 1,12