Akın Bodur/İskenderun
İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Levent Yılmaz, meclis toplantılarının 2025 yılında açılması için mecliste görüşeceklerini, meclisten alacakları karar sonrası meclis toplantılarını basına açacaklarını ifade ederken, toplantının odanın basından sorumlu yönetim kurulu üyesi Sedat Uysal da belirleyecekleri kriterle meclis toplantılarını basına açacaklarını söyledi. Yılmaz, üç ayda bir basın toplantısı düzenleyeceklerini de belirtti. İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası, yaklaşık 8 yıldır 'aldığı tek kararla' oda meclisinin toplantılarını basına, aidat aldığı oda üyelerine ve halka 'hukuksuz' olarak ve anayasayı da ihlal ederek kapatıyor. İTSO, bunun gerekçesini ise kendisinin hazırlayıp kabul ettiği iç tüzük ve yönetmelikte belirtilen 'iştirak' kelimesine bağlıyor, ancak "paydaşlık etmek, katılmak" anlamına gelen 'iştirak' kelimesi oda meclisini kapatma nedenini oluşturmuyor. Çünkü gazeteciler, oda üyeleri ve halk, toplantıya 'iştirak' etme durumunda bulunmuyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Hatay Büyükşehir Belediyesi Meclisi, İskenderun Belediyesi Meclisi, toplantıları canlı yayınlanırken, İTSO meclis toplantısına gazetecilerin katılmasının yasaklandığı biliniyor. Oda meclisi, açık olması gereken oturumları her defasında alacağı kararla 'kapalı oturum' yapma kararı alma yetkisi bulunurken, açık oturum alma yetkisi bulunmuyor.
İTSO yöneticilerinin katıldığı İskenderun Belediyesi 1 Nolu Sosyal Tesisinde (Doğan Gazinosu) düzerlenen kahvaltılı toplantıda konuşan oda başkanı Yılmaz, 8 yıl önce oda içinde yaşanan tartışma ve usülsüzlüklerin müfettiş incelemesi sonrası yargıya yansıdığını ve o davanın geçen hafta sonuçlandığını ifade etti. 'Tarihe tanıklık etme sanatı' olan gazeteciliğin o dönemde bazı kişiler tarafından farklı ve yanlı kullanıldığını ifade eden Yılmaz, o sürecin bittiğini belirtti.
“İskenderun'la ilgili konularda bize sormuyorlar”
Odanın meclis başkanı Zeki Altun, yönetim kurulu üyeleri Sedat Uysal, Gassan Kuran, Hıdır Güneş, Ali Çıtanak, Mahir Taner, Nedim Şaban ve Levent Çam'ın da katıldığı toplantıda, İskenderun'daki küçük sanayi sitesinin taşınması için 10 yıldır çaba harcadıklarını anlatan İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yılmaz, "Küçük sanayi sitesinin yer tahsisi konusunda, elimizden gelen desteği sağladık. İskenderun şehir merkezindeki küçük sanayi sitesinin şehir içinden taşınmasını ve yer tahsisinin sağlanmasını diliyoruz. İskenderun’un altyapısının ilgili kurumların çalışmasıyla baştan aşağı yenilenmesi gerektiğini düşünüyoruz. İskenderun şehrine otoban girişinin modern ve şık bir şekilde yeniden dizayn edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Arsuz’a Tarım Organize Sanayi Bölgesi yapılmasının yararlı olacağını düşünüyoruz. Nardüzü’de bulunan ve üretim yapan fabrikaların bulunduğu alanın, organize sanayi bölgesine dönüştürülmesi çalışmaları kapsamında ATSİAD ile birlikte hareket ederek, Arsuz Kaymakamlığı’yla görüşme sağladık" dedi. Küçük sanayi sitesinin Cebike Mahallesi bölgesine taşınması planlandan vazgeçildiği ve projenin Arsuz'un Nardüzü Mahallesi yöresine kaldırılacağının açıklandığı ve ne düşündüğü ile LimakPort önündeki yolda planlanan yol çalışmasına ilişkin sorulara yanıt veren İTSO Başkanı Levent Yılmaz, "Ondan bilgim, haberim yok" dedi. Yılmaz, "İskenderun'la ilgili konularda bize sormuyorlar. Biz sorulmasını, fikirlerimizin alınmasını istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"İTSO hiçbir çalışma yapmıyor" algısı
