Nesrin Geyik/İskenderun
Ziyaretlerde, kenti İyönetmenin bir sevda işi olduğunu ifade eden Şahutoğlu, “İskenderun Türkiye´nin en önemli yerleşim yerlerinden biri. Çok stratejik bir konuma sahip. Onun da ötesinde sosyal bileşenler olarak da kozmopolit bir kent. Türkiye´nin bütün mozaikleri burada huzur içerisinde, kardeşçe, bir medeniyet kendine yakışır bir iklimde yaşıyor. Bu bizim için gurur kaynağı. Hatay, Türkiye´ye model oluşturmuş bir şehir. Yerel yönetimdeki en büyük hedefimiz ve projemiz bu huzurlu ortamı, çok daha güçlü, çok daha sağlıklı, çok daha sağlam bir şekilde korumak ve ileriye dönük bu şekilde taşınmasının önünü açmaktır' dedi.
'İskenderun´un yeniden bir diriliş hamlesine ihtiyacı var'
Yerel yönetimlerin insanın doğumundan ölümüne kadar ki bütün yaşamsal evrelerini ilgilendiren hizmet alanlarını içerdiğini anlatan Şahutoğlu, şunları söyledi: “Hizmet alanları içerisinde elbette ki yol yapmak, kaldırım yapmak, birçok sosyal tesisin altına imza atmak önemli ama kentin barışına ve huzuruna katkı sağlayacak projelerin de öncülüğünü yapmak bence böyle stratejik bir şehirde yaşayan insanlarımız için en önemli kriterlerden bir tanesi. Bizim buna ivedilikle, şiddetle ihtiyacımız var. Bizim başka vatanımız yok, başka bayrağımız yok. Biz bir arada birlik, beraberlik içerisinde, kardeşçe yaşayacağız. Birbirimizi olduğu gibi kabul edeceğiz ve birbirimize saygı duyacağız. İşte bunun adı huzurdur. Huzur bizim en büyük projemizdir. İskenderun 1990´lı yılların başlarına kadar Türkiye´nin en gözde şehirlerinden bir tanesiydi. Ekonomik canlılığı son derece gelişmiş, Türkiye´de İstanbul´dan sonra en fazla ve en aktif işlevsel kapasitedeki limanına sahip bir ticaret merkezi, bir sanayi kenti. Bunun insanlar üzerinde yarattığı çok ciddi bir ekonomik gelir tablosunun rahatlığı vardı, burada insanlar, esnaflar, emekçiler herkes hayatından memnundu. Körfez Savaşı´ndan sonra bu tablo ne yazık ki gittikçe tersine dönmeye başladı. gittikçe kan kaybeden bir şehir konumuna geldik. Sonuçta gelinen noktada İskenderun üzerine adeta ölü toprağı serpilmiş bir şehir konumunda. İskenderun´un yeniden bir diriliş hamlesine ihtiyacı var. Yeniden canlandırmamız lazım. Şu gerçeği de görmek gerekir. Büyükşehir Belediyesi Yasasından sonra ilçe belediyelerin yetki alanı gittikçe daraldı. Bu nedenle sorunların üstesinden gelme adına bizim hem Büyükşehir´i hem de ilçe Belediyesi´ni bir çatı altında birleştirmemiz gerekiyor. Bu şehrin hayati önem taşıyan ekonomik canlılığı, sosyal hayatının dirilişi için kesinlikle bu iki yapıyı bir çatı altında birleştirmeliyiz. Önümüzdeki tıkanmış sürecin önünü açabilmemiz için bu hayati önem taşıyor.'