‘Kıyı kenar çizgisi´ talebi sürüyor

Oruç, açıklamasında şunları belirtti: “Bayramdan sonra konu ile ilgili ‘ikna odaları´ kurulacağı bildiriliyor. Mağdurların evlerini ve işyerlerini boşaltmaya veya başınıza yıkacağıza onay vermeleri için ikna olmaları istenecek. Devletimiz yetkililerinin, siyasetçilerin, yerel yönetimlerinin vb bütün kurum ve kuruluşların birinci görevi vatandaşın temel haklarını korumaktır. Can ve mal güvenliği en temel haktır. Kurumlar vatandaşın can ve mal güvenliğini ihlal ettiğinde kendi varlık nedenini yok eder. Vatandaşın can ve mal güvenliği ve evinin, iş yerinin tapularını gereksiz ve haksız yere iptal etmek yetkisi ve mevkisi ne olursa olsun hiç kimsenin vazifesi değildir. Bir ülkede her zaman en güçlü kurum devlettir. Devletin gücünü ve yetkisini kullanarak vatandaşın evini ve işyerini haksızca yıkmaya kalkmak suçtur. Ülkemiz de benzeri olmayan genişlikte, ayrımcı ve yanlışlarla dolu Kıyı Kenar Çizgisi Tespiti Yaparak daha çok vatandaşı tapusuz duruma düşürmek en temel insan hakları ihlalidir. Samandağ´da Kıyı Kenar Çizgisi yeniden ve makul bir seviyede tespit edilmelidir. İlçemizde Kıyı Kenar Çizgisinin 5 defa değiştirilmesi daha çok Samandağlının ve daha çok sahipsiz inançtan vatandaşın malının tapusunu iptal etme dışında bir gerekçesi yoktur. On yıllarca süren haklı mücadelemiz bütün haklarımız bize iade edilene kadar sürecektir. Bize ayrımcı uygulama yapılmasın. Çevik´ten itibaren Karadeniz RİZE ve ARTVİN´E kadar olan deniz kıyısında Kıyı Kenar Çizgisi Sorunu Nasıl Çözülmüş ise Samandağ ilçemizde öyle çözülecektir. Samandağ ilçemizde farklı bir uygulama ayrımcılıktır. Ülkemizin en çok dışlanan ve sindirilen ve sahipsiz bırakılan Samandağlıların deniz gören en güzel mülklerin tapuları iptal edilerek mal ve mülkleri Kıyı Paralel Yapılanmaya arz edilmek isteniliyor. Samandağ Kıyı Kenar Çizgisi sürecinin bütün aşamaları gözden geçirilmelidir. Samandağ´da Deniz Kıyı Kenar Çizgisi duruşmalarında etkili ve yetkili olarak bulunan ve iddia da bulunan savcılar gözaltına alınıp ve tutuklandı. FTÖ/ PYD mensubu olduğu için gözaltına alınan ve tutuklanan kişilerin altında imzası bulunan kararları uygulamak için can atan yöneticilerimiz kime ve neye hizmet ediyor. Ülkemizin kumsallarında, kıyılarında, deniz sahillerinde FTÖ/PYD Terör Örgütünün Turizm sermayesinin ve diğer şirketlerinin kumpasları olduğu biliniyor. Samandağ´da vatandaşın tapulu malı elinden alınarak kimlere peşkeş çekilmek isteniyor? Biz mağdurlar olarak hiçbir şekilde tapularımızdan vazgeçmeyeceğimizi ilan ediyoruz. Her yasal ve meşru yolla haklarımızı arayacağız. On yıllarca süren haklı mücadelemiz bütün haklarımız bize iade edilene kadar sürecektir.”

Arsuz modeli istendi
Samandağlı Kıyı Kenar Çizgisi mağdurlarından Bilal Rencüsoğulları da, parasıyla satın aldığı malının tapusunun haksız ve gereksiz yere elinden alınmak istendiğini ifade etti. Şehit babası olduğunu belirten Rencüsoğulları, “Biz bu vatana, ülkemize, canımız dâhil her şeyimizi verdik ve yine vermeye hazırız. Fakat tapulu evimin tapusunu iptal edeceği hiç aklıma gelmezdi. Yöneticilerin, bizi evimizden atacağına ve evimizi yıkacağına inanmak istemiyorum. Bizim ne suçumuz var? Bizim eksiğimiz ne? Evimiz ile deniz arasında yüzlerce metre var. Evimizin kıyı ile herhangi bir alakası yok. Arsuz´da, Dörtyol´da, Anamur´da, Antalya´da, Muğla´da, İstanbul Boğaz da, Karadeniz´de Artvin´e kadar bütün kıyılarda villalar, siteler, evler, denizin içinde yapılmış. Oysa benim evim denizden çok uzak. Arsuz´da, Bodrum´da, Antalya´da, Marmaris´te, İstanbul da dalgaların içinde yapılan villalara kimse bir şey demiyor. Devletimizin bize sahip çıkmasını, sorunumuzu gidermesini bekliyorum. Böyle bir mağduriyeti kabul edemem, mutlaka çözülmesi gerekiyor. Türkiye´de deniz kıyısı sadece Samandağ´da yoktur. Başka yerde kıyı kenar çizgisi sorunu nasıl çözülmüş ise biz aynısını istiyoruz. Arsuz bizim için emsal olsun. Aynı koşullarda işlem görmek istiyoruz” değerlendirmesini yaptı.