Kamuoyunda mücbir sebep halinin uzatılmasına ilişkin "İTSO'nun hiçbir çalışma yapmadığı" yönünde bir algı ve kanının oluştuğunu ifade eden ve bunun doğru olmadığını söyleyen Yılmaz, "Üyelerimizden gelen bilgiler sonucunda, mücbir sebep halinin devam etmesi konusundaki talebimizi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne ve Hazine ve Maliye Bakanına oda olarak ilettik. Bu konuya destek vermeleri için depremden etkilenen çevre odalara yazı yazarak lobi çalışmasında bulunduk. Ayrıca Muhasebeciler Odası ile birlikte kapsamlı bir çalışma yaparak, 6 Şubat depremi sonrası bölgemizde yaşanan ekonomik ve sosyal konuları görüşüp, şehrimizin güncel önemli sorunlarını milletvekillerimize, Bakanlarımıza ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimize ilettik" dedi.
Deprem sürecindeki çalışmaları anlattı
Deprem sürecine ilişkin yaptıkları çalışmalarda bir okulun avlusuna kurulan çadırda günde 3 bin kişiye yemek verildiğini, Antakya'daki bir lisenin öğrencilerinin gemide eğitim alması ve kalmasını sağladıklarını, 800'e yakın depremzedelerin başka bir gemide barınması ve yemesini gerçekleştirdiklerini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: "11 ili etkileyen 6 Şubat depremi sonrasında, İskenderun halkı pek çok zorlukla karşı karşıya kalmıştır. Kaybedilen hayatlar ve yıkılan binalar nedeniyle toplumsal travma oldukça derin hissedilmektedir. Bu travmanın yanı sıra, ekonomik faaliyetlerde de ciddi aksaklıklar yaşanmıştır. İstihdam azalmış, liman faaliyetleri sekteye uğramış ve/ KOBİ’lerde iş kayıpları meydana gelmiştir. Şehrin altyapısı büyük ölçüde zarar görmüş, işletmelerin birçoğu ticari faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmıştır. Deprem felaketinin yaralarının sarılması ve/bölgemizin yeniden toparlanması konusunda, ülke olarak genel bir mücadele başlatıldı. Bu süreçte oda olarak bizler de, sıkıntı yaşayan üyelerimiz ve vatandaşlar için elimizden gelen katkıyı sağlamaya çalıştık. Depremin zorlu ilk günlerin atlatılmasının ardından, önce anıt alanındaki konteynırda, oda binasının tadilatının tamamlanmasının ardından da hizmet binamızda, oda hizmetlerimizi aksatmadan sürdürdük. Depremde yaşam alanlarını kaybeden vatandaşlara çadır ve konteyner temin edilmesi, temel ihtiyaç malzemelerinin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması noktasında çalışmalarımız oldu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimiz ile diğer oda borsalarımızın, bölgemize sağladıkları yardımların ihtiyacı olanlara ulaştırılması konusunda, koordinasyonda ve dağıtımda, elimizden gelen desteği sağladık. Deprem zamanı sıklıkla üyelerimizi ziyaret ederek; yaşanılan sorunları ve çözüm önerilerini, bakanlarımıza, milletvekillerimize, bürokratlarımıza ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne birçok kez raporlar halinde sunduk. Bölgemizdeki sivil