'OHAL´le kadın hakları geriledi'

İskenderun Kadın Platformu, OHAL´in ilan edilmesiyle ülkede kadın haklarının gerilediğini savundu.

29.09.2017 10:18:36 0

Platform sözcüsü Fatma Çınar, 'OHAL koşulları toplumsal alanda kadınların günlük yaşamının her anına müdahale eden, kadınların yıllarca verdikleri mücadele ile kazandıkları hakları ellerinden alan, kadınları sosyal, siyasal, kültürel, haklar ve şiddetle mücadele bakımından gerileten bir boyuta ulaşmıştır' dedi.

Eğitim Sen İskenderun Şubesinde düzenlenen basın toplantısında konuşan İskenderun Kadın Platformu sözcüsü Çınar, şöyle konuştu: 'OHAL uygulamalarının artarak devam ettiği coğrafyamız; Demokratik siyaset alanını ortadan kaldırıp, bileşenlerini cezaevlerine doldurarak, özgür ve bilimsel düşünceyi ihraç ve sürgünlerle yıldırmaya çalışarak, halkı gerçeklerle buluşturan gazetecilerini tutuklayarak, demokratik muhalefeti cezaevlerine atarak, kadınları şiddetle, tecritle ıslah edeceğini düşünen bir iktidarın cenderesi altındadır. İktidarın kadınlara karşı savaşı, militarist, cinsiyetçi ve faşist bir anlayışla ülkenin tümünde yürüttüğü savaştan bağımsız değil. Çoğu köhnemiş erkek egemen ideolojinin yansıması olan tarih kitaplarının satırlarından alınarak yeniden önümüze sürülen kuralları, yaşam dayatmalarını, savaşları reddediyoruz. Sokak ortasında cansız bir beden, ev içlerinde yaşayan ölü, fabrikalarda alın teri teraziye bile konmayan emek değiliz.'
15 Temmuz´da yapılan darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL´in bilançosunun kadınlara ağır olduğunu ifade eden Çınar, 'Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından hem ´aileyi korumak´ hem ´kadına şiddeti önlemek´ için kurtulan Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri´ne başvuran kadınlar, koşulların kötülüğünden dolayı sığınağa tahammül edemedi, şiddete maruz kalan kadınlar, kurumları tarafından görmezden gelindi ve ´darbe oldu, polisin işi gücü var´ denilerek ´OHAL dönemi uygulamaları´ ile gerekçelendirildi. Maruz kaldığı cinsel şiddetin hemen ertesinde şikayetçi olmak için karakola giden kadına ´bakire değilsen tecavüz sayılmaz´ denilmesi, olayın ne boyutlarda olduğunu gözler önüne serdi. Kadınlar her geçen gün daha vahşi bir şekilde katlediliyor. Kadınların ´hayır´ demesine, erkek egemenliğine itaat etmeyip hayatlarına sahip çıkmasına tahammülleri yok. Kadınlar evde, sokakta, parkta, metroda, dolmuşta erkekler tarafından taciz ediliyor, şiddete uğruyor. İyi hal, haksız tahrik indirimleriyle kadın katillerine, taciz ve tecavüzcüleri cezasız bırakıyor veya ödül gibi cezalar veriyor. Kadınlar güvenceli istihdam alanlarından dışlanıyor, kadın emeği yarı zamanlı, güvencesiz işlere doğru zorlanıyor. KHK´larla bir gecede işsiz, geleceksiz bırakılıyor. Akademiden önce kadınlar atılıyor. Kadın işsizliği ve yoksulluğu her gün artıyor. Ücretli ücretsiz ev içi emek yok sayılıyor. Üç kuruşluk ‘özendirici´ ücretlerle yaşlı ve çocuk bakımı kadınların üzerine yıkılıyor. Böylelikle kadınlar eve, erkeğe ve devlete bağımlı hale getiriliyor. Çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan mevsimlik tarım işçileri, göçmen işçiler insanlık dışı koşullarda çalışmaya, yaşamaya, ölüme mahkûm ediliyor' dedi.

