Tarih: 30.01.2019 14:29

“Öğrenmenin en sağlıklı yöntemi okumaktır”

Facebook Twitter Linked-in



Sadet Berkyürek/İskenderun
 Torun, hızlı okuma ve anlama tekniğinin uygulanmasında da ekrana alışkın gençlerde akıllı telefon alışkanlığının avantaja dönüştürülebileceğini kaydetti.
Ayna İskenderun Kültür Sanat ile Evimiz İskenderun Süpürge derneklerinin ortak etkinliği Çarşamba Sohbetleri´nde ‘hızlı okuma/anlama´ sistemini anlatan ve bu alanda yayımlanan kitabını tanıtan eğitimci-yazar Mehmet Erdal Torun, İskenderun´da hızlı okuma, etkin anlama çalışmalarını yayımladıkları kitapla başlattıklarını, uygulamaya yönelik okullarla görüşmeleri sürdürdüklerini söyledi. İskenderun ve Hatay´ın geçmiş yıllarda sınav sonuçlarındaki yerinin, eğitimdeki başarı sıralamışındaki yerinin ilk 3´te olduğunu hatırlatan Torun, ancak Türkiye´nin de dünya ortalamasındaki yerini kaybettiğini, okuduğunu anlama oranlarında, sayısal ve sözel zekada Türkiye´nin dünyanın gerisine düştüğünü ifade etti. Torun, kendi gençlik dönemleriyle bugünkü gençliği okuma alışkanlığıyla karşılaştırarak, “Biz okurduk. Okumak bizim için normal bir şeydi, bir yanımızdı. Çocuklar bugün okumuyor; kafelerdeler, nargile ellerinde oturuyorlar” şeklinde eleştirdi.
Akıllı telefonların çok erken yaşta kullanma eğiliminin okuma alışkanlığının yaygınlaşması yönünde avantaja dönüştürülebileceğini kaydeden Torun, hızlı okuma ve anlama eğitiminin ekran üzerinden verilmesinden dolayı gözü ekrana alışkın gençlerin bu tekniğe daha yatkın olacağını, kitapların da elektronik versiyonlarının akıllı telefon ve tabletler üzerinden okunabileceğini, ancak bireyin kitapla oyun arasındaki seçimin belirleyici olduğuna dikkat çekti. Torun, “İnsan beyni, en gelişmiş bilgisayardan daha iyi bir kurguya sahip. Ancak beynimizi kullanmayı öğrendiğimizde belli bir hacmi zorluyor” dedi.
Okumada anlama oranının geliştirilen teknikle arttırılabildiğini, Mersin Fen Lisesi´nde yaptığı çalışmanın ardından bir öğrencinin paragraf sorusunu 20 saniyede cevaplayabildiğini, bunu ciddi bir başarı olarak tanımlayan Torun, 12 saatlik bir çalışma sonucunda buna ulaştıklarını kaydeden Torun, “Bu sistemi neden kullanmıyoruz, eğitimin içine neden katmıyoruz?” diye sordu. Okul yöneticilerinin bakışına bağlı olarak bazı okullarda bu sistemin uygulanmasına yönelik ret cevabı aldıklarını aktaran torun, sistemi uyguladığı okullarda öğrencilerin istenilen seviyeye ulaştığını, daha kısa sürede soruları cevaplama kabiliyetine ulaştıklarını hatırlattı.
Hızlı okuma ve anlamaya yönelik çalışmanın uygulanmasında üst yaş sınırının da olmadığını, ilkokul 3.sınıftan başladıklarını sözlerine ekleyen Torun, “İlkokul 3´ten başlıyor ve üst yaş sınırı yok. Biz ders vermeye başlasak aslında bir çoğunuz aslında böyle bir kabiliyete sahip ve ortaya çıkmadığını görecektir. Kişi, “bu yetenek bende varmış” diyor” diye konuştu.
Hızlı okuma ve anlama sisteminin 2. Dünya Savaşı koşullarında savunma tekniklerine yönelik ihtiyaçtan İngiltere´de sistemleştirildiğini hatırlatan Torun, kendisinin de bu sistemi askerde eğitim doktrin komutanlığında öğrendiğini, kendisinin de programını elektronik ortamda geliştirdiği istemin Uygulamasına ilişkin örnekler de veren Torun, “Hızlı okumanın özü şu, göz ve beyin koordinasyonunu geliştirmek. Bu eğitimden geçmiş kişi dakikada 300-400 sözcük arasında okuyabiliyor. Dakikada 80 sözcüğü okuyup yüzde 20-30 sözcük anlayabilen biri dakikada 300 sözcüğe ulaşıp bunun yüzde 80´inin anlayabiliyorsa bu büyük bir başarıdır.
Bu sistemi Türkiye´de Mustafa Ruşen´in başlattığını, bugün teknolojinin artılarıyla sistemin giderek yaygınlaştığını, ancak Milli Eğitim Bakanlığı´nın bunu desteklemediğini, bunun arkasında olan niyetin ise ‘aydınlanmaya karşı´ bir tavrın da olduğunu söyleyen Torun, “Devlet okullarına yansıtmıyorlar. Avrupa´da da herkesin aydınlanması istenmiyor. Avrupa´da da ‘Onlar aydınlanmadan biz yönetelim´ derdindeler” şeklinde konuştu.
Söyleşinin ardından M. Erdal Torun, Kitap Otağı Yayınevi´nden çıkan “Hızlı Okuma & Etkin Anlama Beyin Bedava” kitabını okurları için imzaladı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —