Kıyıda yapılaşmaya 1992 koşulu

Hatay Büyükşehir Belediyesi´nin meclis kararıyla 2019´da onayladığı 1/5.000 ölçekli Revizyon ve İlave Nazım İmar Planının iptaline ilişkin açılan davada Hatay 2. İdare Mahkemesi, davayı kısmen kabul etti ve kısmen de red kararı ve

GÜNCEL 17.08.2022 17:23:00 0
Kıyıda yapılaşmaya 1992 koşulu

 

*Mahkeme, 1/5000 ölçekli imar planının kıyıda yapılaşmanın önünün açılmasına ilişkin plan kararları yönünden iptaline, 1/5000 ölçekli revizyon ve ilave nazım imar planının diğer arazi kullanım kararları ve plan hükümleri yönünden ise davanın ret eden kararı oybirliğiyle aldı.
*Kararda, '11 Temmuz 1992 öncesi yapılan veya yapılmaya başlayan yapılar hakkında kazanılmış hak oluştuğu, daha sonra yapılacak imar planlarında 100 metrelik sahil şeridinin Kıyı Kanununa uygun olarak planlanması ve yeni yapılaşmaların Kıyı Kanununa uygun olması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır' ifadesine yer verildi.

Akın Bodur/İskenderun
Hatay 2. İdare Mahkemesi, Hatay Büyükşehir Belediyesi´nin meclis kararıyla 2019´da onayladığı 1/5.000 ölçekli Revizyon ve İlave Nazım İmar Planının iptaline ilişkin açılan davada kısmen kabul ve red kararı verdi.
Mahkeme, Özgür Köybaşı, Hayat Köybaşı, Alaattin Köybaşı, Meğer Köybaşı ve Arzu Köybaşı´nın avukatları Necati Taştan aracılığıyla açtığı davaya ilişkin kararında '... kıyı şeridinde yapılaşmanın önünün açılmasına ya da mevcut yapıların korunmasına imkan verecek kullanım kararlarının öngörülmesinin, bu kapsamda 2718 ve 2719 parsel sayılı kıyı şeridinin 100 metrelik kısmı içerisinde kalan taşınmazların kullanımının konut alanı olarak belirlenmesinin, Kıyı Kanununun ruhuna, imar planlama esas ve tekniklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşıldığından; dava konusu edilen planın kıyıda yapılaşmanın önünün açılmasına ilişkin plan kararlarının kamu yararı, şehircilik ilkeleri ve plânlama esasları bakımından hukuka uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır...' ifadesine yer verdi.

Kıyıda plan yetkisi bakanlığın
Davacılar, mahkeme başvurusunda, 'Arsuz ilçesi, Hatun Mahallesi, 2356 parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alana ilişkin Hatay Büyükşehir Belediye Meclisi´nin 08/03/2019 tarih ve 66 sayılı kararı ile onaylanan 1/5.000 ölçekli Revizyon ve İlave Nazım İmar Planının tamamı; hukuka aykırı olup, yeşil alan ve park olarak fonksiyonlandırılan yerlerin bazıları konut alanı olarak planlanmış, kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında Kıyı Kanunu kapsamında plan yapma yetkisi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait olduğundan davalı idarece yetki sınırları aşılıp, sosyal ve teknik donatı dengesinin ortadan kaldırıldığı' önü sürülerek, iptali istendi.

HBB: Plan onama sınırında hata bulunmuyor
Belediye ise savunmasında, 'parselin Karaağaç 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında tercihli kullanım (Turizm ve 2. Konut Alanı) olarak planlı olduğu, askı süresi içerisinde davacılar tarafından yapılan itirazın hukuka ve mevzuata uygun gerekçelerle reddedildiği, sözü edilen mahkeme kararının ruhsat iptaline yönelik olduğu ve dosya mündericatı ile uyumlu olmadığı, plan onama sınırında da herhangi bir hata bulunmadığı belirtti' ve davanın reddini talep etti.

