Akın Bodur/Antakya
Ankara´da bulunan Kadın Çalışmaları Derneği ve Birleşmiş Milletler (BM) Women işbirliğiyle düzenlenen 'Mülteci kadınlara yönelik şiddete karşı medya dilini ve zihniyetini değiştirmek' adlı Hatay´da düzenlenen iki atölye çalışmasının ardından Türkiyeli kadınlar ve Suriyeli göçmenleri aynı etkinlikte buluşturuldu.
Suriyeli kadınlar hangi sorunları yaşıyor?
Antakya´daki Anadolu Restaruantta düzenlenen etkinliğe, 13 Türkiyeli, 16 Suriyeli kadın katıldı.
6 çocukla birlikte katılan 16 Suriyeli Kadın, kısa hayat hiyayelerini özetlediği etkinlikte, birbuçuk ile 5 yıl arasındaki bir süre önce komşu ülke Suriye´nin Hama, Humus, İdlip ve Halep kentlerinden geldiklerini anlattı. Hemşire, öğretmen, ev kadını; evli, dul ya da eşi kaybolmuş Suriyeli kadınlar, Türkiye ve yaşadıkları Hatay´da karşılaştıkları sorunlar arasında, 'Türkçe bilmemek, bulunulan kente yeterince adapte olamamak, iş bulamamak, evden çıkamamayı (evden dışarı çıkmaya çekinme)' sıraladı ve kendilerine yönelik etkinlik ve aktivitelerin çoğaltılmasını, dil kursalarının açılmasını ve kendilerine ekonomik katkı sağlayacak meslek kurslarının düzenlenmesini istedi.
İşsizlik ve kira, mültecinin önemli sorunu
Ekonomik gelire ilişkin sıkıntı yaşadıklarını da ifade eden Suriyeli kadınlar, işbizlik ve ev kirasının da önemli sorunları arasında yer aldığını kaydetti. Suriyeli bir kadın, bazı kişilerin kendilerine olumsuz yaklaştığını ifade ederek, 'Buraya da savaş getirmeyin, diyenlerde oldu' dedi.
Kadınlar: Bazı sorunlarımız ortak
Antakya Defne ve Samandağ´dan etkinliğe katılan Türkiyeli kadınlar ise yörede yaşamını sıkıntılı olduğunu, eknomik sıkıntıyı yörede yaşayanların tamamının çektiğini, işsizlik sorununun kendilerine yansıdığını da anlatarak, 'Bu sorunlar sadece sizinle ilgili değil. Biz de bu sorunları yaşıyoruz. Bazı sorunlarınımız ortak' değerlendirmesinde bulundu.
İki toplumun kadınları, lokantada hazırlanan ve iki ülkenin ortak mutfağının ürünleri arasında yer alan kısır, sarma, sac oruğu humus, kaytaz böreği, pazates kızartması ve kurabiye (pasta) yiyerek, sohbet etti.
'İnsan, dili, kimliği ve kültürüyle yaşar'
Kadın ve mültecilere yönelik çalışma yapan sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de bulunduğu etkinlikte katılımcılara dernek ve faaliyetleri hakkında bilgi veren, sığınmacılara yönelik yaptıkları çalışmaları anlatan Kadın Çalışmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Saniye Tarihçi, ayrımcılığa karşı bir çalışma yaptıklarını ve bunda insan onuruna saygıyı esas aldığını ifade etti. Tarihçi, insanların dili ve kimliği, kültürü, farklılıkları, yeyip-içtikleriyle yaşadığını ifade etti ve bunun için çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi.
Karşılıklı bir diyaloğun her zaman mümkün olduğunu anlatan projenin yöneticilerinden ve iletişim uzmanı Dr. Pınar Yıldız, iki toplumun kadınlarını bir etkinlikte buluşturarak, ayrımcılık ve ön yargının nasıl aşılabilineceği yönünde çabaladıklarını belirtti. Dr. Yıldız, 'Karşılıklı bir diyalog her zaman mümkün. Aslında bütün mesele de bu. Karşılıklı diyalog, ayrımcılığı önlemede en önemli şey. Sorunların çözümü için diyalog ve kollektif bir mücadele gerekiyor. Bu konudaki ortak sorun ise önyargı ve ayrımcılıktır' değerlendirmesini yaptı.
Ne kadar kişiye ulaşılır ve yaklaşılırsa, birlikteliğin o kadar güçleneceini ifade eden proje yönetcisi ve iletişim uzmanı Ceren Erol da iki atölye çalışmasında mülteci ve Türkiyeli kadınları, medla çalışanları ve siil toplum kuruluşlarını biraraya getirdiklerini söyledi. Erol, 'Birlikte yaşamın ortaya çıkabilmesi için tanışmanın, kaynaşmanın, karşılıklı diyaloğ ve paylaşmanın önemli olduğunu düşünüyoruz' dedi.