Mustafa Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İdris Kaya´nın başkanlığındaki panelde, öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sezai Demir, Hatay İl Sağlık Müdürlüğü Sosyal Hizmet Uzmanı Cihan Eryılmaz, Hatay Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü psikologu Feride Altay, Hatay Barosu üyesi Burcu Zarifgil ve Hatice Özaydın konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Kaya, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl yaklaşık 150 milyon kadın ve 73 milyon erkeğin tecavüz veya istismara uğradığını, çocuklarda ise bu sayının 40 milyon olduğunu ifade edip, istismarın sadece fiziksel olarak değil aynı zamanda duygusal olarak yapılabildiğini de söyledi. Yrd. Doç. Dr. Demir de, 'İstismarın ilk önleneceği ana birim ailedir. En yararlı engelleyici yaklaşımlar ise gelişimsel ve önleyici rehberliktir. İstismarda temel olan iki öge vardır birincisi istismarcı ikincisi ise istismara maruz kalan kişidir' diye konuştu. Sosyal Hizmet Uzmanı Eryılmaz ise şunları söyledi: 'İhmal her zaman istenmeyen riskleri içerisinde barındırarak bizleri istenmeyen sorun ve sonuçlarla karşı karşıya bırakabilir. Toplumun hangi katmanından olursa olsun her çocuk risk altındadır. Bu nedenle her çocuğun ilgiye, sevgiye ve korunmaya ihtiyacı vardır. Aileler çocuk ihmal ve istismarının önlenmesinde birincil sorumlu kişilerdir. Ailelerin uyguladığı duygusal ve fiziksel şiddete maruz kalan çocuklarda ilerleyen dönemlerde toplumu yaralayan farklı bir sağlık problemi ile karşılaşma olasılığı yüksektir. Unutulmamalıdır ki cinsel istismar bireyi, aileyi, toplumu ilgilendiren bir önemli bir husustur. Çünkü bu bir toplum sağlığı sorunudur.'
Psikolog Altay da, 'İhmal durumunun istismar durumuna göre daha zor teşhis edildiğini görüyoruz, bu durum bireyin psikolojik ve kişilik gelişimini büyük oranda olumsuz etkiliyor. İhmal durumuna maruz kalan bireylerin, içe dönük, yalnızlığı seven, kendilerini soyutlayan, yardım talep etmekten çekinen, başkalarıyla yakın ilişki kurmaktan çekinen kişiler olduğunu görüyoruz. İstismarın ise çocuğun gelişimini fiziksel ve duygusal olarak olumsuz etkileyen her türlü eylem ve davranış olduğunu söyleyebiliriz. Aynı şekilde istismarda çocuğun ruh sağlığı üzerinde yıkıcı ve travmatik etkilere sahiptir. Fiziksel İstismara maruz kalmış çocuklarda akademik başarısızlık, nörolojik bozukluklar, saldırgan ve suça yönelik davranışlar, karşı olma ve karşı gelme durumu, intihar düşünceleri, dikkat eksikliği ve kaygı bozukluğu gibi davranışlar gözlemlenmektedir' değerledirmesini yaptı.
Koruyucu ve destekleyici tedbirler hakkında bilgi veren hukukçulardan Zarifgil, 'Çocuk Koruma Kanunları çerçevesinde bireylerin anayasa önünde haklarının olduğunu ve korunduklarını görüyoruz. Ülkemiz bu olaylara maruz kalmış bireylere gereken hassasiyeti göstermekte, gereken önlem ve tedbirleri almaktadır' dedi. Yapılan bu eylemlerin cezasız kalmayacağını, çocuğun yaşam hakkı ve vücut dokunulmazlığının yanı sıra cinsel dokunulmazlığıyla ilgili hükümlerin olduğunu ifade eden Özaydın da, kanunun çocukları ve istismara maruz kalan çocukları koruduğunu ve cezalarının ağır olduğunu söyledi.