Nesrin Geyik/İskenderun
Acımız kadar öfkemiz de tazeliğini koruyor. Gerçek katiller dışarıda gezdiği için isyanımız her gün biraz daha büyüyor' dedi.
Açıklamasında dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu´nun “Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan insan yüzüne çıkamaz. Neden mi? Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman eminim en kritik dönemlerden biri 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır” söylerini hazırlatan Başkan Yusuf Berkyürek, tüm yönetsel birimlerin sorumluluklarına dikkat çekti. Berkyürek, şu değerlendirmeyi yaptı: 'Ahmet Davutoğlu´nun itirafı 10 Ekim Katliamının siyasal iktidardan bağımsız ele alınamayacağına ilişkin kuşkularımızda ne denli haklı olduğumuzu bir daha göstermiştir. Katillere adeta koridor açan, yol kontrollerini kaldıran, saldırı olacağı istihbaratını tertip komitesinden gizleyenler, patlamaların ardından birçok kişinin yaşamını yitirmesine neden olan gaz sıkma emri verenler, ambulansların geç gelmesinin sorumlusu olanlar, güvenlik tedbiri almayanlar ve katliamın üzerindeki sis perdesini kaldırmayarak adaletin gerçekleşmesini engelleyenler yargılanmadıkça gerçek adaletle ulaşılamayacaktı. Bu uğurda mücadelemiz sürecektir. Katliamın tüm sorumluları yargılanana ve hak ettikleri cezayı alana kadar bu davanın takipçisi olacağız. Katliamın unutturulmak istenmesine izin vermeyeceğiz.'
'Barış özleminiz yerine gelinceye kadar mücadelemiz bedeli ne olursa olsun devam edecektir' diyen Berkyürek, ´gerçek katiller´in ortaya çıkartılması, cezalandırılması ve gerçek adaletin tecellisi çağrısını yineledi. Berkyürek, şunları ifade etti: '10 Ekim 2015`te Ankara Garı önünde gerçekleşen katliamın dördüncü yıldönümünde, kaybettiğimiz 103 barış güvercinimizi saygı ve özlemle anıyoruz.
Bundan üç yıl önce, ülkemizin içinden geçtiği şiddet ve çatışma ortamının sona erdirilmesi için 'Savaşa inat, barış hemen şimdi' şiarıyla Türkiye`nin dört bir yanından gelen on binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingimize savaştan beslenen karanlık odaklar katliamla cevap verdiler. Yüreği insan sevgisiyle ve barış özlemiyle dolu 103 barış güvercinimiz yaşamını yitirdi. Yaklaşık 500 arkadaşımız yaralandı. Halen çok sayıda arkadaşımız farklı organ kayıplarına uğrayarak hayatlarını devam ettirmeye çalışıyor. Yaşanan bu büyük katliamın acısı yüreklerimizi yakmaya devam ediyor. Acımız kadar öfkemiz de tazeliğini koruyor. Gerçek katiller dışarıda gezdiği için isyanımız her gün biraz daha büyüyor. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi 3 Ağustos 2018 günü verdiği karar adaletin gerçekleşmesini bekleyen bizleri hayal kırıklığına uğrattı. Yargı sürecinin hızlıca bitirilmek istenmesi ve açıklanan karar katliamın gerçek faillerinin kimler olduğuna dair kuşkumuzu daha da büyüttü. Mülkiye müfettişlerinin hazırladığı raporda adeta katillere Ankara`ya kadar bir koridor açıldığı anlaşılmasına rağmen davanın birkaç tetikçinin, yardım ve yataklık eden birkaç kişinin çeşitli cezalara çarptırılması ile sonuçlanması bizleri bir kez daha derinden yaraladı. Avukatlarımızın ısrarlı talebine rağmen raporda kastı/ihmali yazılı olan kamu görevlilerini ne sanık olarak yargılamış, ne de tanık olarak dinledi. Gerçek katiller ortaya çıkarılıp cezalandırılıncaya ve gerçek adalet tecelli edinceye kadar geri çekilmeyeceğiz, yılmayacağız. Affetmeyeceğiz, unutmayacağız, unutturmayacağız.'