Davada kısmen kabul, kısmen red kararı
Şehir plancısı Abdullah Sevinç ve Evin Mercan ile Harita Mühendisi Ahmet Dönmez´le birlikte keşif yapan Alper Karaaslan başkanlığında ve üyeler Pelin Ersoy ile Vesile Taşyapan´dan oluşan Hatay 2. İdare Mahkemesi heyeti, bilirkişinin de rapor ve ilave rapor hazırladığı dosyaya ilişkin davayı kısmen kabul edip, kısmen de reddetti.

Gerekçe Karaağaç Belediye dönemine uzanıyor…
Bilirkişilerin hazırladığı ve mahkemeye 27/07/2021´de gönderilen raporda da; 'Davacıların maliki oldukları parselin üzerinde iki katlı konut, davaya konu edilen 2718 ve 2719 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde ise su basman seviyesine kadar yapılmış yapı bulunduğu, dava konusu plan sınırlarının büyükşehir sınırlarından önce Karaağaç Belediyesi sınırları içerisinde olduğu, planın öncesi ve sonrası hallerinin Karaağaç ve Arsuz Planı olarak nitelendirileceği, Arsuz 1/5.000 Ölçekli Revizyon ve İlave Nazım İmar Planının, Hatay Büyükşehir Belediyesi tarafından ilçe için belirlenmiş olan tahdit sınırlarını kapsadığı, bu doğrultuda hazırlanan nazım imar planının yaklaşık olarak 12.717 hektar alandan oluşmakta olup, Akçalı, Arpaçiftlik, Çetillik, Gökmeydan, Uluçınar, Gözcüler, Karaağaç (Karaağaç, Karaağaç Övündük, Karaağaç Şarkkonak, Karaağaç Cumhuriyet), Madenli, Nardüzü, Üçgüllük, Arpaderesi Avcılarsuyu, Arpagedik, Aşağı Kepirce, Beyköy, Gülcihan, Hacıahmetli, Haymaseki, Helvalı, Höyük, Karahüseyinli, Kışla, Pirinçlik, Tülek ve Yukarıkepirce mahallelerini kapsadığı, Hatay Büyükşehir Belediye Meclisinin 08.03.2019 tarih ve 66 sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın içinde yer aldığı 1/5000 ölçekli nazım imar planının onaylandığı, onaylanan planların 01.04.2019 tarihinde askıya çıkarılarak ilan edildiği ve 02.05.2019 tarihinde (30) günlük askı süresinin dolması nedeni ile planların askıdan indirildiği, 18.04.2019 tarihli dilekçe ile davacılar tarafından plana itiraz edildiği, yapılan itirazın 31.07.2019 tarih ve 157/192 sayılı Hatay Büyükşehir Belediye Meclis kararı ile reddedildiği, planın Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği 33. maddesine göre askıya çıktığı, tutanaklarının dosyada bulunduğu ve planın kesinleştiğinin anlaşıldığı, 2721 parsel için verilen 29.07.1997 tarih ve 1/46/46 sayılı ruhsatın iptali için dava açıldığı, 100 m´lik sahil şeridinde kalan parsele ilişkin verilen yapı ruhsatının Adana İdare Mahkemesince 11.12.1999 tarih E:1998/15 K:1999/100 sayılı karar ile iptal edildiği, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 2718 ve 2719 nolu parsellerde bulunan inşaatlarla ilgili olarak Karaağaç Belediye Başkanlığının 17.02.2014 tarih ve 222 sayılı yazısının incelendiği ve bahse konu parsellerin Kıyı Kenar Çizgisinin 100 m´lik kısmının içerisinde olması nedeniyle 3621/3830 sayılı Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik gereğince yapılara işlem yapılmasının belirtildiği'ne yer verildi.