Müftülüklere nikah yetkisi planına eleştiri
Kadınların ve LGBTİ´lerin her yanı şiddetle kuşatılmamış hayatlar sürebilmesi, gittikçe artan aileyi bir arada tutma baskısının hayatlarımıza mal olmaması, kadın-erkek eşitsizliğinin kanıksanmaması için mücadele ettiklerini anlatan Çınar, açıklamasını şöyle sürdürdü: 'Bu yasalar böyle geçmez diyoruz. Müftülük Yasası olarak bilinen Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı bu haliyle geçemez. Çünkü, tasarının yasalaşması durumunda evlendirme işlemi için müftülüklerin yetkilendirilmesiyle çoğu kadın evlenmek için olsun, ailede sorun yaşayınca olsun kadın-erkek eşitsizliğini doğal sayan, erkeklerin çıkarına olacak şekilde dini referansları temel alan, kadınların boşanmaması gerektiğini savunan bir kuruma başvuruyor olacak. Diyanet İşleri Başkanlığı sosyal politika alanından ve medeni haklarımızla ilgili konulardan çekilmeli, evlendirme işlemi ve psikolojik danışmanlık için yetkili kılınmamalıdır. Nüfus Hizmetleri Kanunu´nda yapılmak istenen değişiklikte ´sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla yapılır´ şeklinde bir ibare bulunuyor. Aslında bu ibare şu anda yürürlükte olan kanunda da mevcut ve çocukların nüfusa kaydedilebilmesi önemli; ama sözlü beyan cinsel istismarın üzerini örtmenin bir yöntemi haline gelebiliyor. Çocuk yaşta evlendirmenin suç olarak düzenlenmesi ve sözlü beyanın çocukların cinsel istismarının üzerini örtmeye yönelik olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin anlaşılması bakımından araştırılması şart. Anayasadan başlayarak pek çok kanunda yer alan sınırları belirsiz ´genel ahlak´ kriteri hâlihazırda kadın ve LGBTİ´lerin hayatlarının her alanında insan haklarına aykırı yaptırımlarla karşılaşmalarına neden oluyor. Zaten evlilik yoluyla vatandaş olmak için ´evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama´ ve ´kamu düzeni bakımından engel teşkil etmeme´ şartları hâli hazırda kadınların aleyhine uygulanırken bir de ´genel ahlak´ gibi iyice muğlak bir şartın eklenmesi kabul edilemez. ‘Soyadında kolaylık´ bile yine eşitsiz: Neden kadınlar evlenirken kendi soyadlarını muhafaza etmek için niye mahkemeye gitmeli? Bu da diğerleri gibi kadınların lehine olacak şekilde kolaylaştırılmalı. Hak örgütlerine danışılmadan hazırlanan Mağdur Hakları Yasa Tasarısı, içinde bulunduğumuz OHAL yönetiminde tüm hak mekanizmalarının işleyişi neredeyse tamamen durmuş ve yasalardaki muğlaklıklar uygulamada genellikle bize zarar olarak dönerken biz kadınlar aleyhine olacaktır, çünkü; Şiddetin kadın-erkek eşitsizliğinin bir sonucu olduğunu görmezden gelen bir Mağdur Hakları Yasası, şiddet karşısında kadınları güçlendiremez, şiddetin önünü alamaz. İçinde bulunduğumuz koşullarda kadınlara özel, güçlendirici ve koruyucu yasal düzenlemeler yapılmadan, bitmek bilmeyen kadın cinayetleri ve şiddet engellenemez. Bu da biz kadınlara, şiddet alanında ve kadınların hakları için yıllardır çalışan kadın örgütlerine sormadan gerektiği biçimde yapılamaz.'


Anahtar Kelimeler: OHAL kadın hakları geriledi

İskenderun'da filtre operasyonu

Dr. Kanatlı'dan ürküten tablo

Aile hekimleri iş bıraktı

Meclis'te 'fotoğraf tartışması'

Rezerv alan kararına 'dava'

Binalara 8 kat sınırı

CHP’den Lütfü Savaş'a 'kesin ihraç' istemi

AFAD'da dönüşüm değerlendirme toplantısı

Belediye meclisinde kayyum eleştirisi

65 yaş üstüne çay-kahve ücretsiz

Feyezan Kanalının duvarı yükseliyor

Usta öğretici belgeli tek kadın klimacı

İskenderun DEM Parti'den kayyum eleştirisi

AKP'de tek listeli seçim

AKP: Uygulamalar devam edecek

  • BIST 100

    9411,13%0,46
  • DOLAR

    34,56% 0,25
  • EURO

    36,04% -0,51
  • GRAM ALTIN

    3000,45% 1,31
  • Ç. ALTIN

    5010,37% 1,12