Kadınlardan İstanbul Sözleşmesine destek artarak sürüyor. ´Sözleşme kırmızı çizgimizdir´ açıklaması yapan CHP´li kadınlar Defne´de düzenlenen etkinlikte İstanbul Sözleşmesi ve kadınlara getirdiği haklar konusunda bilgilendirilirk
Nesrin Geyik/İskenderun/SES
Defne´de, Defne Belediyesi ve Aalen-Antakya Kültür Derneği tarafından düzenlenen 'İstanbul Sözleşmesi Yaşatır' adlı panel, Akdeniz mahallesindeki Defne Evi´nde düzenlendi. Hatay Milletvekilleri Suzan Şahin ve Mehmet Güzelmansur, Aalen-Antakya Kültür Derneği Başkanı Mehmet Karasu´nun da katıldığı paneli Seval karataş sunarken, konuşmacı ise CHP Kadın Kolları Hatay İl Başkanı avukat Filiz Haksöz oldu. Sibel Bilek ve Hikmet Güzel´(in şiir okuduğu panelde, müziği ise Özgen karasah ve Süleyman Küçükrecep yaptı. CHP ve dernek üyesi kadınların katıldığı panelde konuşan CHP Hatay ll Kadın kolları Başkanı Haksöz, kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (İstanbul sözleşmesi) hakkında katılımcılara bilgi verdi.
'İstanbul Sözleşmesi´nden çıkılmasını kim istiyor?'
EŞİK adına açıklama yapan Mehtap Sert şunları belirtti: '15 Ağustos 2020 günü Hürriyet Gazetesi´nde yayınlanan bir habere göre, 18 Ağustos 2020 günü toplanacak AK Parti MYK´sında İstanbul Sözleşmesi yeniden tartışılacakmış. Haberde, MYK´da Bakanlıklar ve AK Parti´nin hukukçu kurmaylarının İstanbul Sözleşmesi ile ilgili hazırladıkları yol haritalarının tartışılacağı belirtiliyor. Buna göre; Sözleşmeden çıkılması ile, ´yeni bir yasanın hazırlanması´ ve ´yeni bir sözleşmenin oluşturulması´ gibi iki seçeneğin tartışıldığı ifade ediliyor. Ya da belli kesimlerin saldırısı altında olan “Temel haklar, eşitlik ve ayrımcılık yapılmaması” konusunu düzenleyen 4. maddeye şerh bildirimi yapılacağı belirtiliyor. MYK´da alınacak karara göre Cumhurbaşkanı´nın son kararı vereceği ve bu kararın ilgili çevrelerde tartışmaya açılacağı söyleniyor.'
Açıklamada, 'İstanbul Sözleşmesi´nden çıkılmasını kim istiyor?' diye soran Sert, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: 'AK Parti MYK´sında belirtilen yol haritalarının tartışılması dahi şiddetçi erkeklere teşvik, tüm kadınlara tehdittir. Bu tutum, kadına karşı şiddetin önlenmesi konusunda İstanbul Sözleşmesini ve 6284 sayılı Kadına Karşı Şiddet Yasasını uygulamamak için direnmekte olan tüm kamu görevlilerine ´talimat´ niteliği taşımaktadır. Kadına karşı şiddetle mücadelede hayati önemi olan İstanbul Sözleşmesi´nden çıkılması yönünde toplumsal iradenin de olmadığı MetroPOLL tarafından gerçekleştirilen Türkiye´nin Nabzı Temmuz ayı araştırmasında açıkça görülmektedir. Araştırmada, Hükümetin İstanbul Sözleşmesi´nden çekilmesini onaylamayanların oranı yüzde 63.9, fikri olmayanların oranı yüzde 19.4 olarak açıklanmıştır. Sözleşmeden çıkılmasını açıkça isteyenlerin oranı sadece yüzde 17´dir. Kaldı ki bu kesimin bir bölümü de, kadınlara yeterli söz hakkının verilmediği sansür ortamında, tek taraflı ve Sözleşmeyi çarpıtan propagandanın etkisi altındaki kişilerdir. Sözleşmeden çıkılması yönündeki tartışmaların gündeme gelme şekli ve zamanlaması, bu talebin hangi kişi ve gruplardan geldiği ve dayanakları kamuoyuna açıklanmıyor. Ancak, farklı cemaatlerin talepleri doğrusunda dile getirildiği yönünde haberler yayınlanıyor. Bu konuda kamuoyu derhal aydınlatılmalı ve bu tartışmalara son verilmelidir. Herkes bilmeli ki, kadınlar hayatlarının ve haklarının politik pazarlıklara konu olmasına izin vermeyecek. Bunun aksi yönde davranan tüm siyasiler kadınların mücadelesini görmeli ve sesini duymalıdır, çünkü kadınlar şiddetsiz bir yaşamı kendi elleriyle kuracak ve kadın haklarını ortadan kaldırmaya çalışan hiçbir siyasi hareket bu topraklarda ´kazanamayacaktır´. Sözleşmeden çıkılması, Türkiye´nin insan hakları sisteminden de çıkması, demokrasiden ve kanun önünde ve fiili eşitlik ilkesi, ayrımcılık yasağı gibi temel ilkelerden vazgeçmesi anlamına gelmektedir. Anayasasında insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olduğu yazılıyken Türkiye´de hala İstanbul Sözleşmesinden çıkılmasına yönelik tartışmaların yürütülüyor olması, Anayasanın fiilen değiştirilmesine yönelik bir adımdır. Kadınlar üzerinden başka bir toplumsal yapı oluşturmaya dönük bu girişim sadece kadınlara yönelik değil, tüm toplumun temel hak ve özgürlüklerine yönelik bir saldırı niteliği taşımaktadır. Türkiye´de yaşayan herkesin insan hakları sisteminin koruması dışında kalmasına neden olacaktır.'
Sözleşmeye çekince veya şerh konabilir mi?
Bu soruya ´Hayır, konamaz´ yanıtını veren Sert açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Temel insan hakları bir bütündür ve ayrım gözetilmeksizin herkes için eşit şekilde uygulanmalıdır. Sözleşme´nin 4. maddesi bu konuya ilişkindir, şiddetle mücadele söz konusu olduğunda (cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı olarak) kimseye karşı ayrımcılık yapılamayacağını belirtir. Söz konusu madde, Sözleşmenin dayandığı ilkeleri içeren temel düzenlemelerden biridir ve bu maddeye çekince konulması Sözleşmenin 78. maddesi uyarınca mümkün değildir. Bu maddeye şerh düşülmesi de Sözleşmenin ruhuna ve temel ilkelerine aykırıdır ve uygulanması mümkün değildir. Buna rağmen bu yönde hareket edilmesinin tek bir anlamı olabilir; Türkiye Sözleşmeye taraf olarak kalmaya devam edecek ancak Sözleşmeyi uygulamayacak! Yani devlet bu ülkede yaşayan kadınların öldürülmesini, sakat bırakılmasını, fiziksel ve ruhsal olarak yaralanmasını, temel haklarından yararlanamamasını görmezden geleceğini tüm dünyaya ilan etmiş olacak. Herkesi kadınların hak nöbetine eşlik etmeye çağırıyoruz. Sözleşmeye yönelik söz konusu saldırıların sadece kadınların değil tüm toplumun meselesi olduğu fark edilmeli; temel hak ve özgürlüklerini kullanmak, demokratik bir hukuk devletinde eşit, özgür ve şiddetten uzak bir yaşam sürmek isteyen herkes kadınların hak nöbetine eşlik etmelidir. Eşitlik İçin Kadın Platformu olarak herkesi İstanbul Sözleşmesi´ne yönelik müdahalelere karşı harekete geçmeye ve İstanbul Sözleşmesi´nin hiçbir ayrımcılık yapılmaksızın toplumun tüm bireylerine uygulanması konusunda dayanışmaya çağırıyoruz.'
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55