Tarih: 02.12.2017 08:55

Korunma yöntemlerinden biri: Cinsel pehriz

Facebook Twitter Linked-in

HIV/AIDS enfeksiyonu 1980´li yıllardan bu yana tüm dünyada din, dil, ırk, cins, ülke ayırımı yapmadan hızla yayılmaya devam ettiğini belirten Dr. Yılmaz, 'Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı Raporuna göre; dünyada yaklaşık 2 milyon kişinin HIV enfeksiyonuna yakalandığı, dünyada 40 milyon HIV taşıyıcısının bulunduğu ve her yıl 1,2 milyon kişinin AIDS nedeni ile öldüğü belirtilmektedir. Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) tarafından yürütülen kampanyada bu yılın ortak teması sağlık hakkı olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda sağlık hakkı olmaksızın HIV´in önlenemeyeceği ve HIV pozitif kişilerin tedaviye erişimlerinin daha zor olacağı belirtilmekte, bu nedenle de HIV pozitif ayrımı yapılmaksızın erişilebilir, kullanılabilir, ayrımcı olmayan kaliteli sağlık hizmetlerinden yararlanmanın önemi vurgulanmaktadır' açıklamasını yaptı.

Hatay İl Sağlık Müdürü Yılmaz, şunları belirtti: 'Dünya Sağlık Örgütü ise bu yıl erken dönemde HIV tanısının konulmasının önemine odaklanmıştır. Pek çok kişi HIV enfeksiyonun ilerlemiş evresinde tanı almakta ve bu durum HIV pozitif kişilerin sağlığını daha olumsuz etkilemektedir. Bunun yanı sıra HIV enfeksiyonun ilerlemiş evrelerinde tanı konulması bulaştırıcılığı artırdığından toplumda HIV´in yayılımını önleme çalışmalarını da güçleştirmektedir. Erken HIV tanısı, tedavi sürecine bir an önce başlayarak HIV pozitif kişilerin yaşam kalitesini yükseltmek, bulaştırıcılığını önlemek ve dolayısı ile toplum sağlığının korunması açısından önemlidir. ´“İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü´ kelimelerinin İngilizce baş harfleri ile adlandırılmış HIV virüsü, bağışıklık sisteminin içine yerleşerek, bireyin bağışıklık sistemini zayıflatan bir virüstür. AIDS, Kazanılmış Bağışıklık Yetmezliği Sendromu olarak adlandırılan bir hastalıklar bütünüdür. Bireye HIV virüsü bulaşması sonucunda vücudun savunma gücü zayıflar ve birey bazı mikrop ve hastalıklara sağlıklı kişilerden daha duyarlı hale gelir. Sonuçta birden fazla hastalık ve kanserin ortaya çıkması ile AIDS tablosu oluşur. Bilimsel gelişmelere rağmen HIV/AIDS hastalığı için kesin bir tedavi ve aşı bulunamamıştır. Ancak yeni geliştirilen ilaçlarla beraber; ölümler azalmış, hastalık ölümcül bir durum olmaktan çıkıp yaşam boyu ilaç kullanımını gerektiren bir tür kronik hastalığa dönüşmüştür. HIV tek başına yaşamını idame edemeyen bu nedenle mutlaka konak ihtiyacı olan bir virüstür. Virüs açık hava şartlarında uzun süreli canlı kalamamakta, oksijenle temasta kısa sürede ölmektedir. Standart sterilizasyon uygulamaları virüse karşı korunmada yeterlidir. Bulaşmada rol oynadığı saptanan enfeksiyonu bulaştırıcı özelliği kanıtlanmış vücut sıvıları; kan, meni ve vajina salgısıdır. Tükürük, ter, gözyaşı ve idrar gibi vücut sıvılarında virüs bulunmamaktadır. Yapılan epidemiyolojik çalışmalarda sadece üç bulaşma yolu belirlenmiştir. Bunlar cinsel yolla bulaş, kan yoluyla bulaş ve anneden bebeğe bulaş şeklindedir.*
Dr. Yılmaz, HlV´in bulaşmadığı durumları şöyle sıraladı: 'Dokunmak, tokalaşmak, sarılmak; Gözyaşı, ter, tükürük; Aynı yerde oturmak, aynı havayı solumak; Aynı havuzu, banyoyu, tuvaleti, saunayı, duşu paylaşmak; Giysilerin ortak kullanılması; Tabak, çatal, kaşık, bıçak, bardak paylaşılması; Telefon kulaklığı, kapı tokmağı; Sivrisinek, böcek, arı sokması.'
Yılmaz, cinsel yolla bulaşmaya karşı korunma: En sık görülen bulaşma yolu cinsel temasla olduğu için bu yolla korunma büyük önem taşımaktadır. Bu yolla bulaşın önlenmesi ´Güvenli Cinsel Davranışlar´ın herkes tarafından benimsenmesiyle gerçekleştiğini belirterek, 'Cinsel perhiz, karşılıklı tek eşlilik, korunmalı cinsel ilişki=Kondom (prezervatif) kullanımı. Kan ve kan ürünleri ile olan bulaşmaya karşı korunma: Kan yoluyla bulaşmanın önlenmesi için öncelikle tüm kan ve kan ürünleri ile organ, doku, sperm vs. veren kişilerin kanlarının uygun serolojik yöntemlerle taranması ayrıca; dövme ve piercing gibi uygulamaların steril koşullarda yaptırılması, vücuda takılan delici, kesici özellikli takıların ortak kullanılmaması, tek kullanımlık steril enjektör kullanılması HIV bulaşma riskini azaltmaktadır. Anneden Bebeğe Geçişin Önlenmesi: Enfekte olduğu bilinen kadınlara hamilelikten korunma için uygun yöntemlerin önerilmesi; eğer çocuk sahibi olmak isteniyorsa bebeğe geçiş riskini minimuma düşürmek için yardımcı üreme yöntemlerinin kullanılması, doğumda sezeryanın tercih edilmesi, doğum sonrası anne sütü verilmeden mamaya başlanması ve müdürlüğümüz tarafından temin edilen ilaçların bebeğe doğum sonrası ilk 12 saat içerisinde başlanması gerekmektedir. HIV´le savaşmanın en etkili yolu, ondan korunmaktır. Şüpheli temas durumlarında HIV testi yaptırmak gerekmekte ve HIV pozitifliği durumunda verilen tedaviye ve korunma önlemlerine uyum HIV enfeksiyonu ile mücadelenin temelini oluşturmaktadır.'

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —