Suriye sınırındaki Samandağ ilçesinde Üçağızlı Mağarada süren bilimsel kazılarda günde beş santim derinliğine inilebiliniyor.
Akın Bodur/Samandağ
Kazının en az çeyrek asır daha süürmesi planlanıyor. Mağarada ortaya çıkarılan bilimsel bulgular, Anadolu´da yaşanların 43 bin yıldır süslendiğini ve süs eşyası olarak deniz kabuklarını kullandığını göstermişti. 1989´da Fransız araştırmacı Dr. Angela Manzini tarafından bulunan mağarada kazılar bir dönem Ankara Üniversitesi ve Arizona Üniversitesi işbirliğiyle sürdürülmüş; günümüzdeki kazı çalışması ise Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle, çeşitli üniversitelerden gelen öğretim üyeleri tarafından Kel Dağı eteklerinde ve Meydan mahallesinde sürdürülüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığının gözlemcisinin de bulunduğu Üçağızlı Mağarada 21 yıldır devam eden kazı çalışmaları Prof. Dr. Erksin Güleç, Prof. Dr. Ayşen Açıkkol Yıldırım, Doç. Dr. İsmail Baykara, Dr. öğretim üyesi Yarenkür Alkan, araştırma görevlisi Sercan Acar ile 5-8 arasında değişen üniversite öğrencisinin çalışmasıyla sürüyor.
Kazı çalışmalarına ara verilecek
Üçağzlı Mağarada bu yıl 15 Temmuz´da başlayan kazı çalışmalarının önümüzdeki hafta tamamlanması en geç iki hafta daha uzatılması planlanıyor.
Üçağızlı Mağara Kazı Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erksin Güleç, mağaranın, 43 bin yıl öncesinden başlayarak 17 bin yıl öncesine kadar kullanıldığının ortaya çıktığını belirtti. Üçağızlı Mağaranın Üst Paleolitik dönemde kullanıldığını anımsatan Prof. Dr. Güleç, kazıda o dönemde kolye, bilezik ve halhal olarak kullanılmış olabileceğini düşündüğümüz deniz kabuğundan yapılmış boncuklar, ok uçları ve taştan yapılan aletler, av silahları ile geyik, sığır gibi hayvanlardan kalan kemikler bulunduğunu belirtti. Prof. Dr. Güleç, 'Bunlar Anadolu´da kullanılan süs eşyalarının en eskisi ve deniz ürünlerinden olması açısından dünyanın ilk örnekleri arasında. Ayrıca, süs eşyasının kullanım bolluğu açısından da en eşsiz buluntu yeri; Üçağızlı' dedi.
Asıl hedef, insan fosiline ulaşmak
Üçağızlı Mağara Kazı Kurulu Başkanı Prof. Dr. Güleç, 'Paleoantropologlar olarak insan ve fosil (fauna) kalıntılarını inceliyoruz. Taş aletlerin yaşlandırılmasını yapıyoruz. Yazılı tarih öncesi insan fosili arıyoruz. Şimdiye kadar üstçene ve izole dişler bulundu. Bunların DNA´sına bakıp, o dönemde yaşamış farklı türle ilişkileri var mı diye, anlamaya çalışıyoruz. Buradaki bulgular, Türkiye´deki en eski insan kalıntısının bulunduğu yer. Daha eskisi yok. Üçağızlı, bu durum ve birçok açıdan tarihsel anlamda birçok konuda önderlik yapıyor' açıklamasını yaptı. Prof. Dr. Güleç, kazıda ortaya çıkarılan üstçene ve dişlerin DNA testi için gönderildiğini ve sonucunun beklendiğini de anımsattı.
Samandağ kırsalında bulunan Üçağızlı Mağaranda, 41 bin ile 15 bin öncesindeki ilk modern insanların yaşadığı üzerinde de duruluyor.
Yörede, birbirini takip eden dönemler var
Üçağızlı Mağara Kazı Kurulu Başkanı Yardımcısı Prof. Dr. Ayşen Açıkkol Yıldırım ise Üçağızlı Mağarada bulunan deniz kabuklarından yapılmış süs eşyaları, sadece süs eşyası olarak kullanılmayıp; ahşap (odun) şekillendirmede kullanıldığını da belirtti. Üçağızlı Mağara için 'Buranın nesiller boyu kullanıldığı sanılıyor' değerlendirmesini yapan Prof. Dr. Yıldırım, Hatay ile Anadolu´nun diğer bölgelerinin çok farklı olduğunu; Afrika Rift Vadisi, Filistin, İsrail, Lübnan ve Suriye üzerinden Türkiye, Hatay´a uzanan bir koridorun oluşturulduğunu da söyledi. Prof. Dr. Yıldırım, kot olarak deniz seviyesinden daha az yüksek olan ve Orta Paleolitik döneme ait bulguları veren Üçağızlı II mağarasının ise, Üçağızlı´dan çok daha eski bir zamanı barındırdığını, burada birbirini takip eden Orta Paleolitik, Öncül Üst Paleolitik ve Üst Paleolitik kültürleri birbirini izlediğini de kaydetti.
9411,13%0,46
34,56% 0,25
36,04% -0,51
3000,45% 1,31
5010,37% 1,12