İskenderun/SES
Milletvekili Şahin, Türk Hava Kurumu hakkında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli´nin yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına 41 maddelik soruyu içeren soru önergesi verdi.
Orman yangınlarına Türk Hava Kurumu uçaklarının neden kullanılmadığı konusunda şaibeli ve çelişkili bir durum olduğunu ifade eden Hatay Milletvekili Şahin, TBMM Başkanlığına verdiği, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından yanıtlanmasını istediği önergelerinde şu 41 soruya yer verdi: '2002-2021 yılları arasında çıkan orman yangını sayısı nedir? Bölgelere ve illere göre dağılımı nedir? 2002-2021 yılları arasında çıkan orman yangını çıkan orman yangınları sonrasında ne kadarlık alan hasar görmüştür? 2002-2021 yılları arasında çıkan orman yangını çıkan orman yangınları sonrasında ne kadarlık alan yeniden orman haline getirilmiş, ne kadarı amaç dışı kullanıma açılarak orman vasfından çıkarılmıştır? 2007 yılında Muğla Bodrum Güvercinlik´te gerçekleşen yangın sonrasında yeşillendirileceği açıklanan bölgeye 3 lüks otel yapılmış, bölgede yer alan La Blanche Island isimli otel 2012´de, Titanic Deluxe Bodrum 2016´da, Lujo Bodrum Hotel 2018´de açılmıştır. Benzeri örneklerin bir daha yaşanmayacağı ve orman yangını sonucunda kaybettiğimiz ormanlık alanların imara ya da amaç dışı kullanıma açılmayacağı konusunda taahhüdünüz var mıdır? Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından Temmuz ayından bu yana yapılan sıcak hava dalgaları ve orman yangınları konusunda yapılan uyarılar ormanları korumakla mesul olan kurumlar tarafından neden dikkate alınmamıştır? 2013 yılında şube kapatmalarla yıpratılan, Merkez Denetleme Kurulu´nun talebinin aksine 2019 yılından bu yana kayyum heyeti tarafından yönetilen Türk Hava Kurumu´na ait CL-215 model yangın söndürme uçakları neden kızağa çekilmiştir? İhtiyaç anından gerekli hizmeti sunamayan kurumlar hakkında herhangi bir işlem yapılacak mıdır? Yangınlara müdahalelerin nasıl kontrol edildiğine, sahada olan ve olmayan bakanlık ve kurumların nasıl roller üstlendiğine dair kamuoyuna şeffaf ve net bir açıklama neden yapılamamıştır? Bakanlığınız, AFAD ve diğer kurumlar tarafından yapılan açıklamaların birbiriyle çelişmesi, kronolojik tutarsızlıklar ve koordinasyon eksikliği konusunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından kontrol altına alındı dediği Gündoğmuş yangının Tarım ve Orman Bakanlığı´nın yaptığı paylaşımda devam edenler arasında gösterilmesi örneğinde olduğu gibi ortaya çıkan bilgi kirliliği halkı daha çok panik ve korkuya sevk etmiyor mu? Bakanlığınız şeffaf ve güvenilir bilginin ulaştırılmasından birinci derece sorumlu değil midir? Koordinasyonun ve şeffaf bilgi paylaşımın olmaması, evleri, çiftlikleri, yazlıkları, sokakları hızla ilerleyen yangın tarafından tehdit edilen bölge sakinlerinin daha da yalnız hissetmesine neden olmuyor mu? Yerel yönetimlerle özellikle orman yangınlarının yoğun olduğu Adana, Antalya, Mersin ve Muğla illerindeki yerel yöneticilerle neden etkin bir işbirliği kurulamamıştır? Orman yangınları ile mücadele çerçevesinde oluşturulan komisyonlara yerel yönetimler neden dahil edilmemiştir? Koordinasyonun birlikte yapılması ve yerel yönetimlerle işbirliği yapılması yangınların söndürülmesi konusunda süreci hızlandırmaz mı? “Orman teşkilatı yerleşim yerlerini korumaktan birinci derece sorumluluk belediyelerdedir” açıklamanız Anayasa´nın 169´uncu maddesinde belirtilen “Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.” Ve Orman Kanununun 69´uncu maddesinde ifade edilen 'Orman idaresi, orman yangınlarını önlemek ve söndürmek maksadıyla her türlü hizmeti yapar veya yaptırır.' çelişmiyor mu? Anayasa ve mevzuata aykırı açıklamanız bir görev ihmali değil midir? Anayasa´mıza göre milli servet olarak belirlenen ormanlarımız yanarken ve Türkiye´nin canını yakan orman yangınları henüz söndürülmemişken TBMM´nden geçen Turizmi Teşvik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile orman alanlarında yapılaşma tasarrufunun Turizm ve Kültür Bakanlığı´na devredilmesi orman alanlarının yapılaşmaya açılması yönünden yeni riskleri doğurmayacak mıdır? Orman Genel Müdürlüğü tarafından Haziran 2021 tarihinde yayımlanan rapora göre orman yangınlarının 1960´dan bu yana arttığı, 1960´lı yıllarda yıllık ortalama 577 orman yangını çıkarken, bu sayının 2010´lu yıllarda 2 bin 631´e yükseldiği belirtilirken bu uyarılar neden ciddiye alınmamıştır? Bilim insanları tarafından dikkat çekilen ve yapılan araştırmalarla ortaya koyulan sıcaklık artışlarının belli bir seviyede tutularak iklim krizini kontrol altına almaya hedefleyen Paris Anlaşması neden onaylanmamıştır? Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan ihalede 1986 yılından beri çalıştığı ve konusunda uzman Türk Hava Kurumu yerine başka bir firmayı tercih etmiştir? İhalenin verildiği firmaya hangi kriterlere göre yangın söndürme ihalesi verilmiştir? BORDO GRUP´un sahibi olan Erkan Adakoğlu ve Erkan Adakoğlu´nun yangın söndürme ihalesini alıp sonra kendisine EAB Uluslararası Havacılık´ı devrettiği Ekrem Çevik´in doğrudan yahut dolaylı, kendilerinin ya da akrabalarının AKP ve AKP´ye yakın kurumlar ile ilişkileri var mıdır? Türkiye´nin birçok ilinde yangınlar sürerken ısrarla Türk Hava Kurumu´nun “Acil durum” çerçevesinde göreve çağrılmamasının sebebi nedir? Yangın söndürme ihalesini alan EAB Uluslararası Havacılık´ın yetersizliği açık ve net biçimde İzmir yangınında ortaya çıkmıştır. Bu yangından sonra, bu firma ile yapılan sözleşme yürürlükte kalacak mıdır, yoksa sözleşmenin iptali düşünülmekte midir? Bakanlığınızın ukdesinde söndürme uçak ve helikopterleri bulunmakta mıdır? Bulunmaktaysa adeti nedir? Türk Hava Kurumu bünyesinde bulunan söndürme uçak ve helikopteri sayısı nedir? Orman Genel Müdürlüğü tarafından 5 adet yangın söndürme uçağı kiralama ihalesinde kiralanacak üç uçağın 10 ton su taşıma kapasiteli, iki uçağın ise 5 ton su taşıma kapasiteli olması şartının öngörüldüğü ve Türk Hava Kurumu uçaklarının su taşıma kapasitesinin 4900 litre olması nedeniyle ihale dışında bırakıldığı iddiaları doğru mudur? Türk Hava Kurumu bünyesinde bulunan uçakların hangarlarda çürümeye terk edildiği iddiaları doğru mudur? Ormanlık alanları yangınlara sebep olabilecek risklerin tespiti ve yangınların önlenmesi açısından sürekli izlenmekte midir? Yapılan düzenli çalışmalar nelerdir? Orman yangınlarıyla ilgili olarak iklim değişikliği, kuraklık, ani sıcaklık değişimleri gibi riskler dikkate alınmakta mıdır? Bu konuda yapılan çalışmalar nelerdir? Türkiye´nin birçok yerinde çıkan orman yangınları sonucunda yanan hayvanlar, doğal varlıklar, yerleşim yerlerinin tahribatı sonucunda ortaya çıkan zararlar nasıl karşılanacaktır? 2007 yılında Muğla Bodrum Güvercinlik´te gerçekleşen yangın sonrasında yeşillendirileceği açıklanan bölgeye 3 lüks otel yapılmış, bölgede yer alan La Blanche Island isimli otel 2012´de, Titanic Deluxe Bodrum 2016´da, Lujo Bodrum Hotel 2018´de açılmıştır. Benzeri örneklerin bir daha yaşanmayacağı ve orman yangını sonucunda kaybettiğimiz ormanlık alanların imara ya da amaç dışı kullanıma açılmayacağı konusunda taahhüdünüz var mıdır? Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından Temmuz ayından bu yana yapılan sıcak hava dalgaları ve orman yangınları konusunda yapılan uyarılar ormanları korumakla mesul olan kurumlar tarafından neden dikkate alınmamıştır? 