Tarih: 14.10.2024 14:40

Okullarda temizlik sorunu devam ediyor

Facebook Twitter Linked-in

Akın Bodur/İskenderun
Eğitim-Sen İskenderun Şubesi, okullardaki temizlik sorununun, halk sağlığı sorununa dönüştüğünü belirtti. Eğitim-Sen İskenderun Şubesi Başkanı Mustafa Ünsal, "Eğitim ve sağlık hakkı kamusal güvence altına alınmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.

“Hijyen sorunu, temizlik krizine dönüştü”

İskenderun'da Ulucami Caddesi üzerindeki Sağlıklı Yaşam Parkı önünde düzenlenen basın açıklamasında konuşan Eğitim-Sen İskenderun Şubesi Başkanı Ünsal, "Okulların her sabah temizlenmesi gerekir. Her teneffüs sonrası koridorların paspaslanması, lavabo ve tuvaletlerin temizlenmesi bir ihtiyaçtır" dedi. Ünsal, "Hükümet, yıllardır uygulanan yanlış politikalar sonucu derinleşen ekonomik krize karşı ve 'enflasyonla mücadele' adı altında 'Kamuda Tasarruf Paketi'ni uygulamaya soktu. Hükümet ve bakanlık, tasarrufun hiçbir şekilde uğramaması gereken eğitim alanında ödenekleri kısma yoluna giderek okullarda hijyen ihtiyacını hiçe saymaktadır. Başta çocuklar ve eğitim emekçileri olmak üzere tüm toplumun sağlığı riske atılmaktadır.  Bu anlayış sonucu Türkiye’nin hemen her noktasındaki okullarda büyümekte olan hijyen sorunu, bugün bir temizlik krizine dönüşmüştür.  Bakanlığın hayata geçirdiği İş Gücü Uyum Programı ile haftanın yalnızca belirli günleri temizlenen okullar diğer günler kendi haline bırakılmış durumdadır. Bu sebeple, çok vahim bir tablo karşımızda durmaktadır. Okullarda çöpler toplanmamakta, lavabo ve tuvaletler temizlenmemektedir. Bu durum çocuklar arasında hastalıklara daha çabuk yakalanma riskini artırmakta, binlerce çocuğun eğitime erişimini engelleme tehlikesi yaratmaktadır" diye konuştu.

“Bakanlık tuvaleti 23.9 milyon liraya onarıldı”

Eğitim-Sen İskenderun Şubesi Başkanı Ünsal, şunları söyledi: "Tasarruf paketinin açıklanmasının hemen ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tuvaletlerinin 23 milyon 933 bin TL’ye onarıldığı ortaya çıkmış, cevap olarak bakım ve onarım giderleri tasarruf paketinin dışındadır denmiştir. Sayıştay tarafından yapılan denetlemerde 111 kamu idaresi, yardım yaptığı vakıfların isimlerini gizlerken 258 idare, mali tablolarını kamuoyu ile paylaşmaya gerek dahi görmemiştir. Bütçe yok denmektedir; fakat devlet sermayeye verilen teşvikler kapsamında vergi gelirlerinden vazgeçmektedir. 2024 yılında sermayedarlar ve patronlara uygulanan vergi muafiyeti ve istisnalar 1.8 trilyon liradır. Bütçe yok denmektedir; fakat yıllardır iktidarın 'kindar ve dindar nesil' yetiştirme hülyasıyla dini eğitime ayırdığı ödenek milyarlarca liraya ulaşmıştır.  Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün yalnızca 2023 yılında yaptığı harcama 41 milyar 668 milyon 290 bin liradır. ÇEDES projesine ne kadar kaynak ayrıldığı ise meçhuldür. Okullarda temizlik sorunu salgın hastalıklar riskini artırırken, eğitim bütçesi iktidarın projelerine akıtılmaktadır. Deprem bölgesindeki çocuklara 20 aydır temiz içme suyu verilmezken, öğrenciden kesilen ödenekler sermayeye aktarılmaktadır. Milli eğitim Bakanlığı deprem bölgesindeki özel okullara öğrenci başına teşvikler vereceğini açıklamıştır. Kamuda tasarruf adı altında eğitim ve sağlık hakkı engellenmektedir. Fakat yap-işlet-devret projeleri kapsamında köprülerden karayollarına taahhüt edilen garanti bedelleri adeta bir soyguna dönüşmüştür. Önümüzdeki 3 yıl ödenmesi planlanan bedel 328,7 milyar TL’ye ulaşmıştır. Plansızlığın ve öngörüsüzülüğün faturası çocuklara, eğitim emekçilerine ve vatandaşa kesilmektedir."

“Okullarda personel haftanın 5 günü görevlendirilmeli”

"Sermayeyi değil eğitime bütçe; Rantiyeye değil halka bütçe; Susma, sustukça sıra sana gelecek; Güvenceli çalışma güvenceli gelecek istiyoruz; Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz; Ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganları arasında ve İskenderun ve Belen'de örgütlü bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerinin katıldığı basın açıklamasında konuşan Mustafa Ünsal, açıklamasını şöyle sürdürdü: "İktidar en başından beri tercihini ayrıcalıklı sınıfların yanında, sermayenin safında yer alarak yapmıştır. Kamusal eğitimden uzaklaşıldığı her adımda dar gelirli vatandaş ve çocuklar için sorunlar giderek büyümüştür. Bugün, toplumun ayrıcalıklı kesimleri temizlik ve hijyen sorunlarından etkilenmemektedir. Dolayısıyla varlıklı ve dar gelirli kesimler arasındaki uçurum büyümekte, toplumdaki eşitsizlik hali derinleşmektedir.  Hükümet, önümüze koyduğu bu politikayla başta çocukların eğitim hakkı olmak üzere geniş kesimlerin sağlığını riske atmaktadır. Eğitim-Sen olarak okulların her sabah temizlenmesi gerektiği, her teneffüs sonrası koridorların paspaslanmasından, lavabo ve tuvaletlerin temizlenmesinin bir ihtiyaç olduğunu ifade ediyoruz. Okulların temizlenmesi için yeterli sayıda personel istihdam edilmesi için yeterli kaynakların olduğu gün gibi ortadadır. Ayrıca bütçenin, hükümetin tercihleri doğrultusunda ayrıldığı gerçeği de önümüzde durmaktadır. Eğitimden tasarruf gelecekten tasarruf demektir. Dolayısıyla, hükümetin ve bakanlığın bugün bizi karşı karşıya getirdiği durum tam anlamıyla bir geleceksizlik hali teşkil etmektedir. Okullarda temizlik ve hijyen ihtiyacına insan hakları, toplumsal adalet ve eşitlik temelinde yaklaşılması gerekmektedir. Bir halk sağlığı sorununa dönüşmekte olan temizlik krizinin çözümü için acilen sorumluluk alınmalıdır: Bakanlığa bağlı 61 bin okulun herbiri için yeterli personel bir an önce sağlanmalıdır. Hükümetin TYP kapsamında 30 bin ek istihdama yönelik açıklamalarına rağmen temizlik görevlileri büyük ölçüde İUP kapsamında çalışmaktadır. Güvencesizlik ve emek sömürüsü anlamına gelen İUP kaldırılmalıdır. Okullarda temizlikten sorumlu personel haftanın 5 günü ve yılın 12 ayında görevlendirilmelidir. Bunun yanında kadrolu, güvenceli ve insanca bir ücret kapsamında bir program oluşturulmalıdır. Eğitim alanında tasarruf uygulamasından derhal vazgeçilmelidir. Eğitimin finansmanı kamusal hizmet çerçevesinde geliştirilmeli ve güçlendirilmeli ve nitelikli eğitim için gerekli bütçe sağlanmalıdır. Eğitim-Sen olarak çocukların, öğrencilerin, eğitim ve bilim emekçilerinin haklarını savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Kamusal, laik, bilimsel eğitim için her daim mücadele etmeye devam edeceğiz."




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —