Akın Bodur/İskenderun
Özel okullar 17 Ağustos´ta okulların başlayacağını duyururken, devlet okullarının başlama tarihi ise 31 Ağustos alarak duyurulmuştu.
Sendikadan bakanlığa korona raporu
Eğitim Bir Sen Hatay 1 Nolu Şube Başkanı İsmail Bayrakdar, Millî Eğitim Bakanlığının, daha önce okulların 31 Ağustos´ta açılacağını ilan etttiğini, daha sonra da eğitim sendikaları ve ilgili sivil toplum kuruluşlarından görüş ve önerilerini istediğini belirtti. Eğitim-Bir-Sen´in hazırladığı, 'Kovid-19 Salgınının Gölgesinde Eğitim: Riskler ve Öneriler” başlıklı raporu MEM´e ilettiklerini anlatan Bayrakdar, şunları belirtti: 'Raporda okulların açılması konusundaki tartışmalara katkıda bulunmayı ve hangi şartlarda açılması gerektiği, okullar açılırken ve okullar açıldıktan sonra hangi hususlara dikkat edilmesi gerektiği, okulların açılmadığı bir senaryoda uzaktan/online eğitimlerin nasıl yürütülmesi gerektiği konusunda öneriler yer almaktadır. Salgın döneminde okul kapatmaları, sosyal izolasyon, karantina, sokağa çıkma kısıtlamaları gibi uygulamaların hem eğitim sistemi hem de okul toplumu üzerindeki olumsuz etkilerini politika yapıcıların ve karar alıcıların okulları açma sürecinde tahmin etmesi ve buna hazırlıklı olması gerektiği vurgulanan raporda yer verilen önerilerden bazıları şöyle:
-Okulların açılması için karar verme parametrelerini içeren bir ulusal rehber hazırlanmalıdır. Bu ulusal rehber ulus altı düzeylerdeki karar verme süreçlerini açık olarak tanımlamalıdır. Hijyen ve okul güvenliği rehberine ilaveten, okulların açık kalma/kapatma protokolleri, okulların ilçe ve il millî eğitim müdürlüklerinin, Bakanlığın sorumlulukları ve görevleri açık bir şekilde tanımlanmalıdır.
-Hastalık kontrol altına alındığında okulları açmak temel hedef olmalıdır. Okulları açarken merkeziyetçi bir yaklaşım yerine, vakaların olmadığı yerlerde, belirli kademe ve sınıf düzeylerinde kısmi olarak da okulların açılabileceği dikkate alınmalıdır.
-Öğrencileri, ebeveynleri ve öğretmenleri okulların açılışına hazır hâle getirmek için etkili bir iletişim stratejisi geliştirilmelidir. Hastalık durumu ve yayılımı, okul terki, öğrencilerin öğrenme kayıplarının düzeyi, telafi eğitimi ve gösterdikleri ilerlemeler konusunda düzenli olarak veriler toplanmalı, başta öğrenciler ve ebeveynleri olmak üzere bu konularda kamuoyuna bilgi verilmelidir.
-Okulların birincil hedefi, hastalıktan korunma olmalıdır. Fiziksel mesafe, maske ve hijyen konusunda basit ve kolay anlaşılır bilgiler okulun dört bir yanında paylaşılmalıdır. El yıkama, solunum kuralları, koruyucu ekipman kullanımı, faaliyetler için temizlik prosedürleri ve güvenli gıda hazırlama uygulamaları dâhil olmak üzere hijyen önlemleri hakkında ayrıntılı protokoller geliştirilmeli ve bunların okullarda etkin bir şekilde uygulanması sağlanmalıdır.
-Okullara temizlik ve hijyen malzemeleri sağlanmalı, bunlar okul girişi ve uygun yerlere konulmalıdır.
-Temizlik personeli sayısı artırılmalıdır. Temizlik ve hijyen malzemeleri konusunda sıkıntı yaşanmaması için Bakanlık okullara gerekli desteği sunmalıdır.
-Kısıtlamalar, çocuklarda ciddi stres, kaygı ve korku oluşturmuştur. Müfredatı normal bir şekilde takip etmek yerine çocukların sağlık ve refahlarını dikkate alarak ilk dersten itibaren çocukların sağlık ve refahlarını sağlayacak ve normalleştirecek etkinlikler ile müfredat zenginleştirilmelidir.
-En önemli husus, finansman meselesidir. Çünkü okulların hijyen kalitesinin artırılması, temizlik ve güvenliğinin sağlanması, sınıf mevcudunu azaltma, yeni sınıfların açılması, ihtiyacı olan öğrencilere destek verilmesi gibi konuların hepsi nihayetinde okullara ayrılan kaynak ile ilişkilidir. Bundan dolayı, okullara temizlik malzemesi ve temizlik personeli ihtiyacı, teknolojik altyapı konusunda okulları desteklemek gibi konularda okullara ek bütçeler sağlanmalıdır
-Öğrencilerin öğrenme düzeyleri belli periyotlarda mutlaka değerlendirilmelidir. Bu, merkezi test/sınavlar ya da öğretmenlerin kendi geliştirdikleri ölçme araçları ile olabilir. Öğrencilere not vermekten ziyade motivasyonlarını sağlamak ve öğrenme düzeylerini kontrol etmektir. Öğrencilere yönelik ölçme ve değerlendirme çalışmalarına yönelik olarak mutlaka dönüşler yapılmalıdır.