Mahkeme kararının değerlendirme bölümünde ise şunların yer aldığı ifade edildi: 'Yapılan plan çalışmasının parsel bazlı bir değişiklik olmayıp, genel bir planlama çalışmasını içerdiği, Arsuz İlçesi, Hatun Mahallesi 2356 nolu parselin de dahil olduğu alanda yapılan 1/5000 ölçekli Revizyon ve İlave İmar planının tümünün iptal edilmesinin talep edildiği, planlama sürecinde üst ölçekten alt ölçeğe doğru tanımlanmış bir kademelenme bulunduğu ve plan kararlarının üretilmesinde bu kademelenme içindeki sürekliliğin korunmasının esas olduğu dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda yürürlükte olan en üst ölçekli planın Hatay İli 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı olduğu, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında dava konusu taşınmazın lekesel olarak ´Kentsel (Meskun) Yerleşik Alan´ olarak planlanmış olan alan sınırları içerisinde kaldığının görüldüğü, 1/5000 ölçekli Karaağaç Revizyon Nazım İmar Planı Lejandına göre önceki planda, Tercihli Kullanım (Turizm ve 2. Konut) Alanları olarak planlandığı, dava konusu Arsuz 1/5000 Ölçekli Revizyon ve İlave Nazım İmar Planında ise Seyrek Yoğunluklu Meskun Konut Alanı olarak planlandığı, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ve 1/5000 Nazım İmar Planı arasında kademelenmeye uygun fonksiyon verildiğinin anlaşıldığı, yapılan değerlendirmelerde, uyuşmazlık konusu nazım imar planı onayına ilişkin işlemin, planlama kademelenmesi ve üst ölçekli plan hükümleri kapsamında uygun olduğunun değerlendirilmektedir.'

'Bilirkişi raporu kesin delil değil'
Mahkeme kararında, Adana İdare Mahkemesinin E:1998/15, K:1999/100 sayılı mahkeme kararına göre düzenleme yapılmasını isteyen davacının bilirkişi raporuna yaptığı itiraz dilekçesi ve ekinde sunduğu belgelerde; dava konusu taşınmazların yer aldığı alana ilişkin Hatay Valiliği Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü uzmanlarınca hazırlanan 05.01.2006 tarihli teknik raporda; 1992 yılından önce Karaağaç Belediyesince 18 adet mevzi imar planının onaylandığı, Belediyedeki tespit tutanaklarının incelenmesinden en az su basman seviyesine kadar biten yapılar için 59 adet tespit tutanağı düzenlendiği, tespit tutanağında belirlenen yapıların haritada işaretlendiği ve kimi adalarda yapılaşmanın yüzde 50 oranını geçtiği görüldüğüne yer verildi.
Bilirkişi raporunun kesin delil olmayıp, takdirî bir delil olduğunu belirten ve diğer delillerle birlikte değerlendirerek nihaî hükmünü veren Hatay 2. İdare Mahkemesi, anayasa, Anayasa Mahkemesi kararları, Kıyı Kanunu ve yönetmeliklerden maddeler sıraladığı 15 sayfalık kararında şunlara yer verdi: 'Kıyı Kanununda belirlenen kısmi yapılaşma hakkından yararlanarak tamamlanmış binaların imar planlarındaki yeni fonksiyonları yaşama geçirilme sürecine değin ekonomik ömürlerini sürdürene kadar varlıklarını sürdürecekleri, ancak bundan sonra yeni plan hükümlerine tabi olacakları açıktır. Uyuşmalık konusu olayda alınan ek bilirkişi raporunda; ´...Dava konusu taşınmazların yer aldığı alana ilişkin Hatay Valiliği Bayındırlık ve İskan Müdürlüğü uzmanlarınca hazırlanan 05.01.2006 tarihli teknik raporda; 1992 yılından önce Karaağaç Belediyesince 18 adet mevzi imar planının onaylandığı, Belediyedeki tespit tutanaklarının incelenmesinden en az su basman seviyesine kadar biten yapılar için 59 adet tespit tutanağının düzenlendiği, tespit tutanağında belirlenen yapıların haritada işaretlendiği ve kimi adalarda yapılaşmanın yüzde 50 oranını geçtiği görüldüğünden bu adaların kısmi yapılaşmaya dahil edilmesi görüş ve kanaatine varıldığının belirtildiği, dava konusu taşınmazların da bu kapsamda itiraz dilekçesi ekinde yer alan rapor ve eki haritada işaretlendiği üzere kısmi yapılaşmanın olduğu imar adasında kalması nedeni ile konunun Kıyı kanununun geçici maddesi ve Kıyı Kanununun uygulanmasına dair yönetmeliğin 4. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, davalı tarafından sunulan itiraz dilekçesi ve ekinde yer alan belgeler incelendiğinde dava konusu taşınmazların bulunduğu imar adasında Kıyı Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği kapsamında kısmi yapılaşma olduğunun görüldüğü, bu nedenle 27.07.2021 tarihli bilirkişi raporunda Kıyı Kanunun 4 ve 6. maddeleri ile Kıyı Kanununun uygulanmasına dair yönetmeliğin 13,14 ve 17. maddeleri kapsamında değerlendirme yapılmasının mümkün olamayacağının anlaşıldığı, sonuç olarak dava konusu taşınmazlar kısmi yapılaşma tanımı içerisinde yer aldığından uyuşmazlık konusu nazım imar planının Kıyı Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği kapsamında uygun olduğu´ yönünde görüş bildirilmiş ise de; Kıyı Kanununa eklenen geçici maddede yukarıda belirtilen özellikte bir geçici madde olduğundan önceden var olan hakların sınırsız olarak korunması durumunun söz konusu olmayacağı, yönetmelik maddelerinde yer alan bu düzenleme göz önüne alındığında, daha önce kanunla belirlenmiş hakların korunması ve kişilerin mağdur edilmemesinin amaçlandığı, ancak imar hukukunda, kazanılmış hak kavramı ile ilgili olarak belli bir ölçütün, Kıyı Kanununun amacına uygun olarak belirlenmesinin zorunlu olduğu, bir kez yasanın bir kuralına aykırı biçimde edinilen hakka, daha üstün bir hak bulunmasına karşın, sonsuza dek geçerlilik tanımanın, kazanılmış hak durumunu genişleterek Anayasanın özel kuralı karşısında sağlıklı kabul edilmesinin kötü niyetli kişileri bu yolda davranmaya özendireceği ve böylece kıyıların daraltılması sonucu kıyılardan yararlanmada önceliği kamuya veren Anayasa ile bağdaşmayacağının açık olduğu; Kanun ve Yönetmelik hükmüne göre kısmi yapılaşma olması durumunda kazanılmış hakkın; anılan yapıların mevcut haliyle korunmasına ilişkin olduğu, geçici maddede belirtildiği gibi kısmen veya tamamen yapılaşmamış alanlarla ilgili imar planı revizyonlarının kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde tamamlanarak, kısmi yapılaşma durumunun tespit edilmesi gerektiği, 11 Temmuz 1992 öncesi yapılan veya yapılmaya başlayan yapılar hakkında kazanılmış hak oluştuğu, daha sonra yapılacak imar planlarında 100 metrelik sahil şeridinin Kıyı Kanununa uygun olarak planlanması ve yeni yapılaşmaların Kıyı Kanununa uygun olması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda; tarafların iddia ve savunmaları ile anılan bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporu, yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri ışığında değerlendirildiğinde; kısmi yapılaşma gereği kazanılmış hakkı bulunan sahil şeridindeki yapı sahiplerinin yapıları ekonomik varlığını sürdürene kadar korunmakla beraber bu yapıların bulunduğu taşınmazların da yeni yapılacak imar planında kullanım durumlarının değiştirilebileceği, dolayısıyla kanun ve yönetmelik hükmü gereği kazanılmış hakkı bulunan parsellerin ve kısmi yapılaşmadan yararlanan yapılaşmamış taşınmazların ilanihaye bu haktan yararlanacağı kabul edilerek sürekli yapılaşma hakkı tanınması ve sonraki tarihli planlarda kullanım kararlarının değiştirilmemesinin veya kıyı şeridinde yapılaşmanın önünün açılmasına ya da mevcut yapıların korunmasına imkan verecek kullanım kararlarının öngörülmesinin, bu kapsamda 2718 ve 2719 parsel sayılı kıyı şeridinin 100 metrelik kısmı içerisinde kalan taşınmazların kullanımının konut alanı olarak belirlenmesinin, Kıyı Kanununun ruhuna, imar planlama esas ve tekniklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşıldığından; dava konusu edilen planın kıyıda yapılaşmanın önünün açılmasına ilişkin plan kararlarının kamu yararı, şehircilik ilkeleri ve plânlama esasları bakımından hukuka uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Dava konusu edilen 1/5000 ölçekli ilave ve revizyon nazım imar planının diğer arazi kullanım kararları ve plan hükümleri yönünden yapılan değerlendirme sonucunda; dava dosyası içerisinde yer alan tüm bilgi ve belgeler ile mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanılan bilirkişi raporlarında yer verilen tespitler birlikte iredelendiğinde, Arsuz 1/5.000 Ölçekli Revizyon ve İlave Nazım İmar Planının, üst ölçek plan olan 1/100000 ölçekli çevre düzeni planına uygun olarak yapıldığı, dava konusu nazım imar planı plan açıklama raporu incelendiğinde gerekli kurum ve kuruluşlardan veri, görüş ve öneriler elde edilerek gerekli analiz, etüt, araştırma ve çalışmaların yapıldığı, bu çalışmaların dava konusu planların hazırlanması ve onaylanması sürecinde baz alındığının anlaşıldığı, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 9. maddesinde belirtilen kriterler doğrultusunda “plan raporu” ve plan notlarının hazırlandığı, 10. madde de belirtilen gösterim (lejant) tekniği ve 11. madde de belirtilen standartlar ile 25. maddede belirtilen imar planı revizyonu ve ilaveleri başlığında belirtilen hususlara uygun olarak dava konusu planın hazırlandığının tespit edildiği görülmekte olup, 1/5.000 ölçekli revizyon ve ilave nazım imar planının kıyıda yapılaşmaya imkan veren hükümleri dışında kalan arazi kullanım kararları ve plan hükümlerinin, imar mevzuatına, kamu yararına, planlama tekniklerine ve şehircilik ilkelerine uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Dava konusu 1/5000 ölçekli revizyon ve ilave nazım imar planının kıyıda yapılaşmanın önünün açılmasına ilişkin plan kararları yönünden iptaline, dava konusu 1/5000 ölçekli revizyon ve ilave nazım imar planının diğer arazi kullanım kararları ve plan hükümleri yönünden ise davanın reddine, davada kısmen iptal, kısmen ret kararı oybirliğiyle verildi.'


Erzin AKP'de başkan Musa Kürtül

Güzelmansur: Mücbir sebep, en az iki yıl uzatılmalı

TBMM’de ‘Hatay’a sahip çıkın’ çağrısı

Çalışkan, depremzedelere vergi affı istedi

İskenderun'da trafikten incelemesi

HBB'den 2 milyonluk lokum ihalesi

AKP Kırıkhan'da başkan değişti, Hassa'da değişmedi

Hak sahipliği için 2 günlük ek süre

"Kira yardımı, tapuyu verene" mi?

İskenderun'da 'silahlı tehdit' operasyonu

Akçalı'da ilkokula kütüphane

Nardüzü Ortaokulu'na kütüphane

Depremde ölenlerin anısına fidan

Süheyla Sultan gemisi barınaktan ayrıldı

İskenderunlu kadınlar yendi

  • BIST 100

    9549,89%1,94
  • DOLAR

    34,54% 0,18
  • EURO

    36,00% -0,62
  • GRAM ALTIN

    3005,99% 1,50
  • Ç. ALTIN

    5006,70% 1,01