toplum örgütlerinin bir arada olduğu bir İskenderun’un Sesi Platformunu oluşturarak, paydaşlarımızla görüşmeler yapmak suretiyle, güncel sorunların çözümü ve bölgenin ihtiyaçları doğrultusunda basın açıklamalarında bulunduk. Ayrıca yaşadığımız yıkımı tüm dünyaya duyurabilmek maksadıyla, basın mensubu arkadaşlarımız aracılığıyla, ulusal ve yerel basın kuruluşlarına röportajlar verdik. Yaşanan felaket konusunda kamuoyunda farkındalık yaratmak ve şehrimizin bilimin ışığında ortak akılla deprem dirençli olarak yeniden inşa edilmesi noktasında, kamu kurum ve kuruluşlarımızla ve Sivil Toplum Kuruluşlarımızla birlikte bilgilendirme seminerleri organize ettik. Geçtiğimiz günlerde Prof. Dr. Naci Görür’ü şehrimize davet ederek İskenderun’un depremselliği ve deprem dirençli İskenderun konulu bir konferans verdik. Ayrıca depreme ilişkin farklı birçok uzmanın katıldığı bilgilendirme seminerleri verildi. Depremden etkilenen KOBİ’lerin finansmana erişimleri noktasında girişimlerimiz oldu. KOSGEB Hatay Müdürlüğü ile sürekli istişare halinde olarak, odamızda hizmet veren KOSGEB Temsilciliği’mizin de özverili çalışmalarıyla, deprem kredisine hak kazanan tüm üyelerimizin kredi alabilmesi için önemli destekler sağladık.Kredinin duyurulması, başvuru süreci, evrak hazırlığı ve ödeme takibinde bulunarak, üyelerimizin deprem kredisinden faydalanmalarını sağladık. KOSGEB Hatay Müdürlüğü’ne oda binamızda yer vererek, üyelerimizin KOSGEB Hibe ve Kredi desteklerine erişimlerini kolaylaştırdık. Bölgemizde faaliyet gösteren bankalarla toplantılar yaparak, üyelerimizin uygun kredi faiz oranlarına ulaşmaları için çalışmalar yaptık."
“Otoban girişi modern şekilde yeniden dizayn edilmeli”
Bölgedeki filtre sektörünü desteklemek ve gelişimine katkı sağlamak için URGE projesini hayata geçirme konusunda aksiyonlar aldıklarını, K türü yetki belgesiyle ilgili olarak odamızda mart ayından bu yana hizmet verilmekte olup ayrıca son dönemde sayısal takograf kart işlemlerinin odadan yapılmaya başlandığını ve işlemin yapılmasıyla, üyelerinin Antakya’ya gitme yükünden kurtulmuş olduğunu anlatan Yılmaz, "Yaşadığımız deprem felaketi sonrasında bundan sonra depreme dayanıklı ve modern bir şehirde yaşamak, hepimizin en önemli beklentisi ve önceliği olmaktadır. Şehrin yerel kalkınması için, hem merkezi yönetimden hem de yerel yöneticilerimizden, bürokratlarımızdan ve siyasilerimizden birtakım taleplerimiz olmaktadır. Deprem nedeniyle yok olan kalıcı konutların ve işyerlerinin acilen depreme dayanıklı bir şekilde yeniden yapılmasının ve şehirden göç edenlerin şehre geri dönmesini sağlamanın hem iş hacmini artırmak hem de kalifiye personel ihtiyacını sağlamak açısından önemli olduğunu düşünüyoruz. İskenderun’un altyapısının ilgili kurumların çalışmasıyla baştan aşağı yenilenmesi gerektiğini düşünüyoruz. İskenderun şehrine otoban girişinin modern ve şık bir şekilde yeniden dizayn edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Arsuz’a Tarım Organize Sanayi Bölgesi yapılmasının yararlı olacağını düşünüyoruz. Depremden etkilenen şehrimizin bir an önce kalkınması için, adımların atılması gerektiğini düşünüyorum" dedi.
10493,83%0,53
36,61% 0,08
39,97% 0,02
3433,19% 0,08
5564,61% 0,00