-Öğrenme kaybını azaltmak ve okul kapanmaları sonrasındaki eşitsizliklerin büyümesini engellemek için mutlaka bir telafi eğitimi programı düzenlenmelidir.
-Okullar açıldıktan sonra ilk olarak öğrencilerin bilgi ve beceri düzeyi ölçülmelidir. Öğrencilerin bilgi ve beceri düzeyini ölçmek için bakanlık sınıf ve ders düzeyinde hazırlayacağı test ve ölçeklerle öğretmenlere destek sunabilir. Öğrencilerin öğrenme kaybı düzeyi tespit edildikten sonra, öğrencilere uygun bir müfredat sunulmalı ve eksiklikleri telafi edilmelidir. Özellikle 8 ve 12. sınıf öğrencileri için telafi eğitimlerine özen gösterilmelidir.
-Okullar açıldığında mevcut müfredat takip edilmemelidir. Öğrencilerin neyi bilip bilmediği, hangi konularda eksik oldukları tespit edilmelidir. Öğrencilerin bir kısmının önemli bir öğrenme kaybı içinde olacağı, aylardır ders, kitap vb. ile ilişkisi olmadığı hesaba katılmalıdır. Öğrencilere yapılacak yeterlilik testleri ile öğretilecek konular belirlenmelidir.
-Ölçme ve değerlendirme çalışmalarının temel amacı, öğrencilere karne notu vermekten ziyade eksiklikleri tespit ve tamamlamak, öğrencilerin motivasyonlarını sağlamak gibi amaçlar için kullanılmalıdır.
'Okulların ertelenmesi kararı doğru'
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel ise vaka sayılarıyla okulların açılmasının biraz zor olduğunu ve okulların ertelenmesi kararı doğru olduğunu ifade etti. Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan habere göre, Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi (GATA) Yoğun Bakım ve İç Hastalıkları Uzmanı ve Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel, artan vaka sayılarının Kurban Bayramı´nın yansımaları olduğunu söyledi. Yamanel, 'Beklediğimiz artışlar. Ama çok ciddi, sağlık sistemimizi zora sokacak kadar büyük artışlar olmadı. Ağustos ayında sayılarda çok ciddi azalmalar bekliyorduk. İkinci dalgayı da eylül-ekim gibi bekliyorduk ama daha henüz birinci dalganın üzerine küçük pikler görmeye başladık. Eylül´de daha dikkat etmemiz lazım. Eylül ayında hem kapalı ortamların yoğunlaşması hem okulların açılmasıyla vaka sayılarının artabileceğini düşünüyoruz. O nedenle vatandaşımızın çok daha dikkatli olması gerekiyor' dedi. Yamanel, Bilim Kurulu önerisiyle okulların açılmasının bir ay ertelenmesine ilişkin olarak da, 'Okullar bir aylık bir gecikmeyle açılacak. Bu gecikmenin ardından da belli sınıfların açılması gündemde. Böyle olunca da seyreltilmiş bir model oluyor ve online eğitimde diğer sınıflar için devam edecek. Okullarda daha güvenli bir ortam olacak. Bu vaka sayılarıyla okulların açılması biraz zordu. Alınan karar bence çok doğru. Tabi ki bir ay sonra da yine vaka sayılarının değerlendirilmesi söz konusu olacak, buna göre karar alınacaktır. Kararlar anlık olarak değişebiliyor. Çünkü çok dinamik bir süreç' değerlendirmesini yaptı.
Hamilelere salgına karşı önlem uyarısı
İskenderun´da özel sağlık hizmeti veren Gelişim Hastanesinin Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Murat Alpay, hamilelere koronavirüs salgını sürecinde önerilerde bulundu. Dr. Alpay, “Ateş, öksürük, boğaz ağrısı, myalji, yorgunluk gibi hafif semptomlardan pnömoni, akut respiratuar distress sendromu, böbrek yetmezliği, çoklu organ yetmezliği gibi ileri yoğun bakım ihtiyacı doğuran ağır semptomlar şeklinde klinik belirti verebilir. Gebe olanlarda, olmayanlara göre daha az oranda ateş, öksürük ve nefes darlığı semptomları oluşmaktadır. Covid pozitif olan doğuma gelen gebelerin yaklaşık yüzde 87,9´si asemptomatik iken, yüzde 12.1´inde semptomatik olabilmektedir. Gebelikte maternal bağışıklık sisteminin bir miktar baskılı olması, solunum mukozasında ödem, diyafram elevasyonu, oksijen tüketimi fazla olması nedenli gebeler solunum yolu enfeksiyonlarına daha yatkındır, fakat elimizdeki güncel verilere bakıldığında gebelerde Covid-19 enfeksiyonu normal popülasyonla karşılaştırıldığında klinik seyir açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır. Semptomatik vakalardaki gebelerin semptomlarının şiddeti gebe olmayanlarla benzerdir. Gebelerin yüzde 86´sı hafif, yüzde 9,3´ü ağır, yüzde 4,7´i kritik olarak hastalığı geçirmiştir” değerlendirmesini yaptı. İskenderun´da özel sağlık hizmeti veren Palmiye Hastanesinin Başhekim Dr. Ömer Suha Caymaz ise medikal ozon tedavisinin, vücuttaki hücreleri yenilediğini ve virüs salgınlarına karşı direnci arttırdığını belirtti. Ozon tedavisinin kişinin yaşam kalitesini yükselttiğini ifade eden Dr. Caymaz, “Kan yolu ile ve yüksek basınçta oksijen vererek uygulanan ozon tedavisi sonrasında bağışıklık sistemi güçlenen bireyler, hastalıklara karşı daha dirençli hale gelmektedir. Yenilikçi bir tedavi yöntemi olan ozon tedavisi ile kişinin bağışıklık sistemini güçlendiriyor, hastalığa yakalanma riskini azaltıyor. Ozon tedavisi; antiaging yaşlanma sürecinin uzamasında, detoks ve estetik uygulamalarında, enfeksiyon hastalıklarından korunmada, estetik uygulamalarında, uyku düzensizliğinde, depresyon tedavisinde, fibromiyalji ve tüm ağrılı hastalıklarda, alerjilerde, dolaşım bozukluklarında, kanser tedavilerinde; hem yan etkiler için, hem tedaviye destek amacıyla, nörolojik hastalıklarda, şeker hastalığında ve diyabetik ayaklarda, romatizmal kas ve eklem hastalıklarında, kadın hastalıklarında, göz hastalıklarında, cilt hastalıklarında, karaciğer, bağırsak, böbrek hastalıklarında, kalp hastalıklarında, tüm kronik hastalıklarda, ozon tedavisinden yararlanmak mümkün' açıklamasını yaptı.
Sanayi cetveli süresine ´korona uzatması´
Sanayi ve Teknoloji Hatay İl Müdürlüğü de işletme cetveli verme zorunluluğunun koronavirüs salgını nedeniyle bu ay sonuna kadar uzatıldığını duyurdu. Hatay Valiliği aracılığıyla yapılan açıklamada şunlara yer verildi: '6948 sayılı Sanayi Sicil Kanunu´na göre, Sanayi Sicil Belgesi alan kuruluşların, her yıl Nisan ayı sonuna kadar Yıllık İşletme Cetveli verme zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak Ağustos ayı sonuna kadar Sanayi Sicil Bilgi Sistemi (SSBS) üzerinden Covid-19 salgınını mücbir sebep göstererek 2019 yılı Yıllık İşletme Cetvelini vermeyeceklerini bildiren sanayi işletmelerinin Yıllık İşletme Cetveli verilme süreleri 2020 yılı Ağustos ayı sonuna kadar uzatılacaktır. Bu nedenle, Covid-19 salgınını mücbir sebep gösteren veya gösterecek sanayi işletmeleri 2019 yılı faaliyetlerinin yer aldığı 2019 yılı Yıllık İşletme Cetvelini Ağustos ayı sonuna kadar vermek zorundadırlar. Bakanlığımız web sayfası www.sanayisicil.sanayi.gov.tr adresinde bulunan “Sanayi Sicil Bilgi Sistemi” menüsünü kullanarak, Yıllık İşletme Cetveli bilgilerinin belirtilen süre içinde sisteme girilmesi gerekmektedir. Bakanlığımızın, www.sanayisicil.sanayi.gov.tr internet adresinden elektronik ortamda işlem yapmayan sanayi kuruluşlarına, kanun gereği idari para cezası verilecektir.'
Grip aşısı önerisi
Sonbaharda grip faktörünün ortaya çıkacak etkenler arasında olduğunu ifade eden Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel, 'Covid-19 ile grip belirtileri birbirine çok benziyor ve karışabilir. Bu nedenle mutlaka grip aşısı olmak gerekiyor. Grip aşısını bütün vatandaşlarımıza kesinlikle öneriyoruz' diye konuştu.
PCR test ücreti 250 lira
Öte yandan yurt dışı çıkışlarında istenilen PCR testi ücreti 110 liradan 250 liraya yükseltildi. Haber Global´in haberine göre; Sağlık Bakanlığı´ndan edinilen bilgiye göre, yurt dışına çıkışlarda PCR testi istenen ve bu testi yaptırmak üzere sağlık tesislerine başvuranların işlemlerinin nasıl yapılacağı belirlendi. Yurt dışına çıkmak için gideceği ülke tarafından PCR testi istenmesi nedeniyle test yaptırmak isteyenler, uçak bileti veya varsa görev kağıdını dilekçesine ekleyerek yetkili laboratuvarlara başvurabilecek.Yetkili laboratuvar listesine ise şu adresten ulaşılabilecek: https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/haberler/yetkilendirilmis-covi-d-19-tani-laboratuvarlari.html