İskenderun/SES
MS hastalığının çeşitli bulgular verebileceğini ifade eden Dr. Üzel, “MS, ölümcül bir hastalık değil ve kişiden kişiye bulaşmaz. MS, hastaların çocuk sahibi olmalarını da engellemez. MS belirtileri, etkilenen alana göre farklı şekillerde ortaya çıkar. Görme kaybı, bulanık veya çift görme, yürüme ve denge bozukluğu, kol veya bacaklarda uyuşmalar, konuşma bozuklukları, baş dönmesi, kollarda ya da bacaklarda güç kaybı, cinsel sorunlar, hafıza ve düşünme sorunları, mesane ve bağırsak düzensizliği, idrar yapma güçlüğü, kas spazmları, yorgunluk ve bitkinlik gibi yakınmalar görülebilir. MS hastalığı genellikle alevlenme ve düzelmelerle seyreder. MS atağı geçiren hasta hayatı boyunca başka bir atak geçirmeyebileceği gibi, değişken sıklıkta atak yaşayabilmektedir. Hastalığın bazı tipleri ise ataklarla seyirli olmayıp, sürekli bir ağırlaşmaya doğru ilerleyebilir. Hastalık genellikle; gençlerde, kadınlarda, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek toplumlarda, kentlerde yaşayan eğitim düzeyi yüksek kişilerde görülmektedir. 20 ile 40 yaş aralığında sık görülen MS, kalıtsal olmayıp, genetik yatkınlık söz konusu olabilir” açıklamasını yaptı. Hastalığının, genç insanlarda daha fazla görülen, bağışıklık sistemi ile ilişkili merkezi sinir sistemi hastalığı olduğunu ifade eden Üzel, şu değerlendirmede bulundu: “MS, beyinde ve omurilikte, mesajları taşıyan sinir lifleri etrafındaki ‘myelin´ adı verilen koruyucu kılıfın tahribatı sonucu ortaya çıkar. Kılıfın hasarlanmasıyla, sinir sistemi içinde değişik alanlarda plak adı verilen sertleşmiş sklerotik dokular oluşmaktadır. Bu plaklar, sinir sistemindeki iletişim ağını bozmaktadır. MS Hastalığının kesin sebebi bilinmemektedir. Daha önce geçirilmiş bazı virütik enfeksiyonlar, çevre kaynaklı toksik maddeler, beslenme alışkanlıkları, coğrafi faktörler, genetik yatkınlık, vücudun savunma sistemindeki bozukluklar suçlansa da, hiç biri kesin neden olarak saptanamamıştır. Genç hasta grubunda özürlülük yaratması açısından MS, nörolojik hastalıklarda ilk sırada yer alır. Güneş ışığı ve dolayısıyla D vitamini düzeyi ile MS arasında son yıllarda güçlü bir ilişkiden bahsedilmektedir. D vitamini eksikliği olan hastalarda bu durum uygun tedaviyle düzenlenmelidir.'
Hastalığın erken teşhisi ve tedavisine başlanması halinde hasar bırakmasının engellediğini anlatan Üzel, “Ancak, MS hastalığın tam tedavisi bulunmamaktadır. Ataklar sırasında MS tedavisine gecikmeden başlanmalıdır. Sürekli MS atağı geçiren hastalara atakları yüzde 30-40 oranında önleyen koruyucu aşı uygulanır. İnterferon ve oral tedaviler de son yıllarda hastalığın seyrinde yaygın kullanıma girmiştir. MS, asla çaresiz bir hastalık değildir. MS, yaşamı değil yaşam kalitesini tehdit eden, akılcı ve işbirliği içerisinde yönetilmesi gereken önemli bir nörolojik hastalıktır.'
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55