Nesrin Geyik/İskenderun
İskenderun Kadın Platformu adına açıklama yapan Muhsine Taşan, 'Son yıllarda artarak çoğalan çocuk şiddet ve istismarı; cezasızlık, iyi hal indirimleri, erken yaşta evlilik vb. düzenlemelerden bağımsız düşünülemeyeceği gibi, bu durumun erkek devletin cinsiyetçi politikalarının yansıması olduğu bilinmelidir. Bu doğrultuda; hükümetin göz yumduğu cinsel şiddet ve çocuk istismarı cinsiyetçi sömürü düzenini derinleştirmiştir' dedi.
'Çocuk Bakanlığı kurulsun; Çocukları yaşatacağız; Çocukların çıkaramadığı çığlık olalım; Her yer suç mahali' dövizlerin asıldığı salonda konuşan Taşan, cinsel istismara uğrayan çocukların toplumsal yaşamda tam iyilik haline ulaşamadığının ve hükümetin Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesini istedi. Taşan, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Son yıllarda artarak çoğalan çocuk şiddet ve istismarı; cezasızlık, iyi hal indirimleri, erken yaşta evlilik vb. düzenlemelerden bağımsız düşünülemeyeceği gibi, bu durumun erkek devletin cinsiyetçi politikalarının yansıması olduğu bilinmelidir. Bu doğrultuda; hükümetin göz yumduğu cinsel şiddet ve çocuk istismarı cinsiyetçi sömürü düzenini derinleştirmiştir. Çocukların güvenliği ve gelişimi için elzem olan Çocuk Bakanlığının kurulmasıdır. Bunun için de aynı kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Yaptıkları düzenlemeler ile çocuk tacizcilerini cezasız bırakan siyasi iktidarın, erkek egemen aklın, haklı olarak infial yaratan çocuk tecavüz ve cinayetleri karşısında hadım ve idam gibi cezalar önererek bu yaptığını gözlerden kaçırmasına, çocuk istismarı suçunu kendi idam talebi için kullanmasına izin vermeyeceğiz. Artık yeter. Çocuk istismarına, tacize, tecavüze karşı sessiz kalmayacağız. İskenderun´da ve Arsuz´da yaşanan üç çocuğun cinsel istismarına karşı ailelerin susmayan çocuklarına ses olmalarını umut verici buluyoruz. İskenderun´daki faillin tutuklu olması, Arsuz´daki failin çocuklara çok yakın mesafede halan yaşadığını ve çocuklarla sürekli gözgöze gelmesi şiddetin farklı bir boyutunu gözler önüne sermektedir. Bu konuda yetkilileri göreve davet ediyoruz. Çocuklarımızın yanında olacağız ve yargı sürecini de takip edeceğiz.Cinsel istismar da dahil hiçbir suçu, suçu yaratan nedenlere dokunmadan sadece cezasını ağırlaştırarak engelleyemezsiniz. İstismara yol açan nedenler ve çocukları istismardan koruyacak mekanizmalar tamamen göz ardı ediliyor. Yayın yasağı suçu önlemez, üstünü örter. Yayın yasağı cinsel istismar vakalarında görünürlüğü engelleyerek çocukların yalnız bırakılmalarına neden olabilecek, bu da cinsel istismarı teşvik edecektir. Cinsel istismar hastalık değil şiddet içeren bir suçtur. Hormon tedavisi öngören yaklaşımlar, suçluya hasta muamelesi yaparak onu korumak ve cezadan kurtarmanın ya da ceza indiriminden yararlanmasının kapısını aralamaktadır. Çocuğa cinsel istismarın önlenebilmesi için öncelikle doğru tanımlanması, toplumsal, kültürel, psikolojik ve politik nedenlerinin ortadan kaldırılması, hak temelli yaklaşımlarla çocuğu koruyacak mekanizmaların yaratılması ve bu mekanizmaların sivil örgütleri tarafından ve kamuoyunca denetimine olanak sağlanması yanında, yasalardaki çocuk aleyhine düzenlemeler kaldırılmalı ya da çocuk haklarına uygun olarak değiştirilmelidir. Çocuklara yönelik cinsel istismarın göz ardı edilmesinin, saklanmasının, meşrulaştırılmasının önüne geçmesi ve bütüncül bir yaklaşımla cinsel istismarı tamamen önlemesi gereken devleti, görevini yapmaya çağırıyoruz. İskenderun Kadın Platformu olarak çocuk ve kadına yönelik istismara, şiddete, tacize, kadın cinayetlerine sessiz kalmayacağız.'
Toplantıda konuşan avukat Mehtap Mert de, çocuğa şiddetin ve istismarın görünür hale gelmesine, kimi konularda susmayan çocukların sesine bilinçzsiçlik halinin devam ettiğini ifade etti. Bir istismar durumunda ve ailenin, istismar yapanın ailesi tarafından rahatsız edilmes i halinde o yerin idari amiri tarafından evin taşınmasının talep edilebileceğini anımsatan avukat Sert, 'İskenderun kaymakamı İskender Yönden, bu konuda platformun başvurusu üzerine bu ailenin talebine olumlu karşılık vermiştir' dedi ancak Arsuz´daki benzer olayda emniyetin yapılan şikayete ilgi göstermemesi üzerine savcılığa şuç duyurusunda bulunulduğunu söyledi. Sert, 'Bu insanlar zaten mağdur. Neden devletin kurumları yanlarında değil. Arsuz Kaymakamlığının idari amir sıfatıyla bu konuya el atmasını talep ediyoruz.'