“İthamları hak savunucularına yönelik saldırı olarak görüyoruz”

 Bunu bu ülkede yaşayan tüm insan hakları savunucularına yönelik bir saldırı olarak görüyoruz” dedi.

5 Temmuz günü Türkiye´nin önde gelen insan hakları örgütlerinin 9 temsilcisi ile eğitim çalışmasında görevli 3 kişinin İstanbul, Büyükada´da, insan hakları savunucularının eğitim toplantısı için bulundukları otelde gözaltına alındığını kaydeden Coşkun Selçuk, İHD Şubesi olarak tutuklanan 8 arkadaşlarıyla dayanışmak amacıyla dün mektup ve kart gönderdiklerini belirtti. Hak ve özgürlüklerin gerçekleşmesi için İlknur Üstün, Nalan Erkem, Özlem Dalkıran, İdil Eser, Günal Kurşun, Ali Garaw, Peter Steudtner, Veli Acu´nun hem ulusal hem de uluslararası düzeyde büyük emek verdiğine dikkat çeken Coşkun, bu isimlerin serbest bırakılarak itibarlarının iade edilmesini istedi.

Mektup ve kart gönderimiyle dayanışta
Tutuklu bulunan hak savunucularına yazdıkları mektubu da paylaşan Selçuk, Türkiye´de ‘tek tip elbise´ uygulaması üzerinde çalışıldığı günlere gelindiğini ve hak savunuculuğuna giderek daha çok görev düştüğünü kaydetti. Selçuk, “Bizler İnsan Hakları Savunucularıyız. Varlık Sebebimiz Bu Hakları Savunmaktır Dünyanın neresinde olursa olsun insan hakları savunucuları her türlü insan hakları ihlaline barışçıl ve etkin biçimde karşı çıkma, ihlaller meydana geldiğinde bunları açığa çıkarma ve ihlal mağdurlarına destek verme hakkına sahip çıkar. Ve hemen her yerde insan hakları savunucuları işkence, zorla kaybetme, tehdit, derneklerinin basılması, kapatılması, taciz, yasadışı/keyfi tutuklama, istihbarat ve takip faaliyetlerine maruz kalmışlardır” dedi.

“Zorlu süreçler yaşanıyor”
Gözaltı, sorgulama ve tutuklanma sürecini ‘alışkın olunan sahneler´ olarak da yorumlayan Coşkun, “Ne acıdır ki insan hakları savunucusuyuz ama 31 yıllık tarihimizde uğradığımız hak ihlalleri ile sayfalarca raporlar yazabiliriz. Bizler sizin neden tutuklandığınızı biliyoruz. Evrensel hukuku bırakın, iç hukuku ayaklar altına alırken muhalif tek bir ses çıkmasın, kimse diğerinin hakkına sahip çıkmasın, araştırma yapmasın, rapor yayınlamasın, yaşananları dünya duymasın istiyorlar. Bizler biliyoruz ki yaşamın her alanında “içerde- dışarıda” sizlerin hak savunuculuğunuzun asla bitmeyeceğidir. Her zaman olduğu gibi size çok ihtiyacımız var. 'Tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek dil' den 'tek tip elbiseye' gelindiği günleri yaşıyoruz. Hapishanelerdeki hak ihlallerini takip etmek anlamında zorlu süreçler yaşıyoruz. Sizlerin yaşadığı her zorluğu hepimize yapılmış kabul ederiz. Herkes tarafından bilinmelidir ki arkadaşlarımız hapiste olduğu süreçte yüreklerimiz ve gözümüz onların üstündedir. Sizler bu ülkenin en onurlu ve namuslu insanlarındansınız. Her zaman adil oldunuz. Biliyoruz ki, yarın sizlere haksızlık edenlere haksızlık yapılsa onlarında hakkını arayacak ve mağdurun kimliğine bile bakmayacaksınız. Onurlu yaşamınızın size kazandırdığı adalet duygunuzdur sizi siz yapan. Bizi merak etmeyin. İnsan hakları mücadelesini sonuna kadar devam ettireceğiz” diye konuştu.