Kadınların yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını kazanışının 92´nci yıl dönümünde Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları 81 ilde eş zamanlı açıklama yaptı.
Türkiye´de kadınların seçme ve seçilme hakkını kazanmasının ilk adımının 3 Nisan 1930 tarihinde atıldığını ifade eden Nurhayat Kılınç, ““92 yıl önce bugün, Belediye Kanunu Türkiye Büyük Millet Meclisi´nde kabul edilmiş ve kadınlar yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını elde etmiştir. Bir kez daha ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ü ve eşitlik mücadelesine omuz verenleri saygıyla ve minnetle anıyoruz” dedi.
'92 yıla rağmen eşit kemsilden uzağız'
Aradan geçen 92 yıla rağmen, bugün de verilerin kadınların eşit temsilden ne kadar uzak olduğunu gösterdiğini belirten Kılınç, açıklamasını şöyle sürdürdü: “1930-2019 yılları arasında yapılan 19 yerel seçimde, toplamda sadece 156 kadın belediye başkanı seçildi. Erkeklerde ise bu sayı 32 bin. Cumhuriyet tarihi boyunca kadın belediye başkanı oranı olarak en fazla yüzde 3´e ulaşabildi. Kadın belediye meclis üyesi oranı en fazla yüzde 11, kadın il genel meclis üyesi oranı en fazla yüzde 3 ve kadın muhtar oranı en fazla yüzde 2 olabildi. 2019 yılında gerçekleşen son yerel seçimlerde bir değişiklik oldu mu diye baktığımızda ise karşımıza çıkan tablo şu şekildedir: 20.745 belediye meclis üyesinin sadece 2.283´ü kadındır. 1.389 belediye başkanının sadece 21´i kadındır. 30 büyükşehir belediye başkanının sadece 2´si kadındır. 50.157 muhtardan sadece 1.119´u kadındır. 1.272 İl genel meclis üyesinin sadece 48´i kadındır. Bu veriler aradan geçen 92 yıla rağmen, kadınların eşit temsilden ne kadar uzak olduğunu göstermektedir.”
'Önce zihniyetler değişmeli'
Eşitlikten uzak verilerin kadınların yetersizliği veya siyasette yer almak istememesinden kaynaklanmadığını vurgulayan Kılınç, kadınların eşit temsil hakkına erişmesi için, öncelikle ülkeyi yönetenlerin zihniyetinin değişmesi gerektiğini savundu. Kemal Kılıçdaroğlu´nun ilk imzacısı olduğu ve kadınların siyasette eşit temsil edileceği kanun teklifinin AKP ve MHP oylarıyla reddedildiğini hatırlatan Kılınç, şu değerlendirmeyi yaptı: “Evet şöyle sembolik de olsa bayan milletvekillerimizden hiç olmazsa iki tanesini alalım” diyen anlayıştan, eşitlik beklenemez. Tüm kararların bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştığı şahsım hükümeti, demokratik bir politika üretemez. Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi´ni feshedenlerin “Güçlü Kadın, Güçlü Türkiye” sloganına inanmamız istenemez. Kadın erkek eşitliğine inanmayanlardan, kadını özgürleştiren ve hayatın her alanında güçlendiren politikalar beklenemez. Bizler, Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak; hepimizi özgürleştiren laiklik ilkesine sımsıkı sarılıyoruz. Eşitlik mücadelesini kadın-erkek bir arada veriyoruz.
'İlk seçimlerde eşitlik' talebi
CHP olarak yol haritasının hazır olduğunu, bütüncül politikalar üreterek, çoğulcu ve katılımcı demokrasiyi tesis edeceklerini aktaran Kılınç, şunları kaydetti: “Temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alındığı, düşüncelerin özgürce ifade edildiği, din ve vicdan özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, kadın haklarının, çocuk haklarının, çevre haklarının tam anlamıyla güvence altına alındığı özgürlükçü bir sistem inşa edeceğiz. İlkokul birinci sınıftan itibaren eğitim müfredatına insan hakları ve kadın-erkek eşitliği dersleri koyacağız. Kız çocuklarının eğitim hakkını güvence altına alacak ve bu hakka erişimin önündeki tüm engelleri tek tek kaldıracağız. Eşitliği de özgürlüğü de ilk seçimlerden sonra bu topraklarda hâkim kılacağız.”