İskenderun/SES
Hükümetin açıkladığı, 250 bin Suriyelinin Türkiye sınırına yaklaştığı yönündeki ifadeleri yorumlayan Savaş, HBB´den yapılan açıklamaya göre, olası yeni bir göç dalgasıyla ilgili olarak, 'Sınır ötesinde yalnızca 250 bin kişi yok o bölgede 4 milyon kişi yaşıyor. Eğer 250 bin kişi sınırı geçerse o 4 milyon kişide bunun için çabalayacaktır. Türkiye, her zaman sınırın ötesinde güvenli bir bölge oluşturulmalı. Ve bu bölgede sığınmacılar için kamplar yapılarak o insanların temel ihtiyaçları karşılanmalı. Hatay halkı yeni bir göç dalgasına hazır değil. Geçiş yapacak insanların içerisinde radikal insanlar da var. Bunlar sınırı geçerse Hatay yaşanmaz bir hal alır. Hatay sekiz yıldır savaşın gölgesinde sosyolojik ve psikolojik olarak bu süreçlerden etkilendi. Ancak buna rağmen toplumsal huzura katkı sağlıyor. Sınır ötesine gerçekleştirilen operasyonlarda Türkiye´nin yanında yer alan ülkelerin, Suriye´den gelen sığınmacıların Türkiye´nin ekonomik ve sosyokültürel yapısını değiştirmesine göz yummakta ve Türkiye´yi bu anlamda yalnız bırakmaktadır. 4 milyon sığınmacının yükünü hem ekonomik hem de sosyal olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları çekiyor. Bu soruna acil bir şekilde müdahale edilmesi gerekir. Suriye´de barış sağlanana kadar gelen sığınmacıların oluşturulacak güvenli bölgedeki kamplarda kalması gerekir. Türkiye´nin bu süreçte Suriye´de barışa katkı sağlaması gerekiyor' diye konuştu.
'Libya için kamuoyu araştırması yapılmalıydı'
Hatay´ın güvenliği ile ilgili yapılan toplantılara davet edilmediklerini belirten Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş, sadece toplantılar için Hatay´a gelenlerin karşılanması ve uğurlanması noktasında yer aldıklarını ifade etti. Suriyeli sığınmacı sorunun ekonomik anlamda Hatay´ı zorladığını belirten Savaş, 'Sekiz yıldır 3 kişi için ayrılan bütçeyle 4 kişiye bakmak zorunda kalıyoruz. Bizim Suriyeli vatandaşlarımızla sorunumuz yok ama kendi vatandaşımızın hakkını da savunmamız gerekiyor. Bunun vicdani bir boyutu var. Hiçbir misafirlik sekiz yıl sürmez. Türkiye Cumhuriyeti güçlüdür' açıklamasını yaptı. Libya´ya asker göndermesini öngören tezkereyi de yorumlayan HBB Başkanı Savaş, Libya´ya asker gönderilmemesinin gerekli olup olmadığına dair bir kamuoyu araştırması yapılması gerektiğini düşündüğünü belirtti ve 'Bir gecede Ankara´da alınan bir kararla olmamalıydı. İktidarın Libya´ya gidecek gücü varsa, bizim sınırlarımızı koruyacak gücü de vardır' değerlendirmesini yaptı. Gençlerin geleceğe umutla bakmaya ihtiyacı olduğunu belirten Savaş, “Biz ne dünyanın jandarmasıyız ne de Mevlana´sıyız. Bu coğrafyayı korumalı ve çocuklarımızın umutlarını diri tutmalıyız. Çocuklarımız Avrupa´ya, Amerika´ya gitmek istiyor. Niye gitsinler ki bu topraklar kolay mı kazanıldı. Hepimizin, en çok da gençlerimizin geleceğe umutla bakmaya ihtiyacı var” dedi.
Savaş´ın, Kanal İstanbul, düşüncesi
Savaş, son dönemde ülke gündemine gelen ve tartışılan 'Kanal İstanbul' projesi hakkında da şunları söyledi: 'Ak Parti hükümeti iktidara gelirken bazı şeylerden şikayet ederek geldi. Demokrasinin zayıflamasından, toplumsal mutabakatın zayıflığından dem vurdu ve böylelikle parti iktidara geldi. Geçmişte başörtülülerin yaşadığı mağduriyetleri gidermek adına demokrasiyi savunarak bugünlere gelmiş bir parti. Şimdi bakıyorsunuz zulüm gördüğünü iddia eden bir partinin vatandaşlara sola baktın PKK´lısın, sağa baktın FETÖ‘cüsün, ortaya baktın hainsin ifadeleri toplumu yoruyor ve geriyor. Biz o zamanlar muhafazakar insanların demokrasi anlayışının ne kadar haklı olduğunu düşündüysek şimdi de sosyal demokrat, liberal vb. kişilerin de demokrasi mücadelesini o denli haklı buluyoruz. İstanbul konusu çok önemli. İstanbul sadece Türkiye´yi ilgilendirmiyor. NATO´yu ilgilendiriyor. Rusya ve Amerika´yı ilgilendiriyor. Bizi de hem ekonomik hem stratejik hem de coğrafi anlamda çok etkiliyor. Bu kadar önemli bir konunun oldu bittiye getirilmesi hiç doğru değil. İstanbul´da 16 milyon insan yaşıyor. Bu insanların orada hakkı var. Bu devletin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk Montrö Anlaşması´nı yapmış. Bu anlaşma hem Türkiye hem de Karadeniz ülkeleri için yararlı bir anlaşma. Kanal İstanbul ise Amerika´ya ve Rusya´ya fayda sağlayacak. Bunun yanı sıra o bölgede içme suyu kaynakları var ormanlar var bunlara zarar vereceksiniz. Belki de fay hattını tetikleyeceksiniz. Oradaki arazilerin Katarlılara satıldığına dair bir söylenti var. Neden bunu yalanlayamıyorsunuz? Ben bilim adamıyım. İktidarın bu kanalı yapılması için geçerli gerekçelerini anlatması lazım. Toplum tatmin oluyorsa yapılsın ama bu kadar insanın kafasında soru işareti varken yapmak, iktidarın geliş amacına uygun davranmadığını gösterir. Çünkü o zaman daha fazla adalet, demokrasi, insani muamele ve ekonomi diyerek gelen bir iktidarın bu işi oldu bitti ile yapması kendiyle çelişmesi demektir.'
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55