2013 tarihli Afet ve Acil Durum Müdahale Hizmetleri Yönetmeliğine dayandırılarak hazırlanan ve bilim insanlarının tüm çağrılarına rağmen ülkemizde artan sel ve yangın felaketlerine rağmen Türkiye Afet Müdahale Planı neden güncellenmemiştir? Yangınlara müdahalelerin nasıl kontrol edildiğine, sahada olan ve olmayan bakanlık ve kurumların nasıl roller üstlendiğine dair kamuoyuna şeffaf ve net bir açıklama neden yapılamamıştır? Tarım ve Orman Bakanlığı´nın, AFAD ve diğer kurumlar tarafından yapılan açıklamaların birbiriyle çelişmesi, kronolojik tutarsızlıklar ve koordinasyon eksikliği konusunda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından kontrol altına alındı dediği Gündoğmuş yangının Tarım ve Orman Bakanlığı´nın yaptığı paylaşımda devam edenler arasında gösterilmesi örneğinde olduğu gibi ortaya çıkan bilgi kirliliği halkı daha çok panik ve korkuya sevk etmiyor mu? Hükümet şeffaf ve güvenilir bilginin ulaştırılmasından birinci derece sorumlu değil midir? Koordinasyonun ve şeffaf bilgi paylaşımın olmaması, evleri, çiftlikleri, yazlıkları, sokakları hızla ilerleyen yangın tarafından tehdit edilen bölge sakinlerinin daha da yalnız hissetmesine neden olmuyor mu? Yerel yönetimlerle özellikle orman yangınlarının yoğun olduğu Adana, Antalya, Mersin ve Muğla illerindeki yerel yöneticilerle neden etkin bir işbirliği kurulamamıştır? Orman yangınları ile mücadele çerçevesinde oluşturulan komisyonlara yerel yönetimler neden dahil edilmemiştir? Koordinasyonun birlikte yapılması ve yerel yönetimlerle işbirliği yapılması yangınların söndürülmesi konusunda süreci hızlandırmaz mı? Tarım ve Orman Bakanınızın “Orman teşkilatı yerleşim yerlerini korumaktan birinci derece sorumluluk belediyelerdedir” açıklaması Anayasa´nın 169´uncu maddesinde belirtilen “Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.” ve Orman Kanunu´nun 69´uncu maddesinde ifade edilen 'Orman idaresi, orman yangınlarını önlemek ve söndürmek maksadıyla her türlü hizmeti yapar veya yaptırır.' çelişmiyor mu? Anayasa ve mevzuata aykırı açıklamanız bir görev ihmali değil midir? Anayasa´mıza göre milli servet olarak belirlenen ormanlarımız yanarken ve Türkiye´nin canını yakan orman yangınları henüz söndürülmemişken TBMM´nden geçen Turizmi Teşvik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile orman alanlarında yapılaşma tasarrufunun Turizm ve Kültür Bakanlığı´na devredilmesi orman alanlarının yapılaşmaya açılması yönünden yeni riskleri doğurmayacak mıdır? TOKİ´nin yangınlar sürerken “yöresel mimariye uygun yapacağımız köy evlerinin projesini hazırladık” metniyle proje görselleri paylaşması, Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özeren´in “çok eski evi olan vatandaşlar, keşke bizim de evimiz yansaydı diyecekler diye düşünüyorum” açıklaması, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu´nun “yangını elimle söndürecek halim yok” beyanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın ilk temasını çay yardımıyla sonlandırması hükümetin ve yetkili mercilerin krizin vahametinden kopuk ve krizin yarattığı hayati sorunlardan uzak olduğunu gösteren bir tutum değil midir? Yangınların söndürülmesi konusunda çeşitli ülkelerden yapılan yardımların geri çevrildiği iddiaları doğru mudur? Kaç ülkeden bu konuda yardım talebi gelmiş ve bunların kaçı reddedilmiş, kaçı kabul edilmiştir? Reddedilenlerin hangi gerekçe ile reddedilmiştir? Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun´un yurtdışından gelen yardımlara ilişkin “ideolojik saiklerle, devletimizi aciz göstermek için yurt dışından planlandığı” açıklamasını talihsiz buluyor musunuz? Yangınların terör örgütlerince ya da başka unsurlarca çıkarıldığı yönündeki iddialar neden aydınlatılmamıştır? Orman Genel Müdürlüğü tarafından Haziran 2021 tarihinde yayımlanan rapora göre orman yangınlarının 1960´dan bu yana arttığı, 1960´lı yıllarda yıllık ortalama 577 orman yangını çıkarken, bu sayının 2010´lu yıllarda 2 bin 631´e yükseldiği belirtilirken bu uyarılar neden ciddiye alınmamıştır? Bilim insanları tarafından dikkat çekilen ve yapılan araştırmalarla ortaya koyulan sıcaklık artışlarının belli bir seviyede tutularak iklim krizini kontrol altına almaya hedefleyen Paris Anlaşması neden onaylanmamıştır? Türkiye´nin birçok ilinde yangınlar sürerken ısrarla Türk Hava Kurumu´nun “Acil durum” çerçevesinde göreve çağrılmamasının sebebi nedir? Türkiye´nin birçok yerinde çıkan orman yangınları sonucunda yanan hayvanlar, doğal varlıklar, yerleşim yerlerinin tahribatı sonucunda ortaya çıkan zararlar nasıl karşılanacaktır?'