Sendikaları ve eğitim alanındaki sendika ve meslek örgütlerinin yaptığı eleştiri ve itirazlarına rağmen Öğretmenlik Meslek Kanununun (ÖMK), 3 Şubat 2022 tarihinde TBMM´de kabul edildiğini anımsatan Eğitim Sen İskenderun Şube Başkanı
İskenderun/SES
Bütün meslek kanunları, kamu özel ayrımı yapmaksızın ilgili mesleğe ilişkin ayrıntılı düzenlemeler içerirken, Öğretmenlik Meslek Kanununun sadece kamuda çalışan öğretmenlere yönelik olarak ve dar bir çerçevede düzenlendiğini ifade eden Eğitim Sen İskenderun Şube Başkanı Ünsal, özel sektörde çalışan öğretmenlere yazılı sınava katılma hakkı tanınmasının bu eksikliği gidermediğini, kanun ve yönetmeliğin içerik olarak son derece sığ ve yetersiz olduğunu savundu. Ünsal, yazılı yaptığı açıklamasında şu değerlendirmede bulundu: 'Eğitim emekçilerinin temel haklarını, ekonomik talepler ve iş güvencesi başta olmak üzere sosyal, demokratik, mesleki ve özlük haklarını güvenceye almayan bir düzenleme ile karşı karşıyayız. Eğitim emekçilerini kariyer basamakları üzerinden ayrıştırarak bölen ve ‘eşit işe eşit ücret´ ilkesine aykırı bir içerikte hazırlanan ÖMK ve yönetmelik düzenlemesinin eğitim emekçilerinin yaşadığı sorunları çözmek bir yana daha da karmaşık hale getirdiği açıktır. Eğitim sisteminin en önemli unsurlarından birisi olan öğretmenlik mesleği gibi önemli bir konu, birkaç kanun maddesi ve onun paralelinde hazırlanan yönetmelik üzerinden kariyer basamakları ve sembolik maaş artışına indirgenerek ele alınmıştır. Aynı işi yapan öğretmenler arasında halen var olan kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmen ayrımlarına ‘uzman öğretmen´ ve ‘başöğretmen´ gibi yeni statülerin eklenmesi doğru değildir. Öğretmenlerin kariyer basamaklarına göre ücret ve sosyal haklar bakımından farklılaştırılması, Anayasa´nın 55´inci maddesinde belirtilen ücrette adaletin sağlanması ilkesine aykırıdır. Gerçek bir meslek kanunu biçim ve içerik açısından eğitim emekçilerinin temel haklarını, ekonomik talepler ve iş güvencesi başta olmak üzere sosyal, demokratik, mesleki ve özlük haklarını güvenceye almak durumundadır. Kanunda da, yönetmelikte de haklarımızı güvenceye alacak bir düzenleme yer almamıştır. Adaylık sınavının kaldırılması ve sınavın işlevinin MEB bünyesinde kurulacak bir değerlendirme komisyonuna devredilmesi, öğretmenlerin adaylığının kaldırılmasında şaibeli ve adaletsiz uygulamaları kaçınılmaz olarak gündeme getirecek, öğretmen atamalarında olduğu gibi, bu konuda da ayrımcı ve haksız uygulamaların önünü açacaktır. Öğretmenlerin kariyer basamağına başvurusunu kademe ilerleme cezası almamış olmaya bağlayan, siyasal iktidara her koşulda biat eden, eleştirmeyen, sorgulamayan, adaylık sürecinden itibaren iktidara yakın sendikalara üye olmaya yönlendirilen bir düzenlemenin eğitim sistemini ileriye taşıması mümkün değildir. Gerçek bir meslek kanunu olmaktan çok uzak olan ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu´ düzenlemesini Anayasa Mahkemesi ‘esastan görüşmek´ üzere gündemine almış durumdadır. Benzer bir şekilde ‘Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği´nin de ilgili yasalara ve Anayasa´ya aykırı düzenlemeler içermesine rağmen Milli Eğitim Bakanlığı´nın sınav takvimini ve işleyişin nasıl olacağını anlaşılmaz bir aceleyle açıklamış olması dikkat çekicidir. Yapılması gereken ÖMK´da yer alan ekonomik iyileştirmelerin bütün eğitim ve bilim emekçilerine ayrımsız ve eşit bir şekilde sağlanması, öğretmenleri ayrıştıran ve ‘eşit işe eşit ücret´ ilkesiyle çelişen her türlü uygulamaya derhal son verilmesidir. Öğretmenlik Meslek Kanunu ve yönetmeliğine karşı hukuksal ve örgütsel mücadelemiz sürecek.'
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55