İnsan Hakları Derneği İskenderun Şubesi yönetimi de her ay düzenlenen Barış Nöbeti eylemini sürdürdü. Konteyner ofisteki barış nöbetinde yaptığı açıklamada Şube Eş Başkanı Coşkun Selçuk, toplumsal barış için geçmişle yüzleşme çağrısında bulundu. Selçuk, “Sahici bir demokrasi ve güçlü bir toplumsal barış iradesi ancak geçmişle yüzleşmenin sağlanması ile onarıcı adalet mekanizmalarını hayata geçirmek ile mümkündür” dedi.
“Olağanüstü yönetimler ve silahlı çatışmalar ile binlerce insan kaybetmiş olan Türkiye toplumunun barışarak iyileşebilmesinin yegane yolunun geçmişle yüzleşme olduğuna biliyoruz” diyen Selçuk, Türkiye’de çözümsüz bırakılan tüm meselelerin muhatapsız bırakılarak kangrenleşmesine neden olunduğunu vurguladı.
Çözümsüz bırakılan ve derinleşen sorunların toplumun karamsar bir ruh haline girmesine neden olduğunu ve yurttaşları gelecekle ilgili umutsuzluğa sevk ettiğini de sözlerine ekleyen Selçuk, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Yine geride kalan yüzyılın tüm askeri darbe veya darbe girişimlerinin akabinde tüm muhalif kesimlere yönelik ağır hak ihlalleri yaşanmış; yurttaşlar sürgün, işkence ve ağır hapis cezalarıyla karşı karşıya kalmışlardır. Bu yüzyıl boyunca Kürtlerin temel hak ve özgürlüklerine erişmesi için mücadele eden siyasetçi ve aydınlar üzerindeki baskı sürekli artmış; faili meçhul cinayetler, gözaltında zorla kaybettirmeler, hapishane ve sürgünler siyasetçi, aydın ve aktivistlere yönelen en yoğun tehditlerden olmuştur. Yaşanan bu tehdit ve hukuk dışı uygulamalar Kürt meselesi başta olmak üzere Türkiye’de çözümsüz bırakılan tüm meselelerin muhatapsız bırakılarak kangrenleşmesine neden olmaktadır. İnsan Hakları Derneği olarak olağan üstü yönetimler ve silahlı çatışmalar ile binlerce insan kaybetmiş olan Türkiye toplumunun barışarak iyileşebilmesinin yegane yolunun geçmişle yüzleşme olduğuna biliyoruz. Geçmişte devlet eliyle yaşanan hukuksuzlukları, toplumsal belleğin unutkanlığına havale ederek demokratik bir devlet ve toplum yaratmak imkansızdır. Sahici bir demokrasi ve güçlü bir toplumsal barış iradesi ancak geçmişle yüzleşmenin sağlanması ile onarıcı adalet mekanizmalarını hayata geçirmek ile mümkündür. Bu nedenle siyasi iktidara ‘Toplumsal barış için geçmişle yüzleşin’ çağrısında bulunuyoruz.”