Nesrin Geyik/İskenderun
Kentte faaliyet gösteren Ayna İskenderun Kültür Sanat Derneği ve Evimiz İskenderun Süpürge Derneği'nin geleneksel Çarşamba Sohbetinin konuğu olan Halit Katkat, kitapseverlerle bir araya geldi ve kitabını imzaladı.
"İlkel toplumda bir demokrasi vardı, bunu nereden öğreniyoruz, Eski toplum diye iki ciltlik Lewis Henry Morgan'nın kitabı var. Orada yerli kabilelerle yaptığı inceleme kitabı ve bu aynı zamanda Engels'in' Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni' kitabına kaynaklık etmiştir" değerlendirmesini yapan Katkat, şöyle konuştu: "Kabilelerde de herkesin bir oyu var. Orda da bir kişi bile itiraz etse kabul olunur. Bu doğrudan bir demokrasi oradaki şefin seçiminde doğrudan ihtiyaçlarına göre seçiliyordu. Güçlü olacak, saygın olacak. Ava gidiyorlar, savaş yapıyorlar. İlkel toplumlarındaki kabileler için Marks, 'Oradaki liderlerin saygınlığı şu anki liderlerin saygınlığından çok daha fazlaydı' diyor. Çünkü Marks'ın bahsettiği krallar zorbalığa dayalı. Onlarınki bilgili ve saygın biri seçiliyor. Eski toplumdaki tam bir demokrasi. Ama şimdi kalabalıklar arttıkça bu defa şimdi nasıl seçeceğiz. Bu kadar kalabalığı doğrudan demokrasiye nasıl dahil edeceğiz. Demokrasi sadece seçimden ibaret değil, kararlılık, atılımdır. Seçtik birini gitsin istediğini yapsın, dediğimiz için tek adam durumu ortaya çıkıyor. Sendikalalarda öyle, partilerde de. Ondan sonra o istediği gibi davranıyor. Sokrat bu şeye karşı çıkıyor. Sokrat diyor ki 'bir gemi var, gemide şimdi kaptan öldü fırtınadayız gemide şimdi kaptan seçilecek kaptanı oylamayla mı seçelim yoksa gemicilerden bilen birimi olsun'. Demokrasi dediğiniz buradaki bütün yolcularla birlikte seçilecek, fırtınada havada ağzı laf yapan biri seçilebilir. Peki bu gemiyi yönetmeye geldiği zaman gemiyi karaya çıkarabilecek mi? Devlet yönetmeyi de buna benzetiyor. Sokrat bunu Atina'da Roma Demokrasisi için diyor. Atina'da kimler oy kullanıyor, diye baktığımızda kadınların ve kölelerin oyu yok. Orada mülkü olmayanların da oyu yok. Sadece mülkü olan askerlerin oyu var. Bilmeyenler gelmesin, diyor. Şimdi eğitimi kim verecek? Eğiten de kendine göre eğitecek. Burada demokrasiden bahsetmek mümkün değil. Fransız devriminden sonra burjuva para kazanmak amacıyla ona göre bir demokrasi istiyor. Orada işçileri, köylüleri arkasına takıyor. Buradan ortaya burjuva demokrasisi çıkıyor. Şimdiki demokraside de sermaye yönetiyor. Sermayesi olmayan seçilemiyor ve aday olamıyor. İşçiler, köylüler emekçiler gibi..."
Günümüzde çekilen sıkıntıların çoğunun bu yaklaşımdan kaynaklandığını savunan Katkat, "Ağzı laf yapan, belirli bir çıkarı olan kişiler seçiliyor. İşçi sendikaları var, işçi sendikaları demokrasi, delege seçimleriyle işliyor. Bir defa işçiler delegeyi tanımıyor. Bir liste koyuyorlar, delegeler üst yönetimi seçiyor. Bunun yerine doğrudan temsilci var zaten. O temsilciler eğer temsilciler konseyi şeklinde seçilirse daha doğrudan daha demokratik bir seçim olur. Para nereye gidiyor, kim ne yapıyor? Doğrudan ihtiyacını karşılama birebir konuşma olanağı var. Bir anlamda niye yapılmıyor? Bu sendikalar yönetimden, sermayedarlardan çekiniyorlar? Halk için bir demokrasiye ihtiyaç var; onu nasıl bulacacağız? Bütün meslek grupları için kendi temsilcilerini seçmeleri daha doğru bir durum. Denetlemesi kolay. Bunların konsey şeklinde yönetilmesi daha doğru bir demokrasi olur" diye konuştu.