Bir yılı aşkın süredir Filistin’de yaşanan savaşın yeni boyutlar kazanmaya başladığını ifade eden İnsan Hakları Derneği (İHD) İskenderun Şubesi, "İsrail, Gazze, Batı Şeria sonrasında Yemen, Lübnan, Suriye, İran’a yönelik saldırılar ve suikastlarla devam etmektedir. Suriye’deki saldırılar Ortadoğu’nun yeniden dizaynının açık göstergesidir" açıklamasını yaptı.
İHD İskenderun Şubesi Şube Eşbaşkanı Coşkun Selçuk, "2011 yılından beri iç savaş ve çatışmaların yaşandığı Suriye’de HTŞ ve SMO ordusu adı altında örgütlendirilen cihatçı grupların Halep ve eş zamanlı olarak Rojava’ya yönelik saldırılarında insancıl hukukun ihlal edildiğine dair görüntüler medyaya yansımaktadır. IŞİD adlı yapılanmanın 2014 yılında Irak ve Suriye’de Kürtlere, Ezidilere, Alevilere ve Hristiyan halklarına yönelik gerçekleştirdiği katliam ve soykırımların benzerinin yaşandığı gözlenmektedir. Öte yandan teslim olan Suriye ordu mensuplarının kurşuna dizildiği görüntüler ve sivillere yönelik vahşet görüntüleri de basında yer almıştır. SMO/ÖSO adlı cihatçı örgütlenmenin Türkiye tarafından desteklendiği ve Suriye’de çatışma bölgelerinde işbirliği yapıldığı iddiaları oldukça vahimdir. Dünyayı sarsan iki büyük Dünya Savaşı sonrasında emperyalist ülkelerin kurduğu düzen Ortadoğu halklarına savaş, yıkım ve acı yaşatmaya devam ediyor" değerlendirmesini yaptı.
“Ağır insani krizin önlenmesi için duyarlı olunmalı”
Ulusların 'kendi kaderini tayin ilkesi'nin Ortadoğu’da emperyalist ülkelerin bölgesel işbirliği içinde oldukları ülkelerin insafına terk edilmiş durumda olduğunu anlatan Selçuk, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bu durumun sadece Suriye ile sınırlı kalmayan tüm Ortadoğu’yu ağır bir insani krize sürüklediği görülmektedir. Devam eden bu saldırılara Amerika ve İsrail’in sessiz kalması durumdan memnun olduklarının göstergesidir. Diğer yandan savaşa İran ve bağlı örgütlerin, Irak’ın yaptıkları açıklamalarla müdahil olacaklarını söylemesi büyük bir savaşın habercisidir. Bu savaş insanlığa büyük acılar yaşatacaktır. Halkların barış mücadelesini yükseltmeyerek devlet politikalarına teslim olması bütün dünyaya kan ve gözyaşı getirecektir. Barışı korumakla görevli olan BM ve uluslararası mekanizmalar sessizliğe bürünmüş durumdadır. Başta uluslararası insan hakları mekanizmalarını ve bölgesel mekanizmaları yaşanan bu insani krizin önlenmesi için görevlerini yapmaya çağırıyoruz. İHD’nin yürüttüğü barış mücadelesinin ve her gün tekrarlanmasındaki ısrarın boş bir talep olmadığını yaşayarak görmekteyiz. İktidarı İnsanlığa karşı suç işleyen ve tüm Ortadoğu’yu felakete sürükleyen cihatçı gruplar üzerinden 'sınır güvenliği" söyleminden vazgeçerek Kürt meselesinde ve bütün Ortadoğu’da barışçıl ve demokratik yollara dönmeye çağırıyoruz. Demokratik kamuoyunu Suriye’de yaşanan ağır insani krizin önlenmesi için duyarlı olmaya davet ediyoruz. İnsan hakları sözleşmelerinin uygulanması ve sorunların diplomatik yollarla çözülmesi için çaba sarf edilmesi bütün insanlığın yararınadır. Savaşın bütün şiddeti ile devam ettiği bu süreçte de İnsan Hakları Derneği üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecek barış istemini haykırmaya devam edecektir."