Sağlıklı Yaşam Parkı’nda taleplerini dile getiren Eğitim Sen üyeleri saat 12.30’da konuyla ilgili basın açıklaması yaptı. Sendika üyeleri, siyasi parti temsilcileri, dernek, kurum temsilcilerinin destek verdiği toplantıda konuşan Eğitim Sen Şube Başkanı Mustafa Ünsal, “Laik eğitimi ve laik yaşamı savunuyor, eşit yurttaşlık talep ediyoruz” dedi.
İktidar ve Milli Eğitim Bakanlığının, eğitim sisteminin ve toplumsal yaşamın bütün alanlarını dini kural ve değerler doğrultusunda yeniden biçimlendirmek istediğini ve laik eğitim ve laik yaşama açıkça meydan okuyan adımlar atmayı sürdürdüğünü belirten Ünsal, “Bugüne kadar eğitim alanında Millî Eğitim Bakanlığı ile başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, dini vakıf ve dernekler arasında çok sayıda iş birliği protokolü imzalanmış, okullar dini dernek ve cemaatlerin temel faaliyet alanları halinde getirilmiştir” diye konuştu.
GENÇLER PROJELERİN PARÇASI HALİNE GETİRİLMESİN
Geçtiğimiz yıllar içinde eğitimi dinselleştirme sürecinin adım adım ilerlediği, doğrudan laik eğitimi ve laik yaşam tarzını hedef alan uygulamaların her geçen gün arttığı uyarısında bulunan Ünsal, çocukların ve öğrencilerin siyasi iktidarın kendi siyasal-ideolojik hedeflerine ulaşmak için hayata geçirilen ÇEDES ve benzeri projelerin parçası haline getirilmesini istemediklerini vurguladı.
BİRLİKTE MÜCADELE DAVET ETTİ
Bu konuda eğitim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerin, velilerin ve demokratik kamuoyunun ortak ve güçlü bir tutum almasının önemine işaret eden Ünsal, okulların dini içerikli faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekânları olması için bütün eğitim ve bilim emekçilerini, öğrenci ve velileri birlikte mücadeleye davet etti.
ÇEDES BİLİME AYKIRI HAZIRLANDI
Ünsal, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı ortaokullar ve imam hatip okulları, Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı il/ilçe spor müdürlükleri/Gençlik merkezleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Diyanet Gençlik Merkezleri iş birliğinde yürütülmekte olan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi” (ÇEDES) kapsamında bir süredir ülke çapında toplantılar yapılmakta ve çeşitli kararlar alınmaktadır.
Dini ve manevi değerleri merkeze alan ÇEDES Projesi, laik-bilimsel eğitim anlayışına ve pedagoji bilimine aykırı bir içerikte hazırlanmıştır. ÇEDES ile vaiz, imam hatip ve Kur’an kursu öğreticilerinin, İlahiyat Fakültesi mezunlarının eğitim kurumu olan okullarda ‘manevi danışman’ olarak görev yapmalarının önü açılmış,İzmir ve Eskişehir başta olmak üzere, çeşitli illerde görevlendirmeler yapılmıştır.
CEMAATLERİN KUCAĞINA İTİLMELERİNE SEYİRCİ KALAMAYIZ
Manevi danışmanlarla öğrencilerin okul dışında Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı kamplarında buluşmaları, okullardaki koordinatör öğretmen ve koordinatör öğrencilerle dini telkinler yapan “değerler eğitimi” çalışmalarına katılmaları hedeflenmektedir. ÇEDES projesi üzerinden öğrencilerin dinci tarikat ve cemaatlerin kucağına itilmesine seyirci kalmamız mümkün değildir.
FARKLILIKLAR BİRLİKTE YAŞAM ÖNEMLİ
ÇEDES Projesi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik çizgisi ve dini-kültürel ihtiyaçları doğrultusunda biçimlendirme hedefinin son örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Siyasi iktidarın, bugüne kadar yaptığı gibi, din ve inanç alanı gibi son derece hassas bir konuda “tek din, tek mezhep” yaklaşımıyla hareket ederek okullarda öğrencilere belli bir dinin ve mezhebin etrafında şekillenen ‘manevi değerleri’ aktarmak istemesi kabul edilemez.
Laiklik ilkesi ve laik eğitim, toplumdaki farklı inanç, farklı mezhep, farklı kimlik, farklı cinsiyet ve cinsel kimlikler ile inananlar ve inanmayanların bir arada barış içinde yaşayabilmeleri için son derece önemlidir.”