Antakya/SES
Barolar ve avukatların, Avukatlık Yasasının verdiği talimat gereği; Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak zorunda olduğunu ifade eden Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, Hatay Barosunu da kuruluşundan bu yana, demokratik değerlerin, hukukun üstünlüğünün ve insan hak ve özgürlüklerinin, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinin yanında taraf olduğunu ifade etti. Dönmez, 'Bilinmesini isteriz ki; Türkiye Cumhuriyetinin tüm Baroları ve özelde Hatay Barosu hiç kimsenin benimsemediği kadar millidir; hiç kimsenin benimsemediği kadar vatan sevgisine sahiptir; hiç kimsenin benimsemediği kadar hak ve özgürlüklerin savunucusudur. Ülke gündemine ilişkin tüm gelişmeler ve bundan sonraki süreçte aldığımız kararlar, takındığımız tavır her zaman hukukun üstünlüğünden, insan haklarından, hukuk devletinden ve demokrasiden yana olmuştur. Biz evet tarafız. Tarafımız her zaman hukukun üstünlüğünden, insan haklarından, hukuk devletinden ve demokrasiden yanadır. Bu ülkede yaşanan her olay ve olgu barolara ve avukatlara, Avukatlık Yasasının verdiği, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak penceresinden ve süzgecinden geçirilir. 31 Mart yerel seçimlerinin ardından 36 gün kamuoyu; İstanbul seçimlerinin sonuçlarını bekledi. Bu kadar uzun bir süre ve toplumda gerilim arttırılarak yürütülen bir süreçte YSK´nın verdiği karar kamuoyu vicdanını da, hukukun temel ve evrensel ve şekli tüm ilkelerini de ayaklar altına almıştır. Kuvvetler ayrılığına dayanan sistemimizdeki yargı erki yasama ve yürütme erki ile yan yana gider bir görünüm vermeye başladığından beri artık kamuoyu, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığını sorgulamaya başlamıştır. Bu durum ülkemizin bütünlüğü için bir tehlikedir ve demokrasimiz için bir sınavdır. Türkiye´de seçimin güvenliği, adalete uygunluğu ve mümkün olan en kısa sürede sonuca bağlanması için oluşturulmuş bir yüksek yargı kurumu bir seçimi 36 günden sonra sonuçlandırıyor. İçinden geçtiğimiz tüm süreçleri, itirazlar için bekleme-erteleme kararlarını, seçmen kütüklerine ilişkin önceki verilmiş teamüllere ve kararlara aykırı kararları düşündüğümüzde, sürecin yargının tarafsızlık ve bağımsızlığına uygun işlemediği nettir' açıklamasını yaptı.
Dönmez: Yurttaşın son sığınacağı YSK´dır
Dönmez, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Kanuni görev süreleri biten mevcut Yüksek Seçim Kurulu başkan ve üyelerinin görev süresinin bir yıl daha uzatılarak, 2019 Mart ayında yapılan yerel seçimlerin yönetim ve denetiminde görev almaları sağlanarak, yapılan değişiklikten ve İstanbul için verilen karara kadar gelinen seçim süreci ve takviminde yargı kötü bir sınav vermiştir. Anayasa Mahkemesi, YSK üyelerinin görevlerinin uzatılmasına ilişkin verdiği kararda; seçim takvimi başladıktan sonra üyelerin yarısından fazlasının değişmesinin seçimlerin düzen içinde yönetimi açısından sorun oluşturmayacağını seçimlerin dürüstlüğü ile yargı bağımsızlığı ilkelerine aykırı bir yönü de bulunmadığını açıklamıştı. İstanbul kararının ardından rahatça söyleyebiliriz ki; seçim takvimi başladıktan sonra üyelerin yarısından fazlasının değişmesinin seçimlerin düzen içinde yönetimi açısından sorun oluşturmuştur. YSK üyelerinin görev sürelerinin bir yıl uzatılmasına ilişkin kural seçim süreci ve sonucu üzerinde etki yaratmıştır. Seçmen iradesinin anayasal ilkelere uygun olarak seçim sonucuna yansımasını etkilemiştir. Seçime katılanların bir kısmına avantaj veya dezavantaj oluşturma gibi bir fonksiyonu olmuştur. YSK yürütme erkinin etkisinde kalmıştır ve tarafsız karar alamamıştır. YSK´nın İstanbul kararı, seçimlerin dürüstlüğü ile yargı bağımsızlığı ilkelerine de aykırıdır. YSK üyelerinin görev süresinin uzatılmasının da, Anayasa Mahkemesinin süre uzatım kararına karşı yapılan başvuruyu red kararının da sürece aktif etkisi ve yargı bağımsızlığına ve tarafsızlığına olan gölgesi düşmüştür. YSK bugün Türkiye´nin yüksek yargısının gerçek bir aynasıdır. Onun aynasında Türkiye yargı erkini görüyoruz. Yargılandığımızda Yargıtay, devlet karşısında hak aramaya yöneldiğimizde Danıştay, vergilerimizin nereye ve nasıl harcandığını bilmek istediğimizde Sayıştay, anayasa çiğnendiğinde Anayasa Mahkemesi, yurttaşın son söz, son karar için sığınacağı yüksek yargının günümüzdeki aynası kendisi de bir yüksek yargı kurumu olan Yüksek Seçim Kurulu´dur.'
'Yargımızın beline darbe indirilmiştir'
Antakya´daki Hatay Adliyesi önünde dün açıklama yapan Hatay Barosu Başkanı Dönmez, 'Verilen karar, yargıya sığınanların, ondan umut bekleyenlerin ve kamu vicdanının tecelli etmesinin kararı değildir. Biliyoruz ki yargı İstanbul kararında çök kötü bir sınav vermiştir ve can çekişen yargımızın beline ciddi bir darbe indirilmiştir. Yargının bağımsızlığına, tarafsızlığına darbe indiren, seçim mevzuatına açıkça aykırı ve seçmen iradesine yargı darbesi oluşturan YSK kararı; özgür, adil ve şeffaf seçimlerin demokrasinin vazgeçilmezi olduğu gerçeğine de bir darbedir. Bu sebeple YSK´nun İstanbul kararının gerekçelerini hiç merak etmiyoruz. Siyasi iktidarın toplumsal huzur ve barış ortamının sağlanmasında, ifade ve basın özgürlüğünün işletilmesinde, demokrasi standartlarının yükseltilmesinde, farklılıklara tahammül ve hoşgörüde görev ve sorumlulukları dururken ve içinden geçtiğimiz zaman içinde, Uluslararası ve Bölgesel sorunlar Ülkemizi ve yurttaşlarımızı bir cendere gibi sıkmaya başlamışken, Ülkemiz Adalet ve Hukuk diye haykırırken; yurttaşlarımız yoksuluz, açız diye haykırıp kendini yakarken; verilen karar kime ne fayda getirir ve ne amaçlanır. Toplum ne kadar bölünürse, toplum ne kadar ayrıştırılırsa ve çıkan karardan bir kâr bekleniyorsa, kârlı sananların esasen kâr hanesine yazacakları hiçbir şey yoktur. Bugün yaptığımız bir maç değildir ve bu ülkede hiç kimse birbirinin rakip oyuncusu değildir. Ülke olarak el ele tutmaz, sırt sırta, omuz omuza vermezsek; partilisi-partisizi, solcusu-sağcısı, yandaşı-yansızı hepimiz yok olup gideceğiz. Kısa ve geçici zafer değil kalıcı hukuktan yanayız' dedi.
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01