Tarih: 12.02.2020 11:08

İntiharların nedenlerinin tartışılmasını istedi

Facebook Twitter Linked-in

İskenderun/SES

Sosyal Haklar Derneği (SHD) İskenderun Temsilcisi Av. Bülent Akbay, Antakya´da Cuma günü ‘ çocuklarım aç ´ diyen ve kendini yakarak hayatını kaybeden Adem Yarıcı´nın intihar girişimini son dönemde artan diğer intihar vakaları gibi ‘sosyal cinayet´ olarak adlandırdı. Akbay, “Ekonomik kriz, mobbing diye adlandırdığımız işyeri merkezli baskının ve işsizliğin yarattığı onlarca endişe, korku ve stresin bileşkesi, taciz gibi birçok husus intiharlara yol açan koşulları oluşturuyor” dedi.
Son bir ay 12 işçi işyerinde ya da işe bağlı olarak yaşamına son verdiğine dikkat çeken SHD İskenderun Temsilcisi Av. Bülent Akbay, kötü yaşam koşullarının insanları ölüme ittiğini, ‘sosyal cinayetler´in artmasında yönetenlerin ve yönetim anlayışlarının yattığını vurguladı. ‘Ölümcül olduğunu bildiğiniz bir darbeyi bilerek ve isteyerek başka bir insana uyguladığınızda ve o insan öldüğünde nasıl bunun adı cinayetse; milyonlarca insanı hayatta kalamayacağını koşullara bilerek ve isteyerek itmek de bir sosyal cinayettir´ diyen Akbay, iktidarı intiharların ardındaki trajedinin üzerine gitmemek ve nedenleri tartışmak istememekle eleştirdi.
Antakya´da valilik önünde intihar eden Adem Yarıcı´nın yetkililer tarafından tanındığını, AKP milletvekillerinin evinde iftar açarak iş sözü verdiğini hatırlatan Akbay, çocuklarına yapılan sosyal yardımın kesildiğini, ‘göz göre göre ölüme sürüklenen yoksul vatandaşımıza yardım elini uzatılmadığını savundu.
Av. Akbay, yazılı açıklamasında şunları ifade etti: “Hatay´da valilik önünde intihar eden Adem Yarıcı´yı yetkililer yakından tanıyordu. Evinde iftar açan ve basına iş sözü vererek şov yapan AKP milletvekilleri, sık sık kapılarına kadar gidip “iş” istediği ve söz aldığı belediyeler, çocuklarına yapılan sosyal yardımı kesen Valilik göz göre göre ölüme sürüklenen yoksul vatandaşımıza yardım elini uzatmadılar. Çünkü sadece güçlüden, sermayeden ve bir avuç çıkar odağının çıkarlarından yana olan bu vurgun ve talan düzeni yardım elini uzatmalarına izin vermiyordu. Kanunlar kadar yürekleri de yoksul halkın sorunlarına kördü. Adem Yarıcı´nın gerçek hikayesi, devlet ile yurttaşının arasındaki büyük uzaklığın da hikayesidir. Yalnızca anlamak yetmez. Bu sosyal cinayetin müsebbibi olan yönetenler yoksulluğun ulaştığı boyutları gizlemekten öte bir icraat yapmamaktadırlar. Yönetilen olarak bizler hayatlarımızı kurtaracak ekonomik ve sosyal politikalar için “ağır ve nasırlı ellerimizi toprağa dayayıp doğrulmak” için ayağa kalkmalıyız. İnsan onuruna yakışan bir düzen hayal değildir. Yoksulluk ise asla kader olamaz.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —