İskenderun Kadın Platformu tarafından, kentin Ulucami Caddesi üzerindeki Sağlıklı Yaşam Parkı önünde yapılman düzenlenen ´nöbetteyiz´ etkinliğinde 'Kadın, yaşam, özgürlük' sloganı, Türkçe, Arapça ve Kürtçe olarak atıldı. 'İstanbul Sözleşmesi için nöbetteyiz; Nöbetten vazgeçmiyoruz; Yasta değil, isyandayız' dövizleri ve 'İstanbul Sözleşmesini uygula' afişi asılı olan alanda platform adına konuşan Kartal, Türkiye´nin, Birleşmiş Milletler genel sekreterinin ´altın sözleşme´ diye tanımladığı İstanbul Sözleşmesinden 20 Mart´ta gece yarısı kararnamesiyle ve meclis iradesi yok sayılarak çekilme talep ettiğini belirtti. Kartal, 'Aynı günün sabahı tüm Türkiye kadın hareketi sokaklarda eril iktidar tarafından verilen bu kararın hukuka, anayasaya, uluslararası sözleşmeler hukukuna, kamu vicdanına aykırı olduğunu yüksek sesle söyleyip ‘yok hükmündedir. İstanbul Sözleşmesi bizim vazgeçmiyoruz´ dedik. 1 Temmuz´da lehe karar çıkana kadar ve sonrasında da sözleşmeye sahip çıkacağımızı söylemeye devam ediyoruz' diye konuştu.
'Asla vazgeçmiyoruz'
30 Nisan tarihinde ayrı bir Cumhurbaşkanlığı kararı yayımlandığını belirten Kartal, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Duymadık kalmasın dercesine Türkiye´nin 1 Temmuz 2021´de sözleşmeden çıkacağı belirtildi. Böylece kadınlara gözdağı; Danıştay´a açılan onlarca dava konusunda yargıya ve konuyu gündemine alan Venedik Komisyonu´na talimat verilmeye çalışıldı. İşte bu sebeple haklarımıza sahip çıkmak için nöbettiyiz. Ceza infaz kurumlarına dair düzenleme yapılırken TCKk 103 çocuk istismarcıları affını tekrar gündeme getirmeye çalıştılar. Çocuk istismarcılarına af getirilmesi, Türkiye´nin İstanbul Sözleşmesi´nden çekilmesi, devamında 6284´ün ve hatta Medeni Kanun´un alınması gibi kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılara karşı mücadele etmek için bugün nöbetteyiz şiarıyla alanlardayız. Kadın ve kadın artılar olarak İstanbul Sözleşmesi´nden, yaşamlarımızdan, haklarımızdan, dayanışmamızdan ve örgütlü mücadelemizden asla vazgeçmiyoruz. İstanbul Sözleşmesi yıllara yayılan örgütlü mücadelemizin sonucudur. Eril iktidar rejiminin hukuksuz çekilme çekilme kararı bizim için yok hükmündedir. Bu sebeple 11 Mayıs 2011´i, ´İstanbul Sözleşmesi 10 yaşında. Daha nice yaşlara´ diyerek kutladık.'
Devletin, kadınlar, çocuklar, LGBTİ+´ler, yaşlılar, mülteciler, engelliler ve diğer dezavantajlı grupların haklarını, hayatlarını koruma görevini yerine getirmek zorunda olduğunu kaydeden İskenderun Kadın Platformu adına açıklama yapan Belgin Kartal, konuşmasında şunları söyledi: 'Devletin görevi, kadınların hayatlarını ve haklarını yok sayıp; kadının içinde şiddet gördüğü aileyi yüceltenlere; toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını marjinalleştirenlere, şiddet uygulayan erkeklere uzaklaştırma verilmesinden başlayıp kadının boşanma, nafaka haklarına göz dikenlere, erken yaşta zorla evlilikleri savunanlara, şiddet ve istismar serbestliği için İstanbul Sözleşmesi´ni hedefine koyanlara, çocuğun istismarının affına cevaz vermek değil, her bir bireyin şiddetten uzak özgürce yaşama hakkını korumaktır. İstanbul sözleşmesinden çekilme kararı geri alınana kadar bunu hatırlatmaya ve sorumluları göreve çağırmaya devam edeceğiz. Ulusal ve uluslararası alanda, hukuki her türlü yolu deneyeceğiz. 8 yıl önce bugünlerde Taksim Meydanı ve Gezi Parkı başta olmak üzere, yaşamımız ve yaşam alanlarımıza amansız bir şiddetle saldıranların karşısında; omuz omuza verdik. Dayanışma olduk. Umut olduk. Barış olduk. Demokrasiden, hukuktan, adaletten, insanlıktan, barıştan ve doğadan yana her türlü sesin giderek artan bir baskı ve şiddetle kısılmaya çalışıldığı coğrafyamızda her şeye rağmen yaşamın sesi gürleşmeye başlıyor ve bir umut iklimi ülkemizi sarıyorsa bu dayanışmamızın ve direnişimizin gücünden ve haklılığındandır. Karanlık gider gezi kalır diyenlere selam olsun. Karanlık gider İstanbul Sözleşmesi kalır.'