Gazetemizin köşe yazarlarından Nurullah Er, Korlaşan Ateş' adlı kitabı üzerine söyleşi düzenledi.
Nesrin Geyik/İskenderun
Kentte faaliyet gösteren İskenderun Ayna Kültür Sanat Derneği ve Evimiz İskenderun Süpürge Derneği'nin geleneksel hale getirdiği Çarşamba Sohbetinin konuğu olan Er, İSDEMİR'de 137 gün süren grevi anlatan kitabını anlattı ve imzaladı. "Herkes doğduğu ve doyduğu yere vefalı olmalıdır. Ben bunu çok önemserim" diyen Er, 'Korlaşan Ateş' isimli kitabının söyleşisinde şöyle konuştu: "Bende 75 yılından bu yana burada olduğum ve bölgede yaşadığım için bu kitabı yazma gereğini hissettim ve yazdım. İSDEMİR, bölgemizde kurulan büyük bir fabrikadır. Bu fabrikanın kuruluşuyla, bölgedenin ekonomik sosyal kültürel yapısında büyük değişiklikler meydana geldi. Bu değişiklik bölgeye ve ekonomiye katma değer sağladı. 1970'li yıllarda inşa edilen fabrikanın kuruluşu, iki gün önce kutlandı. Bu tür kuruluşlarları yapanların heykelini dikmemiz gerekir. Şu an yol-köprü yapanlar, çok işler yapıyormuş gibi görünüyorlar" değerlendirmesini yaptı.
"İSDEMİR, Türkiye'nin Almanya'sıydı"
Günümüzde hizmette siyasi çekişmelerin yaşandığını anlatan Er, "Bu vatana bir şey yapılıyorsa bunun siyasi yönü olmaz. Bunu vatan için memleket için halk için yaparlar. Şu anda çelik sektöründe dünya da parmakla gösterilecek bir duruma geldi, demir çelik fabrikası" diye konuştu. İSDEMİD'de çalışanların kuruluşundan itibaren iyi koşullarda çalıştığını anlatan Nurullah Er, fabrikanın eski durumunun günümüzde İskenderun ve yöresinde yeterince tanınmadığını, ama dünyada bilindiğini ifade etti. Er, "Demirçelikte çalışanların ekonomik şartları çok iyiydi. Türkiye'nin Almanya'sı deninirdi. Bu ücretleri var olan birlik ve bütünlükleri bu ücretleri almasını sağladı. Orası yarı devlet kuruluşuydu. Devlet çalışanına sahip çıkıyordu, önemsiyordu. O yıllarda demir çelikte çalışanlar olarak şanslıyız" diye konuştu.
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55