Antakya/SES
Hatay Eğitim Bir Sen Şube Başkanı İsmail Bayrakdar, yazılı açıklamasında şunlara yer verdi: 'Son zamanlarda ekonomimize karşı yapılan operasyonların, emperyalizmin Türkiye´ye dönük olarak geliştirdiği ‘grand stratejinin´ daha önce terör örgütleri eliyle gerçekleştirdiği saldırıların, 15 Temmuz işgal girişimi gibi bir taktiksel devamı olduğunu biliyoruz. Özellikle 2008 finansal krizi ile birlikte büyük bir darboğaza girmiş olan kapitalist emperyalizm ve onun en tepesindeki elitlerin yönettiği ABD´nin, özellikle 1945´ten sonra geliştirdiği taktik stratejiler bir bir iflas etmektedir. Tam da bu sebepten dolayı, büyük bir ‘akıl tutulması´ yaşamaktadır. Dolayısıyla, Amerika, krizin ve şiddetin merkezidir. Ülkemizin de içinde bulunduğu otuz ülkeye karşı, neresinden bakarsanız bakın küresel çapta bir yıkımın kapısını aralayacak olan ‘ticaret savaşları´ stratejisi başka nasıl açıklanabilir. Bazı kesimlerin görmezden geldiği böyle bir gerçek ortadayken, özellikle evanjelikler ve neoconların ‘Rahip Brunson´u teslim etmezseniz...´ ile başlayan tehditlerinin, krizin merkezi Amerika´nın hezeyanları olduğunu da bilmemiz gerekiyor.'
'Mesele Rahip Brunson değil'
Bayrakdar, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Mesele Rahip Brunson değildir, batmakta olan bir stratejidir. Ülkemizdeki bazı kesimlerin, yaşadığımız süreci hala Brunson üzerinden okumaya çalışmaları ve hatta hukuku hiçe sayarcasına ‘ver Brunson´u, krizden kurtul´ kolaycılığı, 15 Temmuz´da büyük bir yenilgiye uğrattığımız emperyal güçlerin yeniden mevzi kazanmasından başka bir şeye hizmet etmeyecektir. Bu hakikati göremeyenlerin, geçen yüzyıl askeri ve siyasi darbelerle ülkemize yerleşen vesayetin dilinden kurtulamayanların, Amerikan hegemonyasının/emperyalizminin temel aygıtlarından biri olan ve ‘küresel rezerv para´ olarak deklare edilen doları tek hakikat olarak görmeleri de kaçınılmazdır. Onun içindir ki, vesayet döneminde oluşan ezberle konuşanların milletimizin hilafına kurdukları cümleler bizim için felaket tellallığı mesabesindedir. Bütün bunlardan hareketle, emperyalizmin yaşadığı krizin oluşturacağı muhtemel yıkıntılardan kurtulmanın ve son yıllarda bütün olumsuzluklara, bütün saldırılara rağmen adım adım hayata geçirdiğimiz güçlü ve büyük Türkiye idealinin tam anlamıyla tecellisinin sağlanmasının tek yolu, toplumsal dayanışmamızı koruyarak devlet ve millet birlikteliğini güçlendirmektir. Küresel baronların ve onların ekonomik tetikçileri olarak gördüğümüz bazı uluslararası kuruluşların manipülatif saldırılarına karşı hükûmetimizin oluşturduğu direniş hattına şimdiye kadar olduğu gibi bütün gücümüzle katkı verdiğimizi ilan ediyoruz.'