Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu´na (DİSK) bağlı Genel-İş Sendikası Hatay Şube Sekreteri Mehmet Emin Doğruel, 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişinın yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, bugün de kazanımların geri alınmak istendiğini belirtti.
15-16 Haziran direnişinin işçilerin inandıkları dava uğruna güçlerini birleştirerek mücadele edildiğinde kazanımlar elde edildiğini gösterdiğini vurgulayan Doğruel, “15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, insan emeğini sömüren, işçi emeğini ve örgütlülüğünü yok sayan, daha fazla kar için işçi canına kıyan sermayeye ve iktidara karşı yükselen sesti. 15-16 Haziran işçilerin inandıkları dava uğruna güçlerini birleştirerek mücadele edildiğinde kazanımlar elde edildiğini gösterdi. Bugün de iktidar ve sermaye, Covid-19 salgınına rağmen işçilerin hayatını riske atmıştır. Salgının öldürücü etkisi yalnızca DİSK üyesi işçiler arasında Türkiye´nin 3,2 katıdır. Bu orana sendikal güvenceden yoksun ve kayıt dışı çalıştırılan milyonlarca işçi eklendiğinde durumun vahameti daha fazla ortaya çıkmaktadır. İktidarın ve sermayenin sendikal hak ve özgürlükleri hiçe saydığı, kazanımlarına göz diktiği uygulamalar devam etmektedir. Bunun en somut örneği ise kıdem tazminatına yönelik saldırıların devam etmesidir. Koronavirüs salgını ile birlikte neo-liberal politikalar ve uygulamaları çökerken hala kıdem tazminatına göz dikiliyor” dedi.
Kidem tazminatının ‘emanet´ olarak adlandıran Doğruel, bunun aynı zamanda iş güvencesi işlevine dikkat çekti. Doğruel, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bütün işçilere çağrımızdır. AKP Hükümetinin asıl amacı bizleri iş güvencemizden yoksun bırakıp İşverenlerin kolayca işçileri işten atmanın zeminini hazırlamaktır. Tüm işçilere çağrımız, 15-16 Haziran ruhu ile hangi sendikaya üye olurlarsa olsunlar, sendikalı veya sendikasız hep birlikte omuz omuza Kıdem Tazminatımıza sahip çıkmaya davet ediyoruz. Bugün de iktidar ve sermaye, toplumun yaratmış olduğu zenginliği, toplumsal ihtiyaçlara değil sermayeye ayırmaya devam etmektedir. İşsizlik, artan güvencesizlik, ücret ve sosyal hak gaspları, hukuksuz işten çıkarmalar, sendika hakkına, grev ve toplu sözleşmelerin önüne çıkarılan yasak ve engellemeler sürerken, işçi sınıfının kazanılmış haklarına yönelik saldırılar da devam ediyor. Demokratik hak ve özgürlüklere yönelik baskıların arttığı, halk iradesinin yok sayıldığı, hukukun siyasallaştığı ve adaletin yerini bulmadığı bir dönemin içindeyiz. Sabrın da bir sınırı, saldırıların da bir karşılığı vardır; işçi sınıfı ve onun örgütü DİSK, 15-16 Haziran´ın mücadeleci ruhuyla tüm bu saldırılara karşı direnecek güce dün olduğu gibi bugün de sahiptir. Sendikal hak ve özgürlüklerimize karşı yapılacak her saldırı karşısında örgütlü gücümüzle daha da güçlenerek mücadele etmeye devam edeceğiz.”