Sadet Berkyürek/İskenderun
CHP MYK Üyesi Av. Suzan Şahin, müftülerin nikah kıymasına olanak sağlayan Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 37 maddelik tasarının AKP hükümetinin medeni kanunla kazınılmış hakların geriye götürülmesine yönelik çıkışlarından birini daha oluşturduğunu belirtti. Nüfus ve vatandaşlık tasarısı ile çocukları erken yaşta gelin yapmak, zorla evlendirmenin yolunu da açacağı endişesini yazılı yaptığı açıklamayla paylaşan Şahin, “Neden müftüler? Sorgulamalı sorgulatmalıyız. Bu tasarı resmi nikahı zamanla tamamen tedavülden kaldırmak ve akraba evliliklerine, çocukların erken yaşta evlendirilmesine, evlilik dışı doğumlara ve çok evliliğe yol açacaktır” dedi.
Medeni haklar tüm dünya ülkelerinden önce kazanılmıştı
“Bugün yine yeniden kadınlar için adalet istiyoruz” diyen Şahin, kadınlar olarak özgür ve eşit birey olarak yaşamak istediklerini, beden üzerinden ötekileştirmeyi ve siyaset yapılmasını red ederek kınadığını vurguladı. Medeni yasalarla tüm dünya ülkelerinden önce getirilen eşit, özgür birey olma yolundaki kazanımları korumaya kararlı olduklarını da sözlerine ekleyen Şahin, açıklamasını şöyle sürdürdü: “AKP hükümeti döneminde kadınların payına ötekileştirme, ölüm, tutuklama ve hak gaspı düştü. Kadına yönelik izlenen tüm bu politikalar ülkenin cumhurbaşkanı, iktidar ve çevresindekilerin ‘Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum´ söylemlerinin somut bir yansımasını bir çok platformda karşımıza çıkmaktadır.”
“Geriye gidiş hedefleniyor”
Çocuk istismarını aklayan ve çocukların tecavüz zanlısı ile evlendirilmesinin önünü açan yasa tasarısına karşı sokaklara çıkan kadınların tasarının geri çekilmesini sağladığını, bugün nafaka konusunda da bir düzenleme hazırlığı yürütüldüğüne dikkat çeken Şahin, bütün bu örneklerin iktidarın kadın politikasını özetlediğini ifade etti. Uygulamalarla özgürlük ve eşitlik mücadelesi veren kadınların kazanılmış haklarının geriye götürülmesinin hedeflendiğini kaydeden Şahin, şu değerlendirmeyi yaptı: “Laik, özgürlükçü, modern ve çağdaş toplumların en belirleyeci maddesi kadın erkek eşitliğinden ortaya çıkmaktadır. Var olduğumuz sürece hiçbir zaman Laiklikten taviz vermeyeceğiz. Laik, demokratik Cumhuriyet yönetim sisteminin ne zaman dışına çıksak etkisi bumeranğ gibi milletimizin suratına tokat gibi çarpmaktadır. Toplumumuzda insanlarımızın dili, dini, rengi veya mezhebine göre mukayese yapılmasını engellemek için çalışmalar yapmalıyız. Dini inançlarımız üzerinden siyaset yapmanın zararlarını en güzel şekilde bireylerimize yansıtarak, demokrasiyi benimsemiş toplumların tüm kesimleri ile birlikte bir arada olmaya çalışmalıyız.”
“Özgür ve eşit sirey olarak yaşamak istiyoruz”
Av. Şahin, tasarıya neden karşı çıktıklarını şöyle aktardı: “Özgür ve eşit birey olarak yaşamak istiyoruz. Bedenlerimiz üzerinden ötekileştirmeyi ve siyaset yapılmasını red ediyoruz kınıyoruz. Şiddetin her türlüsünü kişilik haklarımıza saldırıyı red ediyoruz kınıyoruz. Medeni yasalarla büyük önder Mustafa Kemal Atatürk´ün kadınlarımıza tüm dünya ülkelerinden önce getirdiği eşit özgür birey olma yolundaki kazanımlarımızı korumaya kararlıyız kirli zihniyetlerin ve ellerin dolaylı yollarla yok etmelerine kaldırmalarına müsaade etmeyeceğiz. Müftülüklere nikah yetkisi verilmesini red ediyoruz; bu çocuk gelinlerin, yasak evliliklerin önünü açmak, evlilik dışı doğan çocukların tecavüzün üstünü örtmek ve her şekilde medeni kanunla gelen resmi nikahı bir nevi din adamlarıyla dinileştirmek müftüde nikah kıydıranlar kıydırmayanlar diye ötekileştirmek içindir. “