Tarih: 31.10.2018 11:23

'Karşılıklı bir diyalog mümkün'

Facebook Twitter Linked-in

Akın Bodur/Antakya

14 Suriyeli sığınmacı kadın. 20 ile 46 yaşları arasında. Üç ile altı yıl önce gelmişler, Lazkiye, Halep, İdlip ve Şam´daki savaş ortamından Türkiye´ye. Sığınmacı kadınlar, Antakya´daki atölye çalışmasında gazeteciler ve sivil toplum kuruluşlarıyla buluştu, medya ve sivil toplum kuruluşlarından beklentilerini ifade etti. Gazeteciler de sığınmacıların kendilerini ifade etmesini, yaşanması muhtemel gelişmeler hakkında bilgi verilmesini...

Bütün mesele karşılıklı diyalog
Kadın Çalışmaları Derneği ve UN (Birleşmiş Milletler) Women işbirliğiyle düzenlenen 'Mülteci kadınlara yönelik şiddete karşı medya dilini ve zihniyetini değiştirmek' konulu atölye çalışmasında konuşan proje yöneticisi ve iletişim uzmanı Dr. Pınar Yıldız, karşılıklı bir diyaloğun mümkün olduğunu ifade etti. Dr. Yıldız, 'Karşılıklı bir diyalog mümkün. Aslında bütün mesele bu. Karşılıklı diyalog, ayrımcılığı önlemede en önemli şey. Sorunların çözümü diyalog ve kollektif bir mücadele. Ortak sorun ise önyargı ve ayrımcılık' dedi. Daha önce yapılan atölye çalışmasında toplumsal cinsiyet çeşitliliğinde yaşanan sorunların da görüşüldüğünü ifade eden Dr. Pınar Yıldız, önceki atölyelerde yapılan çalışmaları da anımsattı ve anlattı.

'Medya, etkileşimde önemli bir güç'
İletişim uzmanı Ceren Erol ise toplumsal etkileşim, haklar ve sorunların çözülmesinde medya ve sivil toplum kuruluşlarının çok önemli bir araç olduğunu ifade etti. Erol, 'Çünkü medyanın bir kamuoyu oluşturma ve kamuoyunu yönlendirme gücü var. Sorunların giderilmesi ya da azaltılmasında medya bu yüzden çok önemli' diye konuştu. Erol, kamusal hizmetle görevli olan medyanın ayrımcılıkla mücadele etmesi gerektiğini de kaydetti.
'Neden biraradayız? Ayrımcılığa karşı ortak mücadele. Karşılıklı bir diyalog mümkün' konularının görüşüldüğü atölye çalışmasında konuşan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Hatay Ofisinden Çiğdem Altunok da,Türkiye Cumhuriyeti´nden vatandaşlık alan, ülkesine geri dönmeyip, Türkiye´ye kalıcı gözle bakan sığınmacıların ihtiyaçlarını almaya, karşılamaya başlaması gerektiğini ifade etti. Kalmak isteyenler ile ülkesine dönmek isteyenlerin entegrasyonunun farklı sistemlerle olabileceğini ve sığınmacılara yönelik ´misafir´ tanımının hizmet alan olmayı getirdiğini belirten Altunok, sığınmacılara ilişkin yaplan düzenlemelerin çoğunun ´geçici´ olduğunu da kaydetti.
Atölye çalışmasında konuşan Kadın Çalışmaları Derneği yönetim kurulu üyesi Saniye Tarihçi de dernek ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi, sığınmacılara yönelik yapılan çalışmaları anlattı. Derneğin ayrımcılığa karşı bir çalışma yaptığını, insan onuruna saygıyı esas aldığını belirten tarihçi, 'Sizler ve bizler hem çok farklıyız hem de çok aynıyız. Deneyim ve yaşanmışlıklarla aynıyız, geldiğimiz yerler ise farklı. Siz gerçeği kendinizden, bizse sizin gerçeğinizi haberlerden biliyoruz' diye konuştu. Tarihçi, tüm özel alanların politik olduğunu da kaydetti.

Sığınmacı kadınların medyadan beklentileri neler?
Türkiye medyasının kendilerini olumsuz göstermemesini isteyen Suriyeli sığınmacı kadınlar ise tarafsız, objektif, sorunlarını anlatan, kendilerini gören bir medya istediklerini belirtti. Sığınmacı kadınlar soru üzerine kendilerine yönelik üretim yapıp, aile ekonomisin katkı sağlayacak kursların açılmasını istediklerini, kendilerinin ya da eşlerinin çalışması nedeniyle Türkçe kurslarına katılamadıklarını, açılacak kurslara ücretsiz izin ya da aile ekonomisine katkı sunacak ücretlerin desteklenmesi halinde Türkçe kurslarına katılımın artacağını söyledi. Sığınmacı kadınlar, psikolojik destek ve ekonomiye katkı sağlayacak kursların ilgilerini çekeceğini de belirtti.
İdlip´ten Türkiye´ye gelen Sığınmacı kadınlardan Meysa Acin (39), Türk medyasının sorunlarını yeterince yansıtmadığını ifade etti. Türk basınının ilgi çeken konularla ilgilendiğini ifade eden Acin, gazetemize yaptığı açıklamada, 'Türkiyeli topluma bizi yansıtmasını, bizi görünür kılmasını, sorunlarımızı yansıtmasını, Suriyeli halk neyle karşılaşıyor bunları yansıtmasını istiyoruz. Burada keyfimizden değil, zorunlu şekilde yaşıyoruz. Ülkemiz eskisi gibi, okullar açılsa, sorun olmasa ve bize fırsat açılırsa Suriye´ye geri dönerim' değerlendirmesini yaptı.
Sığınmacı Meysa Hammadi de Türk medyasının kendilerini yeterince ve doğru yansıtmadığını söyledi. Hammadi, 'Biz Türkiye basınını takip edemiyoruz. Çünkü dil sorunumuz var. Bu yüzden Türk medyasının verdiği haberleri bilmiyoruz. Ama akrabalarımız, komşularımız bazı haberleri bize tercüme ediyor. Bazı medya bizi yansıtıyor. Türk medyasından beklentim, negatif konulara ağırlık vermemelerini ve problemi yansıttıkları halinde de onu gerçek boyutuyla yansıtmalarını istiyorum' diye konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —