KPSS skandalına tepki

Akın Bodur/İskenderun

Eğitim Sen İskenderun Şube Başkanı Ünsal, yazılı açıklamasında şunlara yer verdi: 'KPSS üzerine ortaya atılan iddiaların ´asılsız´ olduğunu sosyal medya paylaşımıyla duyuran ÖSYM Başkanı Halis Aygün, gece yarısı Cumhurbaşkanı tarafından görevinden alındı. Geçmişteki skandallar sonrasında ÖSYM´nin teşkilat yapısını değiştiren, kurumun kontrolünü doğrudan kendisine bağlayan siyasi iktidar, ´bir daha benzer sorunların yaşanmaması´ için bunların yapıldığı iddiasına yaslanmaktaydı. Ancak gelinen durum gerçeklerin hiç de söylenildiği gibi olmadığını kanıtlamıştır. Adaylardan fahiş tutarlarda sınav parası alan bir kurum, ´güvenilir´ bir sistem yaratmaktan aciz kalmıştır. Şüphesiz ki bu durumun siyasal sorumluluğu tek başına ÖSYM Başkanı´nda değildir.”
Eğitim Sen olarak belirtmek isteriz ki ÖSYM Başkanı´nın gece yarısı görevden alınmış olmasının KPSS üzerindeki şaibeleri derinleştirdiğini, bu nedenle ÖSYM Başkanı´nın tek başına görevden alınmasının yetersiz olduğunu vurgulayan Ünsal, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bu kapsamda; Devlet Denetleme Kurulu´nun konuya dair araştırma yapacağı kamuoyuyla paylaşılmıştır. Devlet Denetleme Kurulu´nun iddiaları tüm yönleriyle araştırması ve sürecin telafisi imkânsız sonuçlara yol açmaması için hızlı, şeffaf ve etkili bir soruşturma yürütülmesi gerekmektedir. KPSS soru kitapçıklarındaki soruların tamamı yayınlanmalı, başka yayınevlerinin sorularının da kitapçıklarda yer alıp almadığı araştırılmalıdır! Söz konusu skandallarla ilgili araştırma derinleştirilmelidir. Bu nedenle ÖSYM´nin işini gereğiyle yapamamasına neden olan atamalar, yürütülen ihale süreçleri ve yapılan mevzuat değişiklikleri de TBMM´de kurulacak bir araştırma komisyonu tarafından incelenmelidir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı konuyla ilgili soruşturma başlatmalı, geçmişte olduğu gibi ´şifre var ama kopya yok´ gibi gerekçeler üretmek yerine, aklımızla dalga geçmeyen, gerçeklerin tüm yönleriyle kamuoyuyla paylaşıldığı adli bir süreç işletmelidir. Sendikamız, geçmişte olduğu gibi bugün de hakikat ortaya çıkana kadar bu konuyu yakından takip edecek, söz konusu şaibeler nedeniyle kamuyu zarara uğratan, görevinde ihmali bulunan ve görevini kötüye kullananların hukuk önünde de hesap vermesi amacıyla suç duyurusunda bulunacaktır.'

SP: ÖSYM´ye liyakatlı başkan atandı

KPSS sınavındaki skandala ilişkin değerlendirmede bulunan Saadet Partisi (SP) Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Necmettin Çalışkan, yeni atanan ÖSYM başkanı Bayram Ali Ersoy´u şahsen tanıdığını, dürüst ve liyakat sahibi değerli bir bilim insanı olduğunu ifade etti. SP´li Çalışkan, “Bayram Ali Ersoy matematik profesörüdür. ODTÜ mezunu, Yıldız Teknik Üniversitesi Genel Sekreterliği yapmış ve pek çok projede imzası olan birisi. Bugüne kadar birçok yerde makam sahibi olabilirdi ama hep arka planda durmayı tercih etti. Kanaatimce kendi alanında Türkiye´nin yetiştirdiği ender beyinlerden birisidir ve mütevazi bir insan. Geçmişte üstlendiği birçok görevi başarıyla yerine getiren Ersoy yeni üstlendiği ÖSYM başkanlığı görevini de layıkıyla yerine getireceğine inanıyorum. ÖSYM gibi önemli bir kurumda, geçmişten günümüze yaşanan sıkıntılar malumdur. Bu hassas dönemde atanması çok isabetli olmuştur, önümüzdeki günlerde ÖSYM´de yaşanan birçok sıkıntıyı giderecektir. Ersoy hocamız etkin konumda birikimli bir bilim insanıdır. Akademik kariyer sahibi olan herkes konuşmacı olarak her yere davet edilebilir ve gidip konuşabilir. Önemli olan nereye gittiği değil, anlattıkları ve ne konuştuğudur. Zaten konuşma yaptığı yerler birbirinden farklı yerlerdir. Bilim insanı için esas olan, teröre bulaşmamış ve milli çıkarlar aleyhine olmayan mekanlarda doğru bildiklerini milletin yararına anlatmaktır. Görevini en iyi şekilde yaptıktan sonra ve adil davrandıktan sonra dünya görüşünü kendi vicdanında sakladığı sürece kimseyi bağlamaz. Sivil toplum örgütlerinde fedakârlık ve gönüllülük esaslı çalışmalar yapılır' değerlendirmesinde bulundu.

Topal: KPSS hayati bir sınavdır

KPSS skandalı ile ilgili TBMM´de basın açıklaması yapan Hatay Milletvekili Serkan Topal ise 'Türkiye ne yazık ki skandallar ülkesi oldu. Kamu idaresi tel tel dökülüyor. Artık her sabah hangi skandal ile uyanacağımızı, her akşam hangi skandal ile uyuyacağımızı bilmiyoruz. Ülkede en çok okunan gazete resmi gazete oldu. İnsanlar gece yarısına kadar resmi gazeteyi bekliyorlar, kim görevden alınmış kim affını istemiş, bunları takip ediyorlar. Devlet ciddiyetimiz kayıp olmuş. Ortak akıl yok olmuş, her şey tek kişinin keyfine bırakılmış' dedi. Topal, şu açıklamayı yaptı: 'İşte bu skandalların son merkezi ne yazık ki ÖSYM oldu. Biz ÖSYM´yi eskiden Öğrenci seçme merkezi olarak bilirdik. Her ne kadar adı sonradan Ölçme ve Yerleştirme merkezi olsa dahi hafızalarımızda böyle kaldı. Şimdi ne yazık ki bu güzide kurum Skandal üretme merkezi oldu. Ne zaman bir sınav yapılsa ardından bir skandal çıkıyor. FÖTÜ´nün devlete yerleşme merkezi olarak kullandığı bu kurum, öyle anlaşılıyor ki şimdi yine birilerinin devlete sızma merkezi olarak kullanılıyor. Eskiden sorular çalınırdı şimdi sorular dağıtılıyor. Soru bankası kimin elinde, devletin kurumları da bilmiyor. Son skandala bir göz atalım. 31 Temmuz´da sınav yapıldı ve akşamına cevap anahtarı yayınlandı. 2 Ağustos´ta yani 2 gün sonra bu soruların bir yayınevi tarafından daha önce yayınlandığı iddiaları ortaya atıldı. Ortaya çıkan bu iddialar kimi belgelerle desteklendi. Yani sadece kafa karışıklığı yaratmadı çok ciddi şüpheler doğurdu. Bunun üzerine ÖSYM 2 saat sonra bu belge ve bilgilerin asılsız olduğu konusunda açıklama yaptı. Şimdi bir an düşünün bir konuyu araştırıyorsunuz. Sadece İnterneti taramaya kalksanız 2 saate bitiremezsiniz. ÖSYM bu iki saat içinde tüm araştırmaları yapıyor, kurum içindeki incelemelerini bitiriyor, ilgili yayınevi ile görüşüyor ve soruların çalınmadığına karar veriyor. Valla ÖSYM´nin bu yüksek performansına şaşırdık! Şimdi kamu vicdanına sesleniyorum. Bu açıklama sizi tatmin ediyor mu? Şahsen bizi tatmin etmiyor. Sayın Cumhurbaşkanı da tatmin olmamış ki ÖSYM Başkanını görevden aldı. KPSS hayati bir sınavdır. Bu sınavlar insan yaşamını doğrudan etkiler. Bir anne baba düşünün, çocuğunu binbir güçlükle okullara gönderiyor. Üniversite bitiyor, yetmiyor. Tekrar dershaneye gönderiyor ki KPSS de başarılı olsun ve işe yerleşerek hayatını kursun.
KPSS´ye çok zengin çocukları girmez arkadaşlar. Bakın sınava girenlerin çoğunluğu dar gelirli ailelerin çocuklarıdır. Umutları bu sınavlardadır. Yıllarca Fetö´nün çaldığı umutlarını, bu defada bizzat ÖSYM çalıyor. Umut çalmak, umut kırmak bedeli para pul ile ölçülecek değerler değildir. Hiç kimsenin, bu ülkenin çocuklarını devletten soğutmaya, kurumlara olan güvenini yok etmeye hakkı yoktur.
Bu çocuklar bu vatan için yeri geldiğinde canını seve seve verenlerdir. Ya da canını bu ülke için gözünü kırpmadan vereceklerin evlatlarıdır. Bu evlatların gelecekleri ile daha da önemlisi ümitleri ile oynamaya hakkımız var mı? Bu iş sadece ÖSYM başkanını görevden alma ile kapatılamaz. Bu sorumluluktan ÖSYM başkanını azlederek kurtulamaz. Bu azil sonrası anlıyoruz ki, 2018 den sonraki tüm sınavlar şaibelidir. Cumhurbaşkanı Devlet Denetleme Kurulunu harekete geçirdiğini açıkladı. Bu sınav yetmez, DDK 2018´den beri tüm sınavları denetlemeli ve toplumu aydınlatmalıdır. ÖSYM sadece başkandan oluşan bir kurum değildir. Burada sorumluluk sahibi kimler varsa soruşturulmalıdır. Bu yayınevleri kimindir. Bu kadar soruları nerden biliyorlar? Bunların ÖSYM ile bağlantısı nedir? Herhangi bir dini gurupla ilişkileri var mıdır? Bu nasıl bir deneme sınavıdır? Soru aynı. Cevap şıkları aynı, hatta ne garip ki soru numaraları dahi aynı? Böyle bir deneme sınavı gördünüz mü? Bu adeta deneme değil, aslına uygun sınav tatbikatıdır. Bu yayınevleri de çok ciddi anlamda araştırılmalıdır. Arkasında kimler var tespit edilmelidir. Aksi halde bu çürümüşlük devleti kemirmeye devam eder.'