Akın Bodur/İskenderun
Ankara Gar´ın da düzenlenen IŞİD saldırısında yaşamını yitirenler anıldı. Saldırıda İskenderunlu sendikacı Fevzi sert yaşamını yitirirken, miting için kent ve ilden Ankara´ya giden birçok kişi de yaralanmıştı. 10 Ekim 2015 tarihinde yaşanan Ankara Gar katliamının sadece ülkemizin değil, dünya tarihinin en acımasız, en vahşi katliamlarından biri olduğunu ifade eden İHD İskenderun Şube Başkanı Coşkun Selçuk, barış talep etmek, daha güzel bir dünya özlemiyle yapılacak olan ve izin alınmış olan bir mitinge yapılan saldırıda İskenderun´dan sendikacı Fevzi Sert´in de arasında bulunduğu 103 kişinin yaşamını yitirdiğini, 500´den fazla kişinin de yaralandığını anımsattı.
'Sadece sanıkların cezalandırılmasıyla sınırlı yargılamaya izin vermeyeceğiz'
İHD İskenderun şube başkanı Selçuk, üzerinden üç yıl geçen katliamın, ´insanlığa karşı işlenen suç´ kapsamına alınmasını istedi. Bazı siyasi parti, meslek örgütü ve sivil toplum kuruluşu yöneticilerinin de katıldığı Sağlıklı Yaşam Parkındaki açıklamada konuşan Selçuk, 'Ülke tarihine karanlık bir leke olarak geçen 10 Ekim katliamda sadece sanıkların cezalandırılmasıyla sınırlı bir yargılama yapılıp dosyanın kapatılmasına izin vermeyeceğiz. Kamu görevillerinin 10 Ekim katliamındaki sorumluluğu apaçık ortadadır ve bu durum mahkeme tarafından tespit edilene kadar davanın takipçisi olacağımız bilinmelidir' dedi.
Selçuk: Davanın takipçisi olacağız
'Ankara´yı unutma, unutturma; Katiller halka hesap verecek; Failler bulunsun, hesap sorulsun; Fevzi yoldaş onurumuzdur' sloganları arasında konuşan Selçuk, şunları söyledi: 'Katliamla ilgili istihbaratın emniyet birimlerine ulaşmasına ve ayrıca faillerin mahkeme kararı ile teknik ve fiziki takip altında olmalarına rağmen katliamı gerçekleştirmiş olmaları, yaşanan bu vahşette sorumluluğu onların sadece yargılanan tutuklu sanıklar olmadığını açık şekilde ortaya koymaktadır.'
Selçuk, şunları söyledi: 'İlk duruşmadan bu yana 10 Ekim ailelerinin avukatlarının taleplerine rağmen, dosyaya kamu görevlileri ısrarla eklenmemiştir. Ayrıca suçun kapsamı ve sonuçlarından kaynaklı “insanlığa karşı işlenen suç kapsamına” alınmayarak, savcılık mütalaasının sınırlı tutulması da kabul edilebilir bir durum değildir. Gelinen aşamada ise, mahkeme heyeti, 9 sanık hakkında anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs 103 kişiyi öldürmekten ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis diğer 10 kişiye ise örgüt üyeliğinden farklı cezalar verdi. Bu kararla katliamın gerçekleşmesinde sorumluluğu olan kamu görevlilerini koruyan ve yargılamayı sadece tutuklu sanıklarla sınırlayan bir yargılama sürecinin yaşandığı görülmektedir. 10 Ekim katliamından önce IŞİD´lileri dinlemeye alıp eylem planlarına kulaklarını kapatanların, bugün yakınlarını kaybeden ailelerin ve kurumların taleplerine de kulaklarını tıkaması, katliamda sorumluluğu olan kamu görevlilerini koruyan bir tutum takınması, 10 Ekim katliamı dosyasının, asıl sorumlularını yargılayıp cezalandırmadan kapatılmak istendiğini göstermektedir. İnsanlığa karşı suç işleyen bir örgüt olan IŞİD´in eylemlerine ve bu eylemleri engellemekle görevli olanların sorumlulukları konusunu yargının göz ardı etmesi kabul edilemez. Bu nedenle bu davada adaletin sadece tutuklu sanıklara verilen cezalarla sağlanabilmesi mümkün değildir. Katliamın gerçekleştiği ana kadar sorumluluğu olan herkesin hesap vermesi ve ihmallerinin cezasını çekmesi gerekmektedir. Ülke tarihine kara bir leke olarak geçen 10 Ekim katliamında sadece sanıkların cezalandırılmasıyla sınırlı bir yargılama yapılıp dosyanın kapatılmasına izin vermeyeceğiz. Kamu görevlilerinin 10 Ekim katliamındaki sorumluluğu apaçık ortadadır ve bu durum mahkeme tarafından tespit edilene kadar davanın takipçisi olacağımız bilinmelidir. 10 Ekim 2015´te kaybettiğimiz Fevzi Sert arkadaşımızı ve tüm barış güvercinlerini bir kez daha özlemle anıyor, bu saldırı bütün yönleriyle ortaya çıkarılana ve tüm sorumlular yargı önünde hesap verene kadar davanın